Güncelleme Tarihi: 16 Şubat 2015.
Episode Two
"Fazla sakinim. Kendimden korkuyorum. Aslında en çok kendimden korkuyorum. Bu dünya için fazla günahkârım. Her şey için fazla geç kalmış gibiyim. Doğum günümde yalnızım. Ben yalnız olmaya mahkumum. Müebbet yemiş gibi her gün aynıyım. Annem babam var ama kimsesizim. Bu ne demek hiç biliyor musunuz? Etrafında anne baban olduğu halde kimsesiz olduğunu kabullenmek ne kadar zor bir fikriniz var mı? Yok. Olmasın. Siz benim umudumsunuz. Siz de zarar görmeyin. Umutlarımın geri kalanlarını bir varilin içine atıp sokakta üşüyen çocuklara bağışladım. Onlar ısındı ama kendi umutlarımın katili oldum. Benliğim içimden kayıp gitti. Benliğimi tekrar bana verirsiniz değil mi? Tek varlığım olan siz de bırakmazsınız değil mi? Emin değilim. Emin olamıyorum. Dengesizliklerim beni bir kararda bırakmayıp başka kararlara zıplatıyor. Göğüs kafesimdeki ağırlık gün geçtikçe ağırlaşıyor. Ayaklarım yerden her gün biraz daha kesiliyor. Kanatsız bir melek gibi uçmak istiyorum. Uçup bu boktan dünyadan kurtulmak istiyorum. Kanatsız melekler ölüme mahkumdur. Bunu biliyorum. Ben ölmek istiyorum. Ben acı çeke çeke ölmek istiyorum. Ben mozoşist değilim. Ben çaresizim. Çaresizliğin sınırlarında geziniyorum. Bir yanı uçurum, diğer yanı ateş. Her iki seçenekte de ölüm bir o kadar keskin ve soğuk geliyor. Peki bu kadar soğuk olmasına rağmen bu kelimeler neden benim içimi bu kadar ısındırıyor?"The End.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my hope ×jungkook×
FanfictionEfsunkar, dilleri merhemli, dudakları uçuk, en az benim kadar yaralı bir kitap.