sana itirafımı yapalı iki gün oluyor. hayatımın en güzel iki günü...
çekinmeden elini tutmak ve sarılmak o kadar güzel ki.
her güne daha güzel başlıyorum sanki. kalkmak için hevesliyim. güzel giyiniyorum, her gün duş alıyorum ve parfüm sıkmadan çıkmıyorum. benden en küçük rahatsızlığın bile olmasın diye. sana rahatça yaklaşabilmek istiyorum.
bugün izin günümdü. ve ben birkaç sefer ki gibi bu sefer de kütüphaneye gitmemiştim. bunu sana söylüyorum çünkü biliyorsun önceden izin günlerimde bile kitapçıdan çıkmazdım. baban artık izin günlerini değerlendirdiğimi görünce hem şaşırdı hem mutlu oldu. ona ilişkimiz olduğunu söylemek isterdim, gerçi ortada adı konmuş bir şey yok.
adını koymayışımızı, sevgimizi kalıplar arasına sığdırmayışımızı seviyorum. biz seninle sevgiliden fazlasıyız, bunu sevgili sözcüğüne sığdırmak yaşananlara haksızlık olmaz mı?
sevgili değiliz, en yakınıyız birbirimizin. bazen bir abi-kardeş, bazense en yakın arkadaşız. birbirimizden sakladığımız şeyler yok. sevgili değiliz, daha yakınız işte.
söylediğin yere yürürken her zamanki gibi heyecanlıydım. heyecanımın azalması gerekirken her seferinde artması normal miydi? bu; seni sevdiğim ilk günden beri hislerimin azalmadığını, aksine arttığını gösterirdi değil mi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"hyung! bugün yaşını unut tamam mı?" dediğin şeyi açıklamanı beklemiştim.
"yani, seninle ben aynı yaştayız. öyle düşün?"
bunun sebebini anlayamamıştım. bana saygısızlık olarak kabul edilecek hareketlerde bulunacağını düşünmüştüm. yine de hiç düşünmeden kabul ettim.
...
"yoongi-ya! hadi karşıma geç." saygı eki kullanmadığın ilk sefer...
"birbirimize sorular soracak ve eksiksiz cevaplayacağız tamam mı?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bu tür şeyleri hep garip bulmuştum. ama çok hevesli görünüyordun. bunun için neden bu kadar heyecanlı olduğunu anlamamıştım. bunu da kabul ettim.
"pekala başlıyorum..." sahte bir öksürük bırakarak devam etmiştin. "seni çok seviyorum, bunu biliyor muydun?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ağzı kulaklarında derler ya hani, aynı öyleydim. hatta gülümsemem o kadar büyüktü ki elimle ağzımı kapatmıştım. kulaklarımın kızardığını hissettiğim ilk andı. dilim tutulmuştu ve ne cevap vereceğimi bilememiştim.
"yoongi-ya, sorulara cevap vereceğini söylemiştin!"
utançla konuşmaya çalıştım.
"b-biliyordum.." sanırım domatese dönmüştüm. sen de büyük gülümsemenle elimi tutmuştun.
"soru-cevap bitmiştir, ben cevabımı aldım."
"hayır hayır. ben de bir soru soracağım!" hızla konuşmuştum. sanırım şimdi...utangaçlığı bırakma zamanıydı.
"seni şu an ne kadar çok öpmek istediğimden haberin yok, değil mi?"
ben bunu söyledikten sonra utanmış ve koluma hafifçe vurmuştun. bense sahte bir acı ifadesiyle sana bakmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
birden iki elini yanaklarıma koyarak dudaklarımı ortaya çıkarmış ve sesli bir öpücük bırakmıştın.
sonra da... kaçmıştın.
uf yicem bunları ya hayal ediyom da...
sizi seviyom
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
