-7-

1.8K 149 46
                                    

Amerikadan getirdiğim birkaç eşyayı dolabıma yerleştirmiştim. Dolabı açıp içinden en sevdiğim pantolonu ve kazağı çıkardım. Havalar Amerika'ya göre daha soğuktu. Üzerime içi sıcak tutacak bir mont alırken annem kapıya iki kez tıklattı.

"Çok yakışıklı olmuşsun."

"Her zamanki halim değil mi?"

"Aynı şerefsiz babana benziyorsun Hikmet. O da zamanında çok yakışıklıydı."

"Biliyorsun hala öyle anne."

"Boyu posu batsın. Beter olsun inşallah."

"Sahi siz neden ayrılmıştınız." Kafasını bedeniyle beraber kapıya dayayıp bir ayağını hafifçe kırdı. Dudağını büzdüğünde çok şeker görünüyordu. Gözleri benim gibi elaydı. "Aldattı." dedi düz bir sesle. Şaşırmamıştım sonuçta babam gerçekten şerefsizdi. Yavaşça başımı salladım. "Tahmin ettim."

"Değil mi? Onu tanıdığında aksini düşünmek bile imkansız."

"Neden evlendin o zaman?"

"Sana hamileydim." Sesi kısık çıkmıştı. Anneannemin bu olaydan haberinin olmadığını anlamıştım.

"Sen de az değilmişsin anne."

"Valla yersin terliği Hikmet. Çabuk ol." Odadan çıkarken telefonu cebime koyup dolaptan sevdiğim ayakkabılarımı çıkardım. Odanın kapısını kapatıp dışarı çıktığımda anneannem suratıma doğru bir şey fırlattı. Elimdeki çoraba kısa süre bakıp bakışlarımı anneanneme çevirdim. "Çorap giy oğlum çocuğun olmaz." Kaşlarım yavaşça havalandı.

"Ayağımda çorap var zaten anneanne."

"O çorap mı oğlum? Yırtılmış o yarısı yok annene ver de banyodaki musluğa taksın. Geceleri akıtıyor." Annemin ağzından ufak bir kıkırtı çıktığında elimdeki çorabı sinirle kenara koydum.

"Yeni nesil böyle anne. Onlar öyle çorap seviyor."

"Ben örerim sana yarım patik. Üşür bununla ayakların." Annem, anneannemin koluna girip kapıya doğru yürümeye başladı.

"Ayten bu çocuk olmamış kızım." Gözlerimi devirip tahta kapıyı ardımdan kapatıp kilitledim. Hiçbiri normal değildi benim normal olmamı nasıl beklediler?

"Hadi Hikmet geç kalıyoruz." Apartmanda inleyen sesle üst katın kapısı açılıp kısa bir süre sonra kapandı. Kafamı merdiven boşluğundan hafif yukarı kaldırdığımda uzun saçları yüzünü kapatan kız aceleyle geri çekildi. "Pınar içeri gir kız." Apartmanda normal insan yoktu.

Dış kapıdan çıkıp annemlerin olduğu yere doğru ilerledim. Annemin arabasıyla gidecektik ve tabii ki arabayı ben kullanacaktım. "Ee araba nerede?" 

"İşte burada." Hafif kenara çekildiler. Gördüğüm ufak volkswagen kaplumbağa arabaya kaşlarımı kaldırarak baktım. "Anne bunun çalıştığına emin misin?"

"Sen itersen şu bayıra kadar çalıştırırız oğlum."

"Ne?" Gözlerimi kocaman açtım. 

"Anne saçmalama hava çok soğuk gel taksiye falan binelim."

"Hayır efendim bununla gideceğiz. Bin anne sende geç arkaya boşa alayım ben ilk şu bayıra kadar itiver." dedi düz bir sesle. Elimdeki eşyaları alıp arabanın içine attı.

Arabaya binip kontağı çevirdiğinde arabanın egzozundan çıkan simsiyah dumanın hepsi üzerime gelmişti. Öksürüklerin ardından giydiğim bembeyaz ayakkabılarıma çevirdim bakışlarımı. Artık beyaz değillerdi. Ayakkabılarım artık eskisi kadar masum değildi.

"İt hadi it." Kafasını camdan çıkarıp tır şoförü gibi konuşan anneme baktım. "Anne sen ciddi misin?" 

"İtsene oğlum araba stop etmeden." Ellerimi arabanın arkasında duran metal çıkıntıya dayayıp itmeye başladım. Araba sandığımdan daha ağırdı. Bir ayağımı geriye sabitleyip tüm yükü diğerine verdim. Araba hafif ilerlemeye başladığında annem vitesi ileri almıştı. 

"Koş koş." Arabadan gelen ikazla şaşkın bakışlarımı ilerleyen arabaya verdim. "Hani bayıra gelinceydi." Arkalarından koşmaya başladım. Bayırın sonuna kadar geldiğimizde kendiliğinden açılan arka kapıya şaşkınlıkla bakıyordum. Pencerelere çıkan birkaç kız elinde telefonla bizi çekiyordu. Montumun şapkasını kafama geçirip açık kapıdan tuttum. 

"Yavaşla."

"Atla." dediğinde ayağımla kapıya basıp diğerini yerden kestim. Vücudumu yavaşça içeri sokarken arabanın diğer kapısı kendiliğinden açılmıştı. Boyum arabaya göre fazlasıyla uzun olduğundan başımı yan yatırıp kapıları kapattım. 

"Tut onları tut açılıyorlar." Kapılara bağlanan ipleri ellerime dolayıp koltuğun ortasına oturdum. Her iki ipi ortada birleştirip kafamı arkaya yasladım. Fönle kaldırdığım saçım tavana değdiğinden inek yalamışa dönmüştü.


#

ÇATTIK BELAYA - textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin