yorumlarınızı, eleştirilerinizi eksik etmeyin
sizi çok seviyorumm...
[yoongi]
"hyung! bunu bana mı aldın?"
heyecanla söylemiştin. sadece bir balonla bile mutlu olabiliyordun. gözlerindeki parıltısından anlamıştım.
"tabii ki sana aldım jimin-ah!" hızlıca boynuma sarılmıştın. ah...ne de güzeldin.
"hyung, dur! fotoğrafını çekelim. anı olsun." fotoğraf çekilmeyi sevmediğimi biliyordun, ama eminim ki sana hayır diyemeyeceğimi de biliyordun.
"pekala, sadece bir tane."
...
"biraz güler misin hyung?" gülümsedim, keşke bu kadar şirin olmasaydın da sana hayır diyebilseydim...
"hyung çok şirinsin..." yanağımı mı sıkmıştın sen? "..o yüzden birkaç tane daha çekeceğiz!"
"jimin...yoruldum."
"hyung balona sarılsana!" umutsuzca kafa sallayarak dediğini yapmıştım.
"son bir tane daha, yanaklarını şişirsene hyung~" bunu yapmayacağımı biliyordun. bu yüzden şirince sormuştun. kahretsin ki işe yaramıştı.
"hyung çok şirin çıktın!" koşarak yanıma gelip fotoğrafları göstermeye başlamıştın. fotoğrafları sen sosyal medyada paylaşana kadar görmemiştim bile, seni izlemeye dalmıştım.
"jimin-ah, şimdi ben seni çekeceğim. al bakalım şu balonu." balonu eline tutarak seni çitlere doğru götürmüştüm.
"hyung ben hiç fotojenik değilimdir." düşen suratınla söylemiştin. ne kadar güzel olduğundan, fotoğraflarda nasıl da güzel çıktığından haberin yoktu değil mi? olsaydı böyle konuşmazdın sanırım.
"pozu sana bırakıyorum jimin-ah, en az 2 fotoğraf çekmeden burdan bir yere adım atmam."
kafanı sallayarak eğilmiştin. ben kamerayı biraz eğerek seni çekmek için hazırlanmıştım.
"niye kameraya bakmıyorsun?" meraklı bir şekilde sormuştum.
bana dönerek cevap vermiştin. "kameraya bakarak poz verirsem çok daha kötü çıkarım."
sıcak bir gülümsemeyle yanına eğilmiş ve saçlarını karıştırmıştım. "bu suratla, kötü çıkman mümkün değil."
tekrar eski yerime geçerek konuştum. "o yüzden kameraya bak."
"jimin-ah, fazla şirin değil misin?"
"hyung," kafanı balonun arkasına saklamıştın. "utanıyorum."
elimdeki kamerayı ceketimin cebine sokarak yanına yaklaştım. yaklaştım. yaklaştım. yüzlerimiz arasında milimler kalana kadar yaklaştım.
"jimin-ah..." ellerimi yanaklarına koyarak baş parmağımla okşamıştım yumuşak yanaklarını. "seni öpebilir miyim?"
gözlerini kapatmış ve beni onaylamıştın.
yavaşça dudaklarına yaklaşmıştım. yumuşak bir öpücük bırakmıştım dudaklarına. sadece bu, fazlası değil.
bu bile bizi çok mutlu etmişti.
...
umarım beğeniyorsunuzdur:")
sizi çok seviyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hi, hello ⁝ yoonmin
Fanfictionー tamamlandı ❝ selam, merhaba ❞ bunları birbirimize söylediğimiz an hikayemiz başlıyordu. - fluff - kısa hikaye © mindaextae