46 bölüm

90.4K 2K 68
                                    

Geciktiğim için üzgünüm, bu sıralar çok gecikme oluyor biliyorum, ama inanın ki hiç vaktim kalmıyor, zaten aklımada pek bir şey gelmiyor... Bu bölümü pek beğenmedim, ama daha fazlada sizi bekletmek istemedim, aklıma ne geldiyse onu yazdım...ve bu çıktı. İnşallah beğenirsiniz... Ve kısa olduğunu biliyorummm onun içinde özür diliyorumm...

SİZLERİ ÇOK SEVİYORUMM

VE SEZON FİNALİ İÇİN GERÇ SAYIM BAŞLADI...SON 2 BÖLÜM!



SINIR: +550 VE EN UZUN YORUM YAPANA GELECEK BÖLÜMÜ ONA İTHAF EDECEĞİM



KEYİFLİ OKUMALAR ;)



Son 1 ayım kalmıştı doğuma, arada bir yalancı sancılarım tutuyor ve Doğanın aklı başından gidiyordu. Her şeyimizi hazırdı...bir tek kızımızı bekliyorduk...Alesa Miramızı! Evet zor bir uğraştan sonra ismine Alesa Mira karar vermiştik, zor oldu çünkü Merve başka, annem başka, Doğan başka isimler öneriyordu. Ama ben Alesa Mirayı kafama takmıştım bir kere, ne söyleseler boştu! Odası zaten hazırdı, rengarenk elbiseleri asılmış, patikleri dizilmiş bir şekilde odasında , kızımı bekliyorlardı. Tabii son ayım olduğu için daha çok dikkat etmem gerekiyordu. Doğanında bu aralar çok işleri olduğu için pek evde kalamıyor, her dakika beni arayıp iyi olup olmadığı mı soruyordu. Aslında bu durumdan şikayetçi misin diye sorsalar, tabii ki rahatsız değildim! Hangi kadın ilgiden bıkardı ki? Annem ve Merveyle beraber sahilde kahvaltı yapıyorduk. Pek iştahım yoktu, ama bana kötü kötü baktıkları için mecburdum bir şeyler ağzıma sokuşturmaya.

"Yazık kızcağıza..."

"Aynen anne, ailesi yokmuş. Masalda o yerden kaçmış...ama gelip elimizden aldılar. Hala daha canım acıyor!"

"Çok tatlıydı o sarı cimcime ya"

"Evet..en kısa zamanda görmeye gideceğim, ve elimden geleni yapacağım"

"Bana da haber verirsin, bende görmek istiyorum sarışını"

"Tamam canım haber veririm"

Evet Çocuk Esirgeme Kurumundan görevliler gelip Masalı bizden almışlardı-zorla! Elimizden hiç bir şey gelmiyordu, malesef! Ama her vakit bulduğumda Masalı görmeye gidecektim! Ve elimden geldiğince ordaki çocuklara yardım edecektim. O çocukların hiç bir günahı yoktu ki...

Biraz daha dolaştıktan sonra eve gelmiştim. Canım sıkılıyordu, ve kalkıp mutfağa doğru gitmiştim. Etrafıma bakınıp ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Elime gelen malzemeleri tezgahın üstüne dizip tabletten tatlı tarifleri araştırmaya başladım.
Evin içi elmalı turta, tiramisu kokuyordu.

"Mmm..."

İrkilerek arkamı dönmüştüm. Doğan kapıya yaslanmış beni izliyordu.

"Ne zaman geldin?"

"Biraz önce aşkım"

"Neden seslenmedin?"

"Burdan görüntü çok hoştu, bozmak istemedim"

Yine o sırıtışını yollamıştı bana. O'na doğru yürüyerek tam yanağına öpücük konduracaktım ki, kafasını çevirmesiyle dudaklarımız buluşmuştu. Elleri rahat durmuyor, sürekli tenimi okşuyordu. Gözlerimi kapatmış anın tadını çıkarıyordum. İlk ayrılan ben olmuştum, kendimi dizginleyemezsem Doğanı hiç durduramazdım.

"Tatlı yaptımmm"

"Sen benim tatlımsın, seni yiyebilirim"

"Sen en iyisi elmalı turta ye canım"

Diyip oturma odasına doğru yürümeye başlamıştım.

