Such An Idiot

868 67 44
                                    

Gün, Jimin için iyi başlamamıştı. Sürekli onu arayan eski sevgilisi kendisine rahat vermiyordu ve kumral saçlı bu durumdan oldukça rahatsızdı. En sonunda ne olacaksa olsun diyerek onunla görüşmeyi kabul etmişti.

Ve işte şimdi buradaydı. Karşısında hiçbir şey olmamış gibi oturan eski sevgilisi ona bakıyordu. Sinirleri gerilmişti genç çocuğun. Bu kadar yüzsüz olması midesini bulandırıyor ve onun yüzüne kusma isteği duyuyordu. Ne ara böyle bir insana dönüşmüştü ki? Eski Jaebum'a ne olduğunu bilmiyordu ancak emin olduğu bir şey vardı; onun yalanlarına kanmayı reddediyordu.

''Ne diyeceksen çabuk de ve defol hayatımdan.'' tıslarcasına konuştu kumral saçlı. Morali iyiden iyiye bozuluyordu. Başı ağrımaya başlamıştı ve gözleri seyirirken bakışlarını bir an olsun ondan çekmiyordu. Daha 1 ay öncesine kadar aşık olduğu adamın bu kadar değişmesini kaldıramıyor oluşu içindeki nefreti iyice körüklemişti. Kendi saflığına gülmek bile daha mantıklıydı ona göre. Gözünün önünde ne işler çevrilmişti de haberi olmamıştı. Sevgilisi ve abisi onu ayakta uyuturken bir salak gibi şüphe bile duymadığı için kendini tokatlamak istiyordu. Belki böylece ruhsal acısını unutabilirdi.

''Bak Jimin, Yoongi benim için çok önemli. Seninle beraberken seni sevdiğime emindim ancak onu gördükten sonra kendimi sorgulamaya başladım. Ve fark ettim ki, benim sana duyduğum şey Yoongi'nin yanında ufacık kalıyor.'' dedi, ona bakan bir çift acı dolu gözden habersizce. ''Sen her zaman benim sevdiğim ve saygı duyduğum bir insan oldun.''

''Saygı duyduğun için mi benden ayrılmadan Yoongi ile işi pişirdin? Saygı anlayışını takdir ettim açıkçası.''

Genç çocuk dayanamadan konuştuğunda artık burada bulunmak istemediğini biliyordu. Yıpranmıştı, bütün bunlar onu yıpratmıştı. Aylar öncesinde yaşadığı mutluluğun zerresini hissetmiyordu şimdi. Ruhu mutluluktan fazlasıyla uzaktı. Eskiden sevgilisine gözü kapalı güvenirken bir şeyleri irdelemediğine hayret etti. Ancak bu olay ona bir şeyler öğretmişti, bir daha kimseye kendinden fazla güvenmek gibi bir hata yapmayacaktı. İsterse dünyanın en dürüst insanı olsun, hislerini avucuna bırakmayacaktı. Düşe kalka hayatı öğreniyordu. Artık küçük bir çocuk değildi, Jaebum'un onu tanıdığı zamanki küçük Jimin değildi.

''Jimin yemin ederim bilerek olmamış-''

''Ne zamandır berabersiniz? Ne zamandır beni bir salak gibi elinizde oynatıyorsunuz?'' dedi, yine konuşmasını bitirmesine izin vermeyerek.

Öğrenmek istediği soruların cevabını duymadan buradan gitme gibi bir niyeti yoktu genç olanın, o yüzden sandalyesinde biraz daha kıpırdandı. Hayat, ona sunduğu imkanları teker teker almayı tercih ediyordu ve kumral saçlının bu durumda yapabilecekleri bir elin parmağını geçmezdi. Abisi gibi gördüğü çocuk bile ona ihanet ediyorsa, gerisi ne olurdu acaba.

Jaebum yaptığı şeylerden yeni yeni utanmaya başlarken, kumral saçlı onun takındığı bu rahatlığa katlanamıyordu. Evet, kesinlikle bir açıklama hak etmişti ancak duyduğu şeyler kendisine fazla gelmeye başlıyordu.

''6 aydır. Ama bunun daha öncesi de var.''

Ağzından çıkan her bir kelime genç çocuğun kulaklarının uğuldamasını sağlıyor, sinirden dolayı yüzü kızarıyordu. 2 yıldır verdiği emeğin aslında yarısının, hatta tamamının, yalanlar üzerine kurulu olduğunu öğrenmesi kalbine bir ok misali saplanmaktaydı. Daha fazlasını duyarsa hiç istemediği şeylerin gerçekleşeceğini düşündükçe parmakları karıncalanıyordu.

Bu yüzden yumruğunu sıktı ve hiç tereddütsüz, ona yalan bir hayat yaşatan çocuğun yüzüne geçirdi. Uzun beden oturduğu sandalyeyle beraber geriye doğru savrulurken çıkan sesten dolayı bakışlar onlara çevrilse de, kumral saçlı bunu umursamayacak kadar öfkeliydi.

Parfume Regret ° JiHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin