evet...bölüm adından anladığınız üzere bu bölüm final.
umarım beğenirsiniz. iyi okumalar<3
...
[birkaç ay sonra]
jimin-ah, o mektupları neden yazıyordum biliyor musun? çünkü yaşadıklarımız hepsi benim için çok değerliydi. her bir an, her bir saniye çok kıymetliydi. bunların hiçbirinin yok olmasını istemiyordum. ilerde koltukta uzanırken, yanımda yatarken, kahvaltı yaparken, yemek yerken... bu anlarda yaşanan eski şeylere de bakalım istiyordum.
fakat
bu son mektubum.son mektubum çünkü birlikte yaşayacak hiçbir anımız olmayacak artık. beraber gezemeyeceğiz, yemek yiyip birbirimize utangaç bakışlar atamayacağız. biz bir daha 'biz' olamayacağız.
sanırım dün ya da önceki gündü. sen, gittin. giderken arkanda nasıl bir enkaz bırakacağını bilemeden gittin. sen gittin ve ben kahroldum jimin-ah.
sevgiyi seninle öğrenmiştim.
birini sevdiğinde onun için endişelendiğini,
birini sevdiğinde heyecandan içinin içine sığmadığını,
birini sevdiğinde onun için her şeyi yapabilecek olmayı,
bunları seni sevdiğim zaman deneyimledim ben.fakat, sevgi benim için fazla ağır bir duyguymuş.
beni neden bıraktın? benden neden ayrıldın? bunların cevabını bulamıyorum. sana kötü mü davrandım? yeterince ilgi gösteremedim mi? çok mu utangaçtım?
ama birbirimizi sevmiyor muyduk? gözlerime bakarken gözlerinin parlaması, beni görünce heyecanlanman, sarıldığımız zaman kokumu içine çekmen... bunlar gerçekti değil mi?
benden ayrıldığın gerçeği yüzüme çarptıkça ölecek gibi oluyorum jimin-ah. umarım bir gün tekr-
yoongi kapı sesiyle kalemi yavaşça bırakarak doğruldu. şişmiş gözlerini ovuşturdu. yüzünün çok kötü bir halde olduğunu biliyordu. saçları akmış, gözleri şişmişti. jimin'in ayrılığı onu sarsmıştı.
kapı deliğine baktığında hiçbir şey görememişti. korkarak da olsa kapıyı açtı. yerde duran turuncu renkli pakete hüzünle baktı. jimin'i ilk tanıdığında saçları turuncuydu.
kargo beklediğini hatırlamıyordu. yavaşça paketi aldı. kapıyı kapatarak paketi yavaşça açtı. içinden çıkan mint rengi saç boyası ve bir şişe portakal suyu onu şaşırtmıştı. bu paketi, jimin göndermiş olabilir miydi?
boyanın üstüne yapıştırılmış post-iti görünce elindekileri bir kenara bırakarak yazılanları okudu.
"kahvaltı yapmamışsındır, güzelce yap ve yanında da portakal suyunu iç hyung, kendi ellerimle yaptım. kahvaltını yaptıktan sonra da saçlarını bu renge boyar mısın?
saat 5'te. seni otobüs durağında bekliyor olacağım. lütfen gel."
yoongi'nin gözlerinden birkaç damla yaş düştü kağıdın üzerine. bunları gönderen kesinlikle jimin'di. başkası olamazdı.
içindeki umutlarla birlikte hızlıca lavaboya gitti ve yüzünü yıkadı. tekrar salona gelerek portakal suyunu aldı. yavaşça tadını çıkara çıkara içti. birazını da saklamıştı.
saat iki olmuşken boyayı da eline alarak lavaboya gitti. bu rengi en son bir sene önce kullanmıştı. jimin ona bu rengin yakışacağını söylediği zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hi, hello ⁝ yoonmin
Fanfictionー tamamlandı ❝ selam, merhaba ❞ bunları birbirimize söylediğimiz an hikayemiz başlıyordu. - fluff - kısa hikaye © mindaextae