Yavaşlar, eziktir!!

131 22 27
                                    

Buna inanmıyordum. Ben bu aralar çoğu şeye inanmıyordum ki! Gerçekten çok büyük bir tesadüf olması gerekiyodu ki o tesadüf de oluverdi. Şansıma tüküreyim! Mesela Misaki olamazmıydı! O olsa direk sınavı yapmadan alırdı da. Ayato imkansızdı.

Sınav ortamı için geniş bir depoya geldik. En azından depo gibi bir yerdi. Etrafta bir sürü yığın şeklinde koliler bulunuyordu. Bazı koliler de yere saçılmış ve içlerinde ki maskeler yere dağılmıştı. Hepsi de standart aogiri maskesiydi.

Ayato depoya bakınmasını sürdürdükten sonra:
- Sınav için en uygun yer burası ve genellikle burada sınav yapılıyor. Şimdi eğer hazırsan başlayalım, dedi. Ve ardından bir sırıtışta bulundu. Onun için kolaydı tabii!

Ben kendimi hazır hissetmiyordum. Alnımdan terler dökülüyordu ve tiklerim eskisinden daha fazla hareket ediyordu ama o çoktan kendine hakim olmuş kagunelerini çıkartıyordu.

Sonunda kafamı yere eğdim ve kagunelerimi çıkartmaya başladım. Buna alışkındım ama galiba uzun süre olmuştu kagunelerimi kullanmayalı. Bu yüzden içime daha çok korku bastırdı. Kalbim yerinden çıkacaktı.

Kagunelerimin sırtımdan çıkarak kollarıma dolandığını hissettim. Ve sonunda ellerime ulaştılar. Onları tuttum ve artık ikimizde hazırdık. Kimin başlıyacağını bilmiyordum ama galiba benim başlamam gerekiyordu.

Saniyeler çok yavaş geçiyordu. İkimizde karşı karşıyaydık ve yerimizde hazır bekliyorduk. Onun başlamasını istiyordum ama bekliyordu. Daha da heyecan bastırmıştı. Ya eğer sınavı geçemezsem!!

Sonunda büyük bir atlayış yaptım ve arkasına geçtim ama nasıl olduysa benden çok daha hızlı davrandı. Bana döndü ve kanatlarından kristelimsi dikenlerini savurdu ama onlarla baş etmek kolay sayılırdı.

Kristelimsi dikenler gözümü kamaştırıyordu ve her bir taraftan geldiği için ileriyi göremiyordum yani Ayato'nun ne tarafa gittiğinden emin değildim. Bu olay gittikçe ilizyonculuk oyununa dönmuştü.

Dikenlerden kurtuldum ama dikenlerden kurtulayım derken o çoktan arkama geçmişti ve kagunesi tam boğazımın önünde her an boğazımı sıkacakmış gibiydi. Muhtamelen yenilmiştim.

Ayato tam yanımda duruyordu. Nefes alıp vermesini duyabiliyordum. Şok olmuştum. Çok hızlıydı. Nasıl savaşacağını çok iyi biliyordu. Kalbim daha da fazla atmaya başladı ve bana yaklaşarak kulağıma:
- Şu anda ölmüştün, dedi. Kagunesini indireceğini sanmıştım ama tam tersine bana daha çok yaklaşarak kulağıma:
- Ama şunu söylemeliyim ki çok güçlüsün ve bu seni daha da güzel yapıyor, dedi fısıldıyarak. Ardından bir soluk alarak devam etti:
- Ama daha da önemlisi... yavaşsın! Yavaşlar, eziktir! dedi üstüne basarak.

O anda saniyeler durmuş gibi hissediyordum. Ayato'nun bana dediği o sözcük başımda yankılanıyordu. Çok mutlu olmuştum sanki ama bir anda yüz ifadem değişmişti. Bu Lawliet'in gerçek kızgın haliydi ve görmek istemezdiniz.

Ben çok hırslı bir insanımdır. Hiç bir zaman kaybetmeyi sevmem. En azından çabalarım ve şu an da asla kaybetmek istemiyordum. Bana kimse ezik diyemezdi. Kesinlikle. Kesinlikle ezik olmayacaktım!

Hâlâ yanımda kulağımın dibinde duruyordu. Ben de kafamı ona döndüm ve ona bağırarak:
- Ben bir ezik değilim, dedim ve kagunelerini hızlıca ittirip ondan kurtuldum.

Şu anda kimse beni durduramazdı. Onu her ne olursa olsun yenmeye hazırdım. Hızlıca ona doğru koşarak kagunelerimi ona savurdum. O da bu ani olaya pek şaşmamış gibiydi. Sanki benim sinirleneceğimi biliyormuş gibi kızdırmıştı beni ve başarmıştı da.

Var gücümle ona doğru kagunemi savuruyordum ve o da geriye doğru zıplıyordu. Ani de olsa kurtulmayı başarıyordu. Bana bir oyun oynamıştı ama yine de ben yenecektim.

Gerçekten sınav değil bir savaşa dönmüştü bu olay. Ama onun için aynı şey geçerlimiydi bilmiyordum.

Sonunda kagunem onun yanağına kocaman bir kesik attı. Sanki o kesiği atarken saniyeler yine yavaşlamıştı ve bütün o anılarım gözümün önüne gelmişti.

O gün o beni kurtarmıştı ama şimdi ben ona ihanet ediyorumdum sanki. Çok garip!! Ya da belki ben mi abartıyordum. Hayat çok aldatıcıydı.

Kesik atıldığında kanı etrafa sıçradı ve yüzüme de geldi. Yere çömeldim. Başım dönmeye başladı. Gözlerim kararmaya başladı. Her şey karışık görünüyordu.

Yüzümdeki kanı elimle aldım ve elime baktım ama gözyaşlarım Ayatonun kanını bulandırmıştı.

Ben o anda sanki onu öldürmeye çalışmıştım. Evet ben o anda kendimi kontrol edemiyordum ve onu öldürmeye çalışmıştım. Hepsi bana ezik dediğindendi.

Gözlerim zar zor görüyordu. Son gördüğüm şey Ayato'nun ayakta bana doğru gelmesiydi...

Bir Ayato Hikayesi {Ayato Kirishima}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin