İtiraf ediyorum yıldızlar. Koşmak güzel şey. Bulunduğumuz durumu değil, koşmayı seviyorum. Çünkü başarıyoruz. Tıpkı bizimle konuşan doktorlar gibi. Koşunca ne hissediyorsun dediklerinde hiç düşünmüyorum sadece hissediyorum. Kendimi odamızdan koşarken hayal ettim. Ve müziği duydum. Koşarken kulaklarıma bir müzik geliyor. Havanın tadı değişiyor. Yağmurlu bir havadaki yaprak gibi hissediyorum kendimi tam da. Ne bir yaprak gibi hafif ne de yağmur damlalarıyla dolu bir yaprak. Rüzgar çıkınca sallanan ve ona inat o çıkardığı ses gibiyim. Sırf kendimi geliştirebilmek için odamda hareketler yapıyorum. Koşuyorum ve aniden duruyorum. Yastığımı duvara fırlatıyorum ve o daha yolu yarılamamışken bile zaman duruyor ve ben ondan önce duvarda oluyorum. '' Elmer!'' seslenip duvara çöktüm. Ardından mavilerim de belirdi.
'' Elmer,neden kimse gelmedi ? Dışarda hiç ses duymuyorum.'' Pipeti kulağıma yaklaştırdım ama cevap vermedi. Bir tuhaflık vardı benim kardeşimde. '' Elmer noldu ?''
'' Esila. Bilmiyorum. Neler oluyor bilmiyorum. Düşünüyorum ama-''
'' Ama ne ! Böyle mi kaçıyorsun ? Sen nasıl bir askersin bana ayıcığı koruyacağına söz verdin ? '' pipetten uzaklaştı ama duvarın yanında olmasına gerek yoktu çünkü artık öfkesini bağırarak kusuyordu.
'' Ayıcık mı ? Bana koruyup korumadığımı söyleme Esila. Bu olanların hepsi o saçma ayıyı kurtarmayı seçip seni arkama bırakmak oldu. Bunların hepsi o ayı için söz vermiş olmamdı. Gördün mü nerde ayın , nerdesin sen. Nerdeyiz biz Esila !!!! '' birşeyin devrilme sesi geldi. Bu olanların suçlusu ben miydim ? Kardeşimi kahramanım olarak görmüştüm ve onu çok üzmüştüm. O benim küçük kahramanımken ben ona çok yüklenmiştim. Haklıydı. Nerdeyiz biz ve kim için burdayız ? ''Esila, Esila özür dilerim. Çok özür dilerim kardeşim. O saçma ayıyla uyuduğum günleri çok özledim. Senin o mavi gözlerini çok özledim. Seni ve sevimli tüy yumağını koruyamadım. Ben kötü bir askerim seni hayal kırıklığına uğrattım kardeşim özür dilerim. '' başımı dizlerime gömerek sulu gözlülüğüme perde çekmeye çalışırken kapının sesi bile dikkatimi dağıtmadı. Başımı kaldırıp bizi bu hale getiren adama titreyen vücudumla üstüne atladım. Eskisinden daha kontrollüydüm. Karşımdaki deli doktorunu koşmamdaki hızdan aldığım güçle duvara ittim ve uzun zamandır yaptığım şeyi yaptım yani koştum. Ama amacım kaçmak değildi sadece plan yapmaktı. Odamın her bir tarafında kapılar vardı ama koridorun sonunda da yukarı çıkan bir merdiven demek ki biz en alt kattaydık. Arkamdaki gürültülerden hızlıca yukarı çıkmaya başladım. Korku, merak ve adrenalin... düşünemiyordum sadece görmem yeterliydi. Üst katta tuhaf gözlüklü adamlar vardı. Ellerinde de daha önce hiç görmediğim aletler. İçimden çok yabancı bir ses en üst kata çıkmam gerektiğini söyledi ve sadece merdivenleri koştum. 3..4..5...17. 17 katta sondu ve bu kat sanki bambaşka bir yerdi. Sanki koskocaman birer buz dolapları gibi. Bir sürüydü ama sadece 1 tanesinde ışık vardı. O dolaba iyce yaklaştım ve saydam olan kısımdan içeri baktım bizden büyük bir çocuk vardı ama içerde uyuyordu. Her yeri buzlanmıştı. Üşüyordur diye dolabı açmayı denedim birkaç garip sesten sonra kapıdan bembeyaz kar gibi buharlar çıktı. Dolaptaki çocuk yere düşer düşmez titreyerek şokta gibi bana tutunmaya çalıştı. Gözleri yemyeşildi ama tulumumun içindeki o soğuk ellerini hissetmeseydim buz olduğunu sanırdım. O da bembeyazdı gözleri deniz taşı gibi parlıyordu. Korkuyordum. Nefes almaktan gözleri ters döndü.
'' Hey iyi misin ? Nolur cevap ver. Üşüyor musun-''
'' tutun o aptalı.'' Şaşkınlığımdan beni bulan adamlar için artık herşeyin sonuna gelmiştim. 4 kişi beni tuttu ve hareket edemem için canımı acıtarak tuttular. Ben hala yerde titreyerek bana bakan çocuğa odaklanmıştım. '' Allah kahretsin mahvettin herşeyi aptal ucube !! '' ve yanağımda sert bir acıyla başım yana düştü. İlk defa gözümü yeşiller dışında o sadiste çevirebilmiştim. Başından sicimle kan akmış ve gri kazağına uğursuz leke bulaşmıştı. Avına yaklaşan aslan gibi bana yaklaştı ve saçlarımı geri itip beklemediğim bir hızla çekti. Canım o kadar acımıştı ki bağırmak için bile ağzımı açamadım. Boynumun açıkta kalan sağ kısmını eliyle üstünde gezdirdi. Bunda bile öldürme tediti ediyordu. Yavaşça kulağıma yaklaştı önce nefesini hissettim ve sonra nefesinden soğuk sesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ TANESİ
خيال (فانتازيا)Sizin hiç aileniz oldu mu ? Umarım bir anne ve bir babadan oluşan topluluk düşünmemişsinizdir. kastettiğim 17 dakika büyük bir abi ve kardeşi. Anne ve babaya ne oldu sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet vardı ama bizi bir grup yasa dışı kimyagerlere den...