"Bugün ne yaptın güzelim?"

"Hiiç, annemle ve Merveyle dışarıya çıktık...artık kızımı kucağıma almak istiyorum ve onunla beraber dolaşmak istiyorum!"

Resmen isyan ediyordum, ama ben kızımı kollarımda görmek istiyordum. Doğanda yanıma gelip, boynuma bir öpücük kondurup, elleri şimdide karnımda geziniyordu.

"Hem hava soğuk hanfendi! Üstüne biraz daha kalın bir şeyler giyinsen iyi edersin"

"Ama çok sıcakk!"

"Aralık ayındayız canım! Bilmem farkında mısın?"

"Eveet..ama gerçekten çok sıcak, bunalıyorum kalın şeylerin içinde."

"Tamam Aslı! Ama sonra hastalanayım deme"

"Tamam hastalanmam..."

Gözlerimi devirmiştim, evet Aralık ayında olabiliriz, hatta dışarda kar yağıyor bile olabilir, ama benim için çok sıcaktı! Kar diyince aklıma kardan adam geldi

"Doğan, hadi gel kardan adam yapalım"

"Güzelim saçmalama, haa buz gibi. Şöminenin karşısında oturmak varken neden dışarı çıkalım ki?"

"Ama lütfen"

"Off tamam, git üzerine bir şeyler giyin! Bir zahmet kalın olsunlar!"

Tam ayağa kalktım gidiyordum ki..

"Bana bikinilerimi giyinmeye zorlama!"

"Aman tamam sustuk Aslı hanım, hadii! 5 dakikaya aşağa geldin geldin, gelmedin kimse beni dışarıya çıkartamaz"

"Peki kocacığım"

Şuan bir sürü fotoğraf çekiyordum, kardan adamın, Doğanın, kendimi..çok eğlenmiştik. Tabii kar topuda oynayabilirdik ama benim kocaman karnım yüzünden ,ben zaten kar topu yapana kadar beni burda kardan kadın yapacaktı Doğan efendi!

"Ee eğlendiniz mi Bayan Soylu?"

"Hemde çoook! Şimdi birde salep içersek, harika olacak."

"Tamam o zaman gel, yakınlarda bir cafe var oraya gidelim"

"Tamam"

Bütün günüm dışarda geçmişti, gerçekten eğlenmiştim. Zaten her an kızım 'ben geliyorum' diyebilirdi o yüzden Doğan olabildiğince yanımdan ayrılmıyordu. Şimdide sahil kenarında,arabanın içinde oturmuş denize bakıyorduk...

"Harika..."

"Evet, kusursuz..."

Doğana baktığımda yüzünü bana çevirmiş beni izliyordu. Kıkırdamıştım, hatta kızarmıştım sanırım.

"Seni tanıdığıma bir kez daha şükrediyorum!"

"Bende..."

Sabah uyandığımda hala arabanın içindeydik, burda mı uyuya kalmıştık? Tam koltuğumu düzeltecektim ki, karnıma sancı girmişti. Ağzımı kapatmıştım, yoksa Doğanı boşuna telaşlandıracaktım. Derin nefesler veriyordum, ama sancı bir türlü dinmek bilmiyordu...

"K-kızım şimdi değil..."

Derin derin nefesler alıp veriyordum, tam sancım dindi diyecektim ki, daha şiddetli bir sancı başlamıştı. Bu sefer ağzımdan kaçan çığlığı durduramamıştım. Doğan telaşla gözlerini açmış bana bakıyordu.

"Aslı?"

"D-doğan...ah.."

"D-dur derin nefes al..h-hemen doktora g-gidiyoruz"

"S-saki...ahh !"

Doğan son gaz arabayı sürüyordu. Sanırım suyum gelmişti, canım çok acıyordu. Arabanın içi benim çığlıklarımla dolmuştu. Sancım git gide daha şiddetli bir hal alıyordu...gözlerim kararıyordu.Doğan zaten telaştan ne yapacağını bilmiyordu. En son hatırladığım şey Doğanın beni kucağına alıp, doktorlara seslenmesiydi...

Zorla evlilik mi? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin