Merlik'in Kenti

30 2 0
                                    

Bugün nedense oldukça halsiz ve isteksizdi.

Hayır zaten aslında neredeyse her gün halsiz, isteksiz ve moralsizdi ama bugün ekstra bir halsizlik vardı üzerinde.

Yalanları da tükenmişti.

Ait olmadığı bir hayatta mantığını tam olarak da kavrayamadığı bir görevi yerine getirmeye çalışıyordu.

Efsunlu gözlerden uzak olduğunu sandığı kuytu köşelerde bazen gözleriyle bazen de şakayla karışık :

"Artık söyleyecek yalanım kalmadı" diyordu sıklıkla.

Ama Mizran her defasında ona : 

" Hayatımda gördüğüm en büyük palavracı sensin, sende yalanlar asla bitmez" diyerek şakayla karışık moral veriyordu.

O'da cevaben : 

" Hakaret etmek istiyorsan direk et, böyle iltifat gibi gösterme lütfen" diyerek karşılık veriyordu.

Fakat Mizran, Merlik'e her defasında yine aynı şeyi söylüyordu :

"Sen doğuştan yalancısın, bu büyük bir yetenek"

Dilsiz korumalar da başlarıyla Mizran'ı onaylayarak Merlik' i kızdırıyorlardı. 

Bu ve bunlar gibi karşılıklı şakalaşmalar aralıklarla sürüp gidiyordu. Bu bedbaht günlerde ellerinde kalan tek eğlenceleri de bunlardı. 

Öte yandan günden güne iki şakalaşma arasında ki zaman aralığı uzuyor, karşılıklı tebessüm etme süreleri de her defasında bir öncekine oranla giderek kısalıyordu. Görünen oydu ki kısa bir süre sonra Kadim Amora sarayının soğuk duvarlarında karşılıklı sessizlikler yankılanacaktı.

Kraliçe Admina'nın varislerini insanlara teslim ettikleri günden bu yana bu durum daha da belirginleşmişti.

Fakat Prens Veknos ve Prenses Nelkorosa'yı insanlara teslim etmekten başka çareleri de yoktu. Neticede onlar yaşlarını almışlardı ve yaşını alan her genç gibi insanlara teslim edilmeleri gerekiyordu ki onların kültüründe yetişsinler ve hangi sınıfa ait olurlarsa olsunlar, kendi zümrelerinde istilacıların çıkarlarına göre hareket etsinler. Merlik'e göre bu yaptıkları tam bir ele geçirmeydi.

General'in marifetiyle Kraliçe Admina sırra kadem basmıştı. Üstelik bu konuyu Generale sorduklarında inkar etme gereği bile görmemişti. Onlara sadece : 

"Böyle olması gerektiğini; kraliçenin biraz uzaklaşarak dinlenmeye ihtiyacı olduğunu  düşündüğünü ve bu gerçek karşısında aykırı sözler sarf etmeyeceklerini bu konuda onlara karşı güveninin tam olduğunu" söyleyerek üstü kapalı ama net bir uyarıyla konuyu kapatmıştı.

Tam bu noktada Merlik şimdilerde  tükendiğine inandığı yalanlarından birisini devreye sokarak halka : 

Kraliçenin biraz inzivaya çekilme zorunluluğu hissettiğini, bir süre uzaklaşarak dinleneceğini halka ; kraliyet ailesinin diğer lord ve leydilerine duyurmuşlardı.

Bu açıklamanın hemen ardında da Ramor bölge komutanlığı da şöyle bir açıklama yapmıştı :

"kraliçenin inzivası sırasında olası bir saray darbesinin ve arından çıkması kuvvetle muhtemel olan olası bir taht kavgasına engel olmak maksadıyla şu an Amora sarayında aktif bir görevde olan ve Ramor kanunlarına göre en yetkili şahsın Vekil  olarak ilan edileceğini" duyurulmuştu.

Ama kimin vekalet edeceği hakkında bir açıklama gelmemişti. 

Ve yine görünüşe göre saray darbesi ve taht kavgasından bahsettiklerine göre istilacılar işgal ettikleri krallıklarda karışıklık çıksın istemiyorlardı.

Dünyalı İstilası (Kısım 2) Dudar'ın YetimleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin