(2. Bölüm) YOK ARTIK!

213 15 4
                                    

Ağladıktan sonra aynaya bakmaktan nefret ederim ama bu sefer baktım. Artık aykırı olmak geliyordu içimden. Gözlerimin altı kıpkırmızı olmuştu, yanaklarım ağlamaktan uyuşmuş, gözlerimde yaşlar kurumuştu. Hala ağlamak istesem de beceremiyordum artık..

Ne yapacağım ben? Buraya tedavi olmaya geldim. Bu okul fırsatını da kaçıramam. Ayrıca bu psikolojiyle burada yalnız

yaşamayamam...

"Tamam Yasemin! Yapabilirsin!' dedim bir an ve doktoru aradım. Küçük bir görüşme yaptık, adresi aldım. Yarın saat 10.00' da ilk seansa başlayacağım. Bu kararı aldıktan sonra üzerimden bir yük kalktı sanki...

**********

Yavaşça telefonumu aldım ve en sevdiğim müziklerden birini açtım. Pencereye doğru ufak adımlarla ilerlerken şarkıya eşlik ediyordum. Çocukluğumdan beri bildiğim şarkılara eşlik etmeyi çok severim.

Pencereye vardığımda karşıdaki denizin ne kadar berrak olduğunu farkettim. Bugün o kadar yorulmuştum ki şöyle bir yüzmek çok iyi gelir diye düşündüm. Valizimden neon bikinilerimi çıkarıp üzerime geçirdim. Onun üstüne de hafif transparan bir elbise giyerek bikinimin bir kısmının görünmesini sağladım. İşlerimi hallettikten sonra da plaja doğru koşturdum..

Öyle hızlı koşuyordum ki bir yere takılıp düşmekten çok...

*************

Allah kahretsin!! İşte bundan korkuyordum. Plajda, deniz görmemiş gibi koşturursan böyle olur salak Yasemin!

Bu arada ne olduğunu söylemedim. Benim gibi koşturan diğer görmedik arkadaş bana çarptı ve pat diye suyun içine yapıştım. Arkamdan bir de gülüyor. Terbiyesiz! Bugün başıma gelen olaylardan arınayım diye yüzmeye geliyorum ama ...

Ben suda çırpınırken yavaşça yanıma geldi ve elimden tutup çıkmam için yardım etti. Hala gülmeye devam ediyordu. O kadar sinirlenmiştim ki kendimi tutamadım.

"Ya, sen ne terbiyesiz bi insansın! Hem beni suya düşürüyosun hem de gülüyorsun. Yazık ya çok yazık!"

"Pardon ama ben seni düşürmedim. Öyle koşarsan sonun böyle olur. Hem şu an kendini görsen inan sende gülerdin."

Sesinden çok etkilenmiştim. Aslında tam şu an ona öyle bir laf sokmalıydım ama yapamadım. Dilim dolandı sanki..

"Ama yine de özür dilerim.." dedi sesini ciddileştirerek. "Bu kadar sinirleneceğini tahmin edemedim."

"Ö-önemli değil. Unut gitsin.." dedim ve havlumu üzerime sararak otel odama geri döndüm. Sanırım onu kırmıştım. Odama döndüğümde pijamalarımı giydim ve tekrar yatağıma uzandım. Uzuun bir süre böyle takıldım. Şimdiden akşam üstü olmuştu bile ve hala aklım o çocuktaydı. Akşam yemeğimi yemek için aşağı indiğimde onu gördüm. Kapının dışında, bir arabanın yanındaydı. Birini bekliyor gibiydi. Ağzım açık bir şekilde onu izlerken bana doğru baktığını gördüm. Yüzüne dikkat ettiğimde çok tatlı bir çocuk olduğunu farkettim.

Bana doğru baktı ve el salladı. Çok şaşırmıştım. Tam bende elimi kaldıracaktım ki arkamdan bir hışımla geçen kızın ona doğru koştuğunu farkettim. Koşarken de garip garip sesler çıkartarak "Kereeeem!. diye bağırıyordu. Demek çocuğun adı Kerem..

Onları sarılılırken görmek yetmişti. Hemen başımı çevirip yemeğimi almak üzere büfeye ilerledim. Yemeğimi yedikten sonra tekrar kapının önüne baktım. Hala ordaydılar. Yarım saattir ne yapıyorlar anlamıyorum. Ayrıca sevgilisiyle aynı otelde kalıyoruz. Bu da demek oluyor ki eğer yılışık bir sevgilisi varsa onu hergün görmek zorunda kalıcam..

Bu sefer fazla bakmadan odama çıktım ve biraz daha zaman geçirip uykuya daldım...

*************

Sabah kalktığımda saat 8.00'di. 10.00'da randevum olduğu için hemen kalktım, kahvaltımı edip hazırlandım. Geri kalan zamanımda ise doktora neler anlatacağımı düşündüm. Hazır olduğumda saat 09.30'a geliyordu. Hemen otelin resepsiyon bölümüne inerek bana bir taksi çağırmalarını rica ettim. Taksi geldiğinde binip hızlıca yola koyuldum..

Adresin gösterdiği yere geldiğimde binayı bulmak için biraz zorlandım. Bu sırada birkaç dakika geç kalmıştım. Binayı bulduktan sonra hemen doktorun odasına çıktım. Zaten geç geldiğim için yardımcı hanım beni hemen içeri aldı.

"Oo merhaba Yasemin!"

"Merhaba." diyerek karşılık verdim utanarak.

"Çekinme tatlım, otur şöyle." dedi masasının karşısındaki koltuğu göstererek. Yavaş yavaş yürüyerek yine yavaşça oturdum ben de.

Yaklaşık 2 saat süren ilk seansımız pek fena değildi. Bahsettiği gibi bir liste yapmıştık. Artık her cuma gidecektim yanına. Her kararı benim vermeme izin vermişti. Ailemin bana yapmadığı bu şeyi yapması çok hoşuma gitmişti. Ona içimden gelen herşeyi anlatarak çok iyi hissediyordum.

Seans bittikten sonra tokalaşıp, gitmek için kapıyı açtım. Bu sırada yardımcı hanımın yanından sesler geliyordu.

"Ne yani, kendi öz babamın odasına girmek için senden izin mi alıyorum?" diye bağırıyordu birisi.

Neler olduğunu anlamak için seslerin geldiği yere doğru gittim ve... YOK ARTIK!

YASEMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin