İkinci Bölüm

90 17 0
                                    

 
  İkinci evimizin rengini pek hatırlamıyorum. Hatırladığım tahta güzel bir balkonu vardı Buse diye çok sevdiğim kardeş bildiğim bir arkadaşım vardı. Yapmadığımız yaramazlık kalmazdı. Bugünler çok güzel günlerdi.
   Elma şekerinin tadını çok merak ediyorduk. Paralarımızı birleştirip elma şekeri almıştık. Her tarafımız
yapış yapış şeker olmuştu tadı lezzetliydi. Birbirimize bakarak keyifle yedik elma şekerini .Eve de gidemiyorduk eve gitsek annemgil kızar diye düşündük, su şişesiyle elimizi yüzümüzü yıkadık. Kan kardeşi olmak istiyorduk. Elimize iğne batırıp hafif kan aktı ve kanlarımızı birleştirdik, gerçi gerek yoktu biz her türlü kardeştik onunla.
k.  Sokak boyunca yürüdük. Ayva ağacı gördük ayvalar çok güzel görünüyordu sarı sarı sadece göz hakkı deyip bir tane kendisine bir tane de bana aldı, ayva ağacının sahibi camdan bize bakıyordu. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Seslendi ben de kızacak sandım' helal olsun yiyin' dedi. Bizde teşekkür ettik. Ardından adam ekledi 'sizi torunlarıma almak istiyorum' dedi bizde kıkır kıkır gülmeye başladık. Eve vardığımda anneme dedenin bize söylediği sözü söyledim. Annem kızdı nereden bilelim evliliği çocukluk aklı işte zaten annem de aldırış etmedi ' şaka yapmıştır' dedi.

  Size ailecek ilk kurban kesimini anlatacağım. Aylardan Aralık ayıydı. Dışarısı çok soğuktu lapa lapa kar yağıyordu. Annem bizi sıkıca giydirmişti. Uzaktan akrabalarımızla bir danaya girmiştik. Soba kovası içerisine odun atmışlar ateş hızlı hızlı yanıyordu. Kurayı ben çekecektim.Gözümü kapatıp kura çektim. Hava çok soğuk olduğu için başkasının evine gitmiştik acayip canım sıkılıyordu içerisinde badem şekeri olan bir şekerlik getirdi ev sahibi çok güzelmiş hâlâ tadı damağımda. Herkes payına düşeni almıştı. Eve etleri getirdik. Ne güzel heryer et herkeste tatlı bir telaş. Annemle babam etleri doğrayıp poşetlere yerleştirdiler. Geri kalan payları da yoksullar için ayırmışlardı.
Abimin bir hastalık geçirmişti bruselloz hastalığı. Birden bacakları tutmadı halsizlesti. Hastanede yatmıştı birkaç gün. Hiç unutmam annemle beraber ziyaretine gitmiştik. Otobüse binip hastane çok uzaktaydı annem telaşlı bir şekilde yanımızdaki geçen insanlara soruyordu hastaneyi. Bense çok yorulmuştum. Annem beni sırtına alıp hızlı hızlı gitmişti. Sakat bacağıyla o gün de çok utandım ama yürümeye mecalim yoktu. Durumu gitgide iyiye gidiyordu. Çok geçmeden eve gelmişti.
Abim okula başlamıştı. Annemle biz bırakıp geliyorduk okula. Annem benim en çok sevdiğim alman pastası alırdı. Hatta birgün annem balkona koymuş ve onu kedi yemişti, çok üzülmüştüm doğrusu. Arada uzaktan akrabamızı ziyarete giderdik ailecek.
Sabah çoktan olmuştu. Bugün Buse ve annesigille Keçiöreni gezecektik. Estergon kalesine gittik gezdik. Çok seviyorum Keçiöreni tertemiz sokakları vardı. Hep birlikte dondurma yedik güzel bir gündü.

Eve vardığımızda kamyonetle sebze satan birisi vardı. Alışveriş yaptık. Yenidünya diye bir meyve varmış merak etmiştim adam gülümseyerek bana bir tane uzattı tadı çok güzeldi beğendim diye annem almıştı. Parası azdı ama bana kıyamazdı.

Yan komşularımız taşınmıştı. Hiç üzülmedim gittiklerine çünkü hiçbir zaman sevemedim onları. Çok geçmeden bir karı koca taşındı. Serpil ve İsa abigil. Çok tatlı insanlardı. Çok çabuk kaynaştık onlarla. Hatta abimle gece onların evinde uyurduk. İsa abi otobüs şoförüydü gece yarılarına kadar direksiyon sallardı. Serpil teyze de yalnız kalmayayım diye bizi yanına çağırırdı. Tekli koltukları birleştirir sobayı tutusturur sıcacık yatardık.
Hep birlikte kahvaltı yapmıştık ardından İsa abi anı olsun diye fotoğraf çekmişti çok güzel bir fotoğraf hâlen evde saklıyoruz fotoğrafı. Galiba Serpil teyzenin bir kızı vardı ama nerede kaldığını bilmiyordum galiba anneannesinde kalıyordu. El yapımı bir bebeği vardı Serpil teyzenin onunla oynardım. Duyduğuma göre ikizleri olmuş. Mutluluğu en çok o çift hak ediyordu çok sevindim bu haberi duyunca. Gündüz Vaktiydi evde vakit geçirmiştik. Dışarıda yağmur yağdığı için canımı sıkılmıştı o gün erkenden kararıyordu kış vakitlerinde akşam yemeğini yemiştik yine babam eve gelmemişti yine içki içip dolanıyordu o gelmediği için odamıza çekildik annemle abimle birlikte Çitlembik  diye bir kitap vardı sırayla kitap okuyorduk . Artık yatma zamanı gelmişti ve ben tuvalete gitmek için ayağa kalktım ve bir de sobanın yanına düştüm elimin üzerine yandı o gün canım çok yandı yanık kremi falan sürdüm ama nafileydi, iyileşmesi epey zaman almıştı Yılbaşı akşamına giriyorduk  2008 yılında bütün herkes eğleniyordu severdim yılbaşı gecelerini babam eve gelmedi O gün biz de eski radyolardan hareketli dans şarkıları açıp dans ediyorduk ve gece yarısına vardık saat 00.00 oldu Annem Dua ederek girdi yılbaşına...

  Hep beraber bizim tahta balkonda kahvaltı yapardık. Hatta ketçap mayonezi onların sayesinde öğrendim. Serpil teyze kahvaltılık getirirdi.Her ketçap mayonez görsem aklıma onlar gelir.
Biz o gün mahallede oyun oynamıştık. Karnımızı doyurmuştuk.

  Herşey aynıydı babam içki içiyordu ve annemle tartışmaya başladılar kavga giderek şiddetleniyordu. Pantolon kemerini çıkarıp sırtına vurmaya başladı annemin sırtı mosmor olmuştu. O gece dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. Babam annemi balkona kapattı. Bizse korkudan yatağa yattık battaniyeyi üzerimize örttük kalp atış hızım gitgide yükseliyordu. İnsan utanır mı sıcacık yatağında yattığına ben o gün çok utandım. Hiç sesimizi çıkaramadık. Sessiz sessiz ağlamıştık o gün. Annem buz gibi balkonda ağlaya ağlaya sabahı zor etmişti eve getirdiğimizde elleri buz tutmuştu.
Dayımgile telefon ettik geldiler ve bizi alıp evlerine götürdüler. Kuzenim bize moral olsun diye elindeki sürpriz yumurtalı çikolatayı bize vermişti. Ne zaman sürpriz yumurta görsem aklıma o kuzenim gelir.
Annemin sırtındaki yaralarına merhem sürüyorduk yaralar epey iyileşiyordu .
   Babamın anneme açtığı yaralar kapandı da annemin abimin ve benim kalbimizde çok yaralar açtı. Ölene dek kapanmayacak türden yaralar...
Dedemin yanına gelmiştik. Bir hafta sürmedi annem ailemiz parçalanmasın diye geri yuvasına dönerdi. Defalarca özür dileyip yeminler verir yapacağını yine yapardı.

   Babam eve sarhoş geldiği vakit annem ne yapacağını şaşırdı. Bazen gece yarılarına kadar gelmezdi eve. Nefret ederim içki kokusundan. Hatta ne zaman yolda içki şişesini görsem paramparça ederdim, yada tekmeleyerek yok etmeye çalışırdım. Babamın intikamını onlardan alıyordum kim bilir. Çünkü bizim ailemizi paramparça eden hep bu şişelerdi. Babama değil de içki şişelerine kızıyordum oysa onların ne suçu vardı, babamın hiç mi kabahati yoktu. Yanlış arkadaşlıklar yanlış ortamlar insanı bozuyordu doğrusu...
Gel zaman git zaman bu evden de taşınma zamanı gelmişti. Galiba park yapılacakmış. Yapıldı mı yapılmadı mı bilmiyorum. Hani size bu evin balkonunu seviyordum demiştim ya artık sevmiyordum. Annemin soğuk balkonda canı yanarak beklediği gün için.

Lunapark IşıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin