-28-

566 33 10
                                    

"Ne diyorsun oğlum sen?" Arkasından poğaça kıvamındaki ellerin gözümle buluşma sahnesi. Sol gözüm öyle bir şişti ki açamıyorum. Aklımın yarısı Rüya'da diğer yarısı zaten doğuştan yoktu. "Nasılsın daha iyi misin?" Annemin arkasından babam elindeki yeşil elmayı kıtır kıtır yiyerek odama girdi. "İyidir benim oğlum, kesin on kişiydiler. Yani umarım öyledir." Annem babama sinirine elindeki buzu hızla gözüme koydu. İrkilip geriye doğru sıçradım. "Affedersin." "Telefonun çalıyor." Yatağa uzanıp gözümü yakan buzu tuttum. "İstemiyorum her kimse açmayacağım." 

"Babasının oğlu."

"Annesinin oğlu."

İkisinin aynı anda konuşması içeride birkaç dakika sessizliğe sebep oldu. "Dinlenmek istiyorum izninizle." "Akşama ne yapayım sana?" "Mantı ne iyi olurdu." Annemle aynı anda babama baktık. Dudağını büzdü. "Ben Hikmet sever diye dedim." Annem odayı terk edince babam da arkasından sessizce ayrıldı. 

Rüya bir kere olsun ne aramış ne de mesaj atmıştı. Boşuna gözüme yumruk yemiştim. Olan yine seksi suratıma oldu. Telefon ısrarla bir kere daha çalınca kim olduğuna bakmadan açıp kulağıma götürdüm.

*nefes alıp veriyor* "Sapık mısın lan ne nefes alıp veriyorsun it?" "Benim Rüya, nasılsın?" Yattığım yerde hafif doğruldum. "İyiyim," dedim elimdeki buzu gözüme biraz daha bastırırken. "Sen nasılsın?" Kısa bir duraklama oldu. "İyiyim ev cezasına çarptırıldım." "İyisin ben direkt kör oldum." Güldü. Kısa gülüşleri kahkahaya dönünce dayanamayıp ben de gülmeye başladım. "Deli misin sen neden beni öptü diyorsun?" "Gitmeni istemedim." Yine o kısa sessizlik. Ne kadar beter bir şeymiş. Aniden açılan kapı sesiyle beraber gelen telefonun kapanma sesi. Osman yine iş başında.

ÇATTIK BELAYA - textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin