Medyada Mert var...
Kafamı kaldırdım "ismim Aslı. Otobüste iken seni tanımıyordum ki" dedim.
Sonra ekleyerek devam ettim "yani tanımadığım bir insana hem de güvenmediğim bir insandın yani hala sana çok güvendiğim ve tanıdığım söylenemez" sıraya oturdu "bundan sonra sana yalancı diyeceğim" dedi. Ya Tarık ile karşılaşırsak orada derse olmaz Tarık duyarsa ne der bana "olmaz benim adım var" dedim çantamı sıraya koyup gözlerimi diktim "bunu yalan söylemeden önce düşünseydin" dedi. Sıraya oturmuştu demek ki bu sohbet uzun sürecekti ama benim vaktim yok "o zaman durumlar eşitlensin bende sana isim takayım" dedikten sonra tek kaşı kalktı "ben yalan mı söyledim" derken birazcık sırıtıp "hayır ama kabasın" dediğimde iki kaşı kalktı konuşmaya devam ederek " hayırlı olsun yeni adın Hanzo" dedim ve ardından bir kahkaha patlattım bana baktı duygusuzca "eğer sen yalancı demeyi kesersen bende yeni adını söylemem Hanzo" dedim Hanzo kelimesini bastırarak "küçük yalancı seni peki eğer Tarık bu yalanı öğrenirse" dedi ve sırıttı. Ama ben varya seni Hanzo kılıklı kalas yapılı yaratık beni resmen tehdit ediyordu. Bana Tarık 'tan uzak dur diyor ama "Tarık'tan uzak durmamı söylemiştin" dediğimde kendinden emin olarak konuşmaya başladı"ve sen hala sırnaşıyosun" dediğinde ağzına bir tane vuracaktım " öyle mi sebebini söyle neden uzak duruyorum ondan" sıradan kalktı ve "madem merak ediyorsun o zaman cuma okul çıkışı beni bekle de gör" dedi giderken arkasından bağırdım "ama cuma eve gideceğim" dedim arkasını döndü "uçakla mı" yok amk özel jet ile aldıracaklar beni mal ya "evet sen gitmiyor musun" derken iki adım attı bana sınıf kapısı açıktı çantam hala sıranın üzerinde duruyordu sınıf kapısı ile arasında 5 adımlık bir mesafe vardı ben ise orta sıranın en arkasındaydım. Tabi sonradan geldiğim için yer sıkıntısı çekmiştim ama öne oturacak halimde yoktu " yurtta kalıyorum ama İzmirli değilim tatil için gelmiştim Ankara'nın küçük bir kasabasında kalıyoruz okula uzak olduğu için burdayım ve uçak ile gideceksen zaten akşam binersin okul 4 te dağılıyor yani akşama doğru varacağına göre vaktin var" vay anasını lan ben bunu izmirli sanıyordum ya "kısa hayat hikayenden banane cuma kantinde 10 dakika beklerim eğer beni ekersen valla yurdu basar seni öldüresiye döverim" derken kapıya yaklaştım ağzını açmış bişey söyleyecekti ama ben çıkmıştım çoktan.
Yine etüt ya off! Koca bir of bugün çarşamba ve perşembe ve cuma iki gün bugünü saymazsak. İnci ve Filiz ile ilgili hiç bir sorun olmamıştı aramızda. Takılmamışlardı bana hiç. Tabi öldürücü bakışları hariç...
Etütten çıkmıştım odaya girip kendimi yatağa attım. Titreyen telefona baktım
Gönderen:Tarık
Okul nasıl geçti?
Okula gelmeyen oydu benim ona neden gelmediğini sormam gerekirken o bana soruyor. Yani bu demek oluyor ki beni merak ediyor bu da demek oluyor ki beni merak ettiği için mesaj atıyor, bana mesaj atıyor çünkü beni önemsiyor, beni önemsiyor çünkü bana değer veriyo ve bu da demek ki beni seviyor... Evet yani eşittir beni seviyor demek bunlar. Galiba öyle, ama emin olmalıyım tabi. Sadece iyi yazdım mesajına karşılık. Sonra telefonum çaldı 'annem arıyor' yazan telefona bakakaldım sonra telefonu açtım.
Aslı : anne
Ayşe Hanım :nasılsın kızım
Aslı :iyi
Ayşe hanım : senin araman yok ben arayım dedim
Aslı :özür dilerim son söylediklerim için
Sanki onu yumuşatmaya çalışır gibi. Onu çok seviyorum hayatım demek o.
Ayşe hanım : unuttum ben onu yavrum
Dediğinde gülümsedim. Ah şu anneler yani çok fedakarlar. Dünya melekleri herşeyi yaparlar
Ayşe hanım :Okulun ilk haftası yarın gelsene zaten günün yarısı gidiyor
Tarık vardı ama. Hem daha Tarık 'ı tanımıyordum tanımadığım birine annemi feda edemem. Onu seviyorum ama. Yani sadece seviyorum aşık değilim hem daha çok vaktimiz var. Yani seçim annemden yana.
