Bir Ayato Hikayesi {Ayato Kirishima}

Nededin sen? ... Bu imkansız!

" Benden izinsiz nasıl sınav yaparsın? Eto sınav düzenleme görevini bana vermişti ya hani!!"

" Çok abartıyorsun! Alt tarafı bir sınav."

" Abartmıyorum! Sen hiç bir şeyi umursamıyorsun sadece! Belki birisinin amacı buraya katılmak değil de içeri sızmaksa! Hee! Böyle giderse Aogiri' den atılacaksın Ayato!!"

" Bu kızı biliyorum!! Neden ben Aogiri'nin tehlikeye girmesini isteyeyim ki! Hem sınav bittikten sonra sana haber verecektim."

"Ayatoo! Zırvalamayı bırak artık!"

" Ya ne var ya!"

Bilincim geri geldiğinde ilk duyduklarım bunlar oldu. Daha gözlerimi açamamıştım ama sanırsam o Kaneki'nin sesiydi. Sonunda Kanekiyle tanışacaktım fakat tuhaf bir zamanda!

Yavaş yavaş gözlerimi açtım ve karşıma direk bana doğru gelen güneş ışınları gözlerimi yaktı. Zar zor önümdeki Ayato'yu ve Kaneki'yi görebiliyordum. İkisi de uyandığımı görünce şaşkın ördek gibi bana bakmaya başladılar.

Önceki gelişimde olduğu gibi aynı koltuğa yatırmışlardı beni. Yani Ayato'nun odasındaydık ve Kaneki uyandığımı görünce doğruca konuşmaya daldı:
- Tebrikler! Sınavı kazandınız! Tabi sınavdan son anda haberim oldu ama olsun, dedi Ayato'ya kızgın bir surat atarak ve Ayato da konuşmaya karıştı:
- Kanekii!! Sus artık! Kız uyanmış sen hâlâ vır vır konuşuyosun! dedi ve Kaneki sakinleşmiş bir şekilde devam etti:
- Tamam, tamam! Ama bu konuşmayı baş başa yine devam edeceğiz Ayato! Hemen elimden kurtulamazsın! dedi ve ardından ciddileşerek devam etti:
- Dediğim gibi sınavı geçtiniz. Son anda sınavdan haberim olup sınav alanına geldim ama yetişemedim. İçeri girdiğimde Ayato'nun yanağından kanlar akıyordu. Bu çok büyük bir başarı. Böyle bir başarı çok az kişilerde bulunur yani sınavı geçtiniz demek. Bundan sonra bizimle çalışabilirsiniz hanımefendi. Ayrıca sizin daha güçlenmenizi sağlayacağız. Şu anlık bu kadar. Ayrıntıları Ayato'dan öğrenebilirsiniz sonuçta de mi? dedi ve Ayato bunun üzerine sırıtarak:
- Tabi, tabii ne demek! dedi ve aniden kulağıma yaklaşıp fısıldayarak:
- Sen Kaneki' ye bakma o bu kadar kibar değil! dedi ve Kaneki bunu duyar duymaz Ayato'nun sırtına kocaman bir şaplak yapıştırdı:
- Sanki duymuyorum dediklerini! dedi ve Ayato da gülerek:
- Acıdı ama! dedi. Ardından Kaneki acımasız bir şekilde:
- Daha beter ol! dedi ve sanki aklına aniden bir soru gelmiş gibi bana dönerek:
- Bu arada hanımefendi adınız neydi? dedi. Uyandığımdan beri ilk defa konuşma hakkı vermişlerdi bana. Bunu üzerine yutkunarak konuşmaya başladım:
- Lawliet, Lawliet Ikawura, dedim yavaşça ve ardından Kaneki:
- Güzel! Tanıştığıma memnun oldum Lawliet. Benim adım daa..
demeden söze karıştım:
- Kaneki! De mi? dedim ama Kaneki' den ses gelmiyordu. Şaşmış gibiydi. Bu yüzden konuşmaya devam ettim:
- Sizi biliyorum! Merak etmeyin bana güvenebilirsiniz. Ben... Ben sadece sizi takip ediyorum. Yani ediyordum. Mesela senin yarı ghoul olduğunu da biliyorum, dedim ama bu sefer daha da bir şaşmış gibilerdi.

Aniden Kaneki ne olduğunu şimdi kavramış gibi, Ayato' ya dönerek:
- Demiştim sana Ayato kim olduğunu bilmeden sınava alırsan böyle olur, diyerek kapıyı sert bir şekilde kapayarak odadan çıktı.

Sadece Ayatoyla ben kalmıştık. Ne yapacağımı bilemedim. Zaten önümde sadece kavga etmeyişleri kalmıştı ama aldırış etmedim Ardından Ayato gülerek:
- Takma sen onu! Geri kafalının teki! dedi ve sanki bugün hiç oturmamış gibi yanıma sele serpe bir şekilde kendini koltuğa bırakıverdi ve rahatlamış gibi görünerek:
- Eeee! Nasıl buldun! Mutlu hissediyorsundur umarım. Kim hissetmez ki! Buraya yani Aogiri ağacına katılmayı başardın! dedi ama ben hiç de öyle hissetmiyordum. Buaraya katılmak niye o kadar "muhteşem" bilmiyordum. Bende:
- Bilmem ki! Buraya aslında kendi isteğimle katılmışım diyemem. Ablam, ablam istedi aslında, deyiverdim. Bunu ona niye söyldiğimi bilmiyordum ve o da kaşının tekini kaldırarak:
- Senin ablan mı var? dedi sanki anlamamış gibi. Kaneki de anlamamıştı. Soyadlarımızdan anlamamışlarmıydı ki!
- Çok safsınız! Soyadımdan anlaşılmadı mı? dedim. O da sanki hâlâ anlamamış gibi:
- İnan bana Lawliet, Ikawura soyadında kimse yok! Ben kimin olduğunu çok iyi bilirim burada! dedi. Kafam karışmıştı. Ablamı bilmiyorlardı. Hani buraya katılmıştı!
- Hitori! Adı Hitori! dedim artık! Acaba ablam bana yalan mı söylemişti?

Ayato ismi duyar duymaz doğrularak:
- Bir dakika! Ne dedin sen? Hitori mi? Bu imkansız! Hitori ölmemiş miydi!!