General Altay, insanların surların üzerinde acizce beklediği bu günlere nasıl gelindiği hakkında dikkate değer sözler söylemişti; Kral Aldar'dan sonra Doğa'nın öğretileri unutulmaya yüz tuttu. Tumaizac topraklarını insanlar adına yaşanır hale getiren bilgiler ve olaylar her yeni nesilde daha az ilgi gördü. Zorluk yılları uzaklaştıkça kazanılan bilgiler çürüyor ve bilinmeyen tarihin yaşam tarzı insanları kendine çekiyordu. İnsanlığın iyiliği adına unutulmaması gereken yaşanmışlıkların eridiğini gören insan kralları, Drunath Kütüphanesini inşa ettiler. Kütüphanede sadece Doğa'nın öğretileri değil, felsefe ve edebiyatla birlikte diğer enerjiler de anlatıldı. Kral Elvoc'tan önceki kralların hemen hepsi bu derslere katılarak, insanları bilgiye ve öğrenmeye özendirmeye çalıştılar.
Elvoc'un atalarından Kral Macru, yaklaşık yüzyıl önce insan kralı tacını taktı ve yirmi dört yıl Tumaizac'ı yönetti. Macru Doğa'nın sadık bir öğrencisiydi. Hükmettiği yirmi dört yıl boyunca Doğa'nın altı seviye öğretilerine tanık oldu.
Kral Macru Tumaizac'ı bekleyen tehlikenin farkındaydı. Şövalyelere kütüphanede eğitime katılma zorunluluğu getirdi fakat halk tarafından katılım görmeyen dersler zamanla şövalyelerde de bıkkınlık yarattı. Neredeyse tüm insanlar öğrenmeğe duyarsız gibiydi. Onlara göre dersler, insanları gerçek hayattan koparıp bir hayale sürüklüyordu.
Kral Macru gelecek insan krallarını uyarmak ve tehlikeyi önlemek adına, dört enerjinin dengesini anlattığı Dörtlü Vasiyeti yazdı. Vasiyetinde dört enerjinin bir arada bulunmadıkça Tiyenal'in var olamayacağını ve Doğa'nın unutulmasının sadece Tumaizac'ı değil, tüm Tiyenal'i sarsacağını anlattı. Dört enerji hakkında vasiyette geçen bazı cümleler şöyleydi:
Kısım 4 - Güneş Vasiyeti
Gökyüzünde ateş doğar. Gözle görülür, damarlardaki kanın hafızasından çekilir. Tiyenal'e değerse şayet, anında yakarak yok eder. Damarlardan kalbe ulaştırılırsa geriye hiç kalır. Güçlüdür, gücü terbiyelidir. Ne zaman doğacağını ve batacağını bilir. Şefkate bağlı kalır, çağrıya kulak verir. İzlemesi gereken yolu unutsaydı şayet veya şefkatten arta kalanların sözünü dinleseydi, yakıcılığı harap ediciliğe dönerdi. Sabırla görevini yapar, sönmez ve hayat devam eder.
Şövalyelerinize Güneş'i öğretin. Güçsüze karşı adil olsunlar, düşmana karşı yakıcı olsunlar. İnsanlara güneşi öğretin. Her gün aynı disiplin ve saygıyla yollarını takip ederken bıkmasınlar, öğrenmeyi ve çalışmayı bırakmasınlar. Her bir insan bir Güneş'tir. Ufuktan doğabilen insan, ancak bu şekilde Tiyenal'in bir parçası olabilir.
...
Güneş yoksa olgunlaşma olmaz. Buğday da, insan da, taş da, çelik de. Güneş'i öğrenin, olgunlaşın ve güçlenin. Güneş yakıcı ve yalnızlaştırıcıdır, ne mutlu ki her günün bir gecesi vardır. Varlıklar ay ile serinler, sükûn bulur.
...
Kısım 5 – Srophia Vasiyeti
Srophia toprağın altındadır. Kim kederini ve endişelerini kendine dost edinir? Kim kaçtığınız duygularınıza "Hoş geldin" der? Srophia'nın yokluğunda bu duyguları içinizde ne kadar büyütebilirsiniz?
...
Canlıların çoğu toprak altında yaşar ve Srophia'nın halkıdır. Srophia, kovduğunuz keder ve endişelerinizin ehlileştiği, içinizde yerleşmesini istemediğiniz karartıların kabul gördüğü yerdir. Bunu kendi halkını perişan etme pahasına yapar. Unutmayın, tohumlar toprağın altına ekilir ve orada çatlar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağların Prensi
FantasyAstina dudaklarını kımıldatmadan Emyr'le konuşuyordu: "Fısıltılarını dinle Emyr. Onlara kulak verirsen duyarsın ki senin şarkını söylüyorlar. Boz sessizliği çünkü şarkın, gizli kalmaması gerektiği kadar görkemli. Yapraklar esen rüzgârda şarkına riti...