Katie'ye göre Seth ile yarışmak eğlenceliydi. Her ne kadar kaybeden o da olsa, bundan oldukça zevk almıştı. Seth çok komikti ve şapşaldı. Ona fark attığında Katie'nin mesafeyi kapaması için geri geri yürümeye başlamıştı ilk başta Katie buna kızmıştı fakat bu Seth yanlışlıkla birine çarpana kadar sürmüştü. Katie orta yerde gülmekten yerlere yatmıştı. Seth yolun geri kalanında onu sürükleyerek götürmek zorunda kalmıştı.
Katie, marketin önüne geldiklerinde Seth'in elini bıraktı.
"İstersen burada bekle ben ihtiyacım olan birkaç şeyi hemen alıp gelirim."
"Tamam ama çok geç kalma."
Katie markete girdiğinde bile Seth'in yüzündeki şapşal gülümseme silinmemişti. Tarifi edemeyeceği bir biçimde kendini mutlu ve huzurlu hisediyordu. Kararını vermişti. Katie'ye ona mühürlendiğini söyleyecekti, bundan daha uygun bir zaman olamazdı.
Katie elinde poşetle marketten çıktı. Seth'i kaldırımlarda otururken buldu. Elindeki dondurmalardan birini uzattı.
"Ne çeşit sevdiğini bilmiyordum ama tatlı olsun diye çikolatalı aldım umarım beğenirsin."
Seth dondurmayı kızın elinden aldı.
"Aslında favorim olanı bulmuşsun. Çikolataya bayılırım. Teşekkürler Ivy."
Katie diğer ismini onun ağzından duyunca kalbinin teklediğini hissetti. Tanrım, yanaklarının kızardığını hissediyordu. Henüz cevap vermediği için endişe ile onu izliyen genç adama baktı.
"Seni kızdırdım mı özür dilerim. Bu ismi kullan-"
"Ah! Hayır, hayır kızmadım. Sadece... Şaşırdım o kadar."
Seth oturduğu kaldırımdan kalktı ve genç kızın yanına geldi.
"Tamam o zaman. Tekrar sahile gitmeye ne dersin hem seninle konuşmak istediğim bir şeyler var."
"Neden olmasın hadi gidelim."
Seth bir yandan Katie ile sahile doğru yürürken bir yandan da söyleyeceklerini kafasında tekrar ediyordu. Gerçekten heyecandan titrediğine yemin edebilirdi. Hayatında hiçbir şey onu bu kadar heyecanlandırmamıştı. Katie'nin yürürken rüzgarda dalgalanan saçlarına baktı. Mis gibi yasemin kokusu burnuna doluyordu, Seth genç kıza sarılmak istiyordu. Ona sarılmak, onu sımsıkı tutmak kokusunu daha çok içine çekmek istiyordu. Burnunun üstündeki o minicik çilleri okşamak, güzel gözlerinin içinde kaybolmak, dudaklarının tadına bakmak istiyordu. Seth bütün bu yoğun duyguları daha fazla içinde tutamayacağını biliyordu. Sahile geldiklerinde genç kızın ellerini avuçlarına aldı. Karşılıklı birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı, Seth genç kızın meraklandığını görebiliyordu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Katie benim sana söylemem gereken bir şey var."
"Seni dinliyorum Seth bir şey mi oldu?"
"Evet bir şey oldu ama kötü bir şey değil. Aksine oldukça güzel bir şey. Ben- BEN SANA MÜHÜRLENDİM."
Katie karşısındaki genç adama şaşkın şakın baktı. Henüz olanları idrak edememişti. Seth... Seth Clearwater ona mühürlenmişti. ONA MÜHÜRLENMİŞTİ. Tanrı aşkına! Seth'ten onu ilk gördüğü günden beri hoşlanıyordu. O bu zamana kadar gördüğü en nazik, en tatlı ve çekici erkekti onunlayken her şey yerli yerindeydi. Şimdi bu duyduklarından sonra Seth'e sarılmamak için kendini zor tutuyordu.
Tam bu anda bir şey kafasına dank etti. Katie aklına gelenlerle tüylerinin ürperdiğini hissetti. Ona sıcacık kahverengi bakışlarını sunan, yumuşacık tüylerini okşamasına izin veren kurdu düşündü. Onu diğer yaratıklardan korumak için önüne atlayan kurdu, onun yüzünden ölümcül bir yara alan kurdu, ölmek üzereyken acılar içinde uluyan kurdu. Ve onun için yas tutan sürüyü düşündü. Parmak uçlarından toprağa damlayan sıcak kanı hatırladı... Kurdun kanı... Seth'in kanı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucu (Seth Clearwater)
Fiksi PenggemarJacob'un L.A 'da yaşayan kuzeni Katie Black La Push'a geri taşınır, ailesi hakkında öğreneceği yeni şeyler ve Seth'in onu görür görmez mühürlenmesi karmaşık olayları daha da karmaşıklaştıracaktır.