SHERLOCK | 5x1

Part 1

    "Mavi kaşkolumu gördün mü, John? " dedi oturma odasını darmadağın etmiş olmasını umursamadan John'un koltuğuna dönerken. Koltuk boştu.

   Ah, doğru ya. John hala işteydi.

   Umutsuzca mavi kaşkolunu aramaya devam etti ancak boşunaydı. Üşengeç hareketlerle koltuğuna oturdu ve bir kol uzaklığında ki nikotin bantlarından birini aldı. John hala onunla aynı evde yaşamasa da Rosie'den vakit bulduğu her an eski dostuylaydı ve hala sigaraya izin vermiyordu.

   O uyuşuk hareketlerle bantla uğraşırken kapı açıldı. Bayan Hudson'dı.

    "Mektup var. " dedi suratsızca. Yine Sherlock'a küsmüştü. Çünkü son zamanlarda pek suç işleyen yoktu ve Sherlock tüm gün evdeydi. Dolayısıyla ev o gün olduğu gibi her gün saçma sapan nedenlerden dolayı darmadağın oluyordu.

    Zarfı hızlıca Sherlock'un eline sıkıştırıp gitmeye yeltendi ancak bu sırada Sherlock konuşmuştu,

    "Mavi kaşkolumu gördünüz mü Bayan Hudson? "

   Yaşlı kadın baykuşları kıskandıracak bir yetenekle başını Sherlock'a çevirdi.

   "Ah ben bu evin kahyası olmadığım gibi kaşkolunuzun da kahyası değilim, Bay Holmes. "

   Ah, baya sinirliydi ve Sherlock onu daha fazla kızdırmamaya çalışarak sustu. Bayan Hudson hışımla odadan çıktığında Sherlock zarfı inceliyordu.

    Incelemesini bitirdikten sonra zarfı dikkatle açtı. Başından kaynar suların döküldüğünü aynı anda hissetti.

    Sadece senin mi gizli bir kardeşin var Sherly? yazıyordu mektupta, renkli stickerlardan oluşmuş harflerle.

   Altındaysa siyah kurşun kalemle tek bir kelime vardı;

- M O R I A R T Y

*

   John, yoğun bir günün ardından Sherlock'un mesajıyla soluğu 221B Baker sokağında almıştı. Mesajda, Müsaitsen gel, S.H. yazıyordu. John'u da telaşlandıran buydu. Sherlock Holmes Müsait değilsen de gel yazardı çünkü..

    Kapıyı Bayan Hudson açtı. Sadece Sherlock'a değil John'a da tripliydi bu yüzden John'un yüzüne bile bakmadan gitmişti. Kapıyı kapatan adam hızla yukarı çıktı. Katta kadim bir sessizlik vardı. Açıkçası bu John'u daha da endişelendirmişti. Ne olur ne olmaz diye kapıyı tıkladığında saniyesinde açılmıştı.

   John girdikten sonra Sherlock aşağıya doğru bağırdı, "Bize iki çay getirir misiniz Bayan Hudson? "

    Cevap anında gelmişti, "Ben sizin kahyanız değilim! "

   Kapıyı kapatan Sherlock konuştu, "Anlaşılan çayı ben yapacağım. "

    Bu sırada John'un gözüne malum mektup çarpmıştı.

   "Bu ne Sherlock? Yeni bir vaka mı? " Bu sırada mektubu zarftan çıkarmıştı. "Aman Tanrım! M-moriarty mi? Kardeşi mi varmış?! "

    "Evet, " dedi bu haberi sindirmiş olan Sherlock. "Mektupta %99,9 bu gizli kardeşten. Ee ne sonuç çıkarıyorsun? "

    Çayı yaparken sormuştu Sherlock. John yine sınandığını hissedebiliyordu. Sherlockvari bir şekilde gözlerini kısıp mektubu incelemeye başladı. Pek bir ipucu yoktu.

   "Hmm, el yazısı tanınmasın diye sticker kullanmış, ama bilgisayar çıktısı da kullanabilirdi, neden bunu yapmış ki? "

   "Eh, abisinin çocuksu tavırlarından pek bir farkı yok demek ki, " dedi Sherlock. "Gay olduğu çok açık. Ailecek eşcinsellermiş gibi geliyor. "