Mizran'a görüntüsüz; sesli iletişim aracını veren asi istilacı :
" Elini çabuk tutmasını her ne kadar sesli iletişimin takibinin görüntülü kadar kolay takip edilemediğini "söylese de :
"Bu yaşananlardan sonra her an her şeyin olabileceğini" eklemeyi de ihmal etmedi.
Mizran da bir askerdi ve bu yaşananın sıradan bir vaka olmadığının farkındaydı. Bu büyük bir krizdi ve o kadar derindi ki.
Mizran'ı dikkatlice dinleyen Ütğm. Yıldırım o an Yeraltı Zindanlarında olduğu için konuya henüz vakıf olmadığı ama doğru düşündüğünü söylemişti.
Mizran'a demişti ki :
"Doğru düşünmüşsün Merlik hemen harekete geçmeli,halkının karşısında dimdik durmalı ve olayı araştırmaya gelen üst düzey yetkilileri kendisi karşılamalı. Onlara demeli ki tüm askerleri göstererek, eğer onlar olmasaydı bu üç komutan ve ona bağlı askerler beni öldüreceklerdi. Ama o yiğitlerin hepsi benim için canlarını ortaya koydular ve hatta bazıları canlarından oldu. Onlar artık Ramor'un da evlatlarıdır"
Mizran Üğm. Yıldırım'a katıldığını söylemişti.
Bu sayede hayatta kalan sisteme sadık askerlerde Merlik sayesinde takdir ve övgü alacaklar hem de diğer tarafa yani asilerin safında geçmiş olacaklardı.
Mizran hepsine dünyalı lisanında seslendi ve yapacaklarını anlattı. Tüm suç öldürülmüş olan sisteme sadık kalan askerin üzerine yıkılacaktı. Onlar sisteme isyan edenler olarak lanse edilecekti. Nasıl olsa ölenlerin sayısı azdı demek ki anca anca o kadar isyancı vardı bu müfrezede. Dünyalı işgalciler burada ki oranlara bakarak isyancı asilerin sayısının çok az olduğunu düşünebilirlerdi.
Yada istilacı üst düzey yetkilileri ikna olmayarak başta Merlik olmak üzere hepsini sorguya çekebilirlerdi.
Burada iş Merlik'de bitiyordu, onun kararlı bir şekilde olay yerine gelen üst düzey istilacılara hesap sorması ve bu yaşanan rezilliği açıklamaları için ısrar etmesi gerekiyordu.
Ve Merlik'de bunu yapabilecek potansiyel vardı o çok rahatlıkla masum bir kurbanı oynayabilir ve hepsini ikna edebilirdi.
Mizran dizlerinin üstünde duran Merlik'e baktı ve gülümsedi. Sonra hepsine seslenerek :
Ama önce şehitlerimiz üstlerini örtelim. Merlik için canını feda eden Dünyalılar ve Ramorlular yan yana, koyun koyuna yatsınlar.
Bir umut doğmuştu artık ve şimdi sıra Efustaydı.
Ütğm.Yıldırım Merlik'e iletmesini istediği bir kaç söz söylemişti Mizran'ın kulağına :
1- Efus gayet iyi ve görevini layıkıyla yapıyordu.
2- O gün geldiğinde Elit takım Amora sarayının Ram denizi kumsalında Merlik'in emrine girecekti.
O karizmatik lidere bir söz vermişlerdi ve sözlerini tutacaklardı. Ve bir söz daha sarf etmişti :
"Merlik sadece Falkir'e değil Dünyaya bile barış getirecek"
Bu çok iddialı ve büyük bir sözdü. Mizran bunu duyunca resmen irkilmişti.
Ütğm. Yıldırım tarihe meraklı birisiydi ve sık sık Merlik'i Kraliçe 1. Elisabeth'e benzetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyalı İstilası (Kısım 2) Dudar'ın Yetimleri
FantasiEn büyük korkuların olduğu yerde umut da yeşerebilir. Maskelerinin ardına saklananlar, maskeleri düştüğü zaman; umutsuzluğun dehlizlerinde de kaybolabilirler yada özgürlüğe de kanat açabilirlerdi. Peki şimdi ne olacak ; Merlik 'in körlemesine uçuşu...