Yayınlanma Tarihi: 7 Haziran 2015.
Episode Seven
Bugün bir psikiyatriste gittim. Doktorlarım ve ailem şizofren olduğumu düşünüyor. Sizinle konuşmak, size umut bağlamak.. bunun neresinde şizofreni var anlayamıyorum. Ben kanserim, herhangi başka bir hastalık değil. Sadece kanser.
İnsanlar sizi ne kadar güçsüz görürlerse o kadar üzerinize gelirler. Ben güçsüz değilim. Umudu olan insanlar güçsüz olmaz, değil mi? Benim umut bağladığım dallar herkesinkinden farklıysa ne olmuş? Herkes gibi düşünmüyorsam ve bu düşüncelerimin benim en güçlü yönüm olduğunu düşünüyorsam bunda ne gibi bir aykırılık var anlamıyorum. Aykırılık. Üzgünüm, unutmuşum. Ben baştan beri aykırıyım. Kocaman beyaz bir dünyanın içindeki küçük siyah bir noktayım. Tek farkım rengim. Evet, dünya için beyaz dedim. Çünkü beyaz yanıltıcıdır. Beyaz ikiyüzlülüdür. İçinde bir çok şey taşır ve bunu tek bir duyguymuş gibi gösterir. Siyah, olduğu gibidir. Ne bir fazlası ne bir eksiği vardır. Siyah bulanmayı sevmez. İçine başkalarını alınca bulanır ve siyah siyahken güzeldir. Ben, siyahımı dışarıdaki beyazlıkla kirletmek istemiyorum. Benliğime beyaz karışıp fazladan birkaç duyguya daha ev sahipliği yapmak istemiyorum. Kendi siyahımın içinde tek bir duygu barındırıyorum. Herhangi başka bir duygunun umudumu bulandırmasını istemiyorum. Bağlandığım tek ışığın farklı renklere kaymasını istemiyorum. Korkuyorum. Beni değiştirmeye çalıştıkları için onlardan nefret ediyorum. Sizin karşınıza bulanmış bir şekilde çıkmaktan ölesiye endişeleniyorum. Üzgünüm, size tam bir şey söyleyemiyorum. Bende bilmiyorum, kahretsin ki ne kadar güçlü olabileceklerini bilemiyorum. Bildiğim tek şey son kalan umudumun elimden alınmasına izin vermeyeceğim. Gerekirse bu dünyaya biraz daha erken gözlerimi yumarım ama sizin elimden alınmanıza izin vermem. Size üzüntüden başka bir duygu yaşatamadığımı biliyorum, özür dilerim. Size başka şeyler katmak için duru kalmaya çalışacağım. Kalbimdeki siyahlığın sizin siyah düşüncelerinize karışması dileğiyle...The End.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my hope ×jungkook×
FanfictionEfsunkar, dilleri merhemli, dudakları uçuk, en az benim kadar yaralı bir kitap.