KARANLIK

30.3K 634 30
                                    

Karanlık.

Karanlıktan oldum olası korkardım. Soğuk, iri pençeleriyle bedenimi saran bir Anka kuşunu hatırlatırdı bana. Karanlık benim için, içinde binlerce kötü anıyı derlemiş devasa bir hortumdu. Hobisiydi beni içine almak. Ve o hortumun akımına bir kez kapıldınız mı asla bir parçanızı kaybetmeden çıkamazdınız. O kötü anılar, bedeninizi sarıp sizden birer birer parçalar koparırdı. Sonunda ne mi olurdu? Tükenir, sizden geriye kalan hiçbir şeyin seyrine dalardınız.

Her karanlık bir kaybediştir aslında. Her karanlığa gözünüz takıldığında, her zihniniz dalıp gittiğinde açığa çıkandır. Asla içinizden atamayacağınız bir karanlık vardır.

Benim karanlığım onun gözleriydi. Siyah kısık irisli gözlerinde birçok duygu barındırır fakat çelik kadar kaskatı yüzünde hiçbir duyguyu belli etmezdi. Gözleri duygularını açığa çıkaran tek kapıydı. Onun kalbi olduğuna inanmamı sağlayacak tek dayanak, gözleriydi işte.

Bazen, iri ve yaşıt olmamıza rağmen benden birkaç yaş büyük göstermesini sağlayan vücudu öfkeyle kasılırdı. Çoğu zaman bedenini ele geçiren öfke etrafına dalga dalga yayılır aniden gelen hışımla etrafına zarar verirdi. O zaman, karanlığı her zerremde hisseder hortumun benden bir başka parça almasına izin verirdim.

O, zararlıydı. O görüp görebileceğim en hasta, en takıntılı, en psikopat adamdı.

O, gözlerinde sonsuzluk kadar derin bir karanlığı taşıyan beni benden çalan adamdı.

O, Arslan Tekinel'di. Adı kadar vahşi, adı kadar otoriter, adı kadar saldırgan...

Ve bu onun hikâyesi. Bu içinde kendinden başka hiçbir şeyin olmadığı sonsuz bir karanlığın hikâyesi.

Yazar Notu: Hikayenin Tanıtım videosu yanda, henüz yeni başladığım için bu konularda da acemiyim. Umarım beğenirsiniz. Beğenilerinizi 'vote' ve 'yorum' olarak göstermeyi unutmayın. Sevgiler.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin