Part 2

767 65 47
                                    

   "Sherly mi? Tanrım, bunu gerçekten yazmış olamaz. "

    John buna en azından yüzüncü kez kahkahalarla gülerken Sherlock'un pek umursadığı söylenemezdi. Onun aklı 'X' te, elleri ise çenesinin altındaydı.

   Elbette ki Eurus'u gördükten sonra eve gelip google'dan X Moriarty'yi araştırmıştı. Tek çıkan Jim Moriarty'nin resimleriydi. (Beklediği gibi.)

   Ardından pek umudu olmasa da hacker bir tanıdığına uğramış, yine araştırmıştı. Nafile. X Moriarty diye birisi yoktu. Devlet kayıtlarında bile. Evet Sherlock oradan da araştırmıştı. X Moriarty diye biri yok, bu da Moriarty'nin ölüm sonrası oyunlarından biri, diyebilirdi Sherlock. Tabi Eurus bu kişinin varlığını onaylamamış olsaydı.

   X Moriarty diye bir vardı.

   John ve kahkahaları sonunda sustuğunda Sherlock konuştu, "Anlaşılan Mycroft'u ziyaret etmenin vakti geldi. "

*

    Bir saat sonra, John ve Mycroft kahkahalarla gülüyordu. Bu aptal kelime de bu kadar gülünecek ne vardi, Sherlock anlamıyordu.

   "HA! HA! HA! " Sherlock sahte kahkahasıyla işeyecekmiş gibi gülen adamları susturdu.

   "Pekala. " dedi Mycroft anında ciddileşerek, sanki bir saniye önce gözünde ki yaşı silen o değilmiş gibi. Boğazını temizledi. "Küçük kardeşim benden yardım istemeye gelmiş- "

    Sherlock onun sözünü kesti, "Yardım istemeye gelmedim. Ciddi suçlar işleyeceği öngörülebilecek bir hakkında seni uyarmaya ve bu kişi hakkında bilgi edinmeni tavsiye etmeye geldim. Tabi bu bilgileri benimle de paylaşman gerekecek. "

    Mycroft alaycı bir sesle 'hıh'lasa da sözleri hiç bölünmemiş gibi devam etti, "ve bu adam hakkında bilgi istiyorsunuz.. Zarfa ve mektuba bakılacak olursa.. tek bir sonuç çıkarılıyor; o da gay olduğu ve Sherlock'a ilgi duyduğu. "

    "Bana ilgi falan duymuyor. " dedi Sherlock.

   "Tabi, bunu istersen y harfinin altında ki gizli öpücüğe ve fotoğrafın yanına karalanmış numaraya anlat. "

   "Bunların hepsi oyununun bir parçası. " dedi Sherlock, sonsuza kadar inkar edeceğini anlatan bir sesle.

   "Her neyse, " dedi konuya adapte olmuş John. "ilgi duyuyor veya duymuyor, önemli olan şu; numarayı aramalı mıyız, aramamalı mıyız? "

    "Ne yani, daha aramadınız mı? " dedi Mycroft.

    "Bu onun oyununu kabul etmek olur. Altından ne çıkacağını bilmiyoruz. " dedi Sherlock.

  "Bu elbette ki oyunu kabul etmek olur ancak eğer aramazsan oyunu yine de başlatacak. Ararsan elimizde en azından bilgi olacak. Ilk adımı o atmış ve senin aramanı bekliyor. Hemen şimdi ara. Hoparlöre al. Bakalım sesinden ne çıkaracağız. "

    Sherlock onun emirlerini uyguluyor olmaktan hoşnut olmamış bir şekilde el mecbur ağabeyinin dediğini yaptı çünkü her ne kadar kabul etmek istemese de Mycroft haklıydı.

   Numarayı hızlı bir şekilde tuşladı. Ilk çalışta açıldı. Bu Mycroft'un 'Sherlock'a ilgi duyuyor' tezini destekler nitelikte olduğundan Sherlock sıkkınca yüzünü buruşturdu.

   Üç adamın da dikkati telefondan gelecek en ufak sesteydi. Ilk önce ambalaj paketi sesi duyuldu. Ardından bir sürtünme sesi ve küçük bir 'pop' sesi. John bu seslerden bir şey anlamayarak Holmes kardeşlere baktı. Iki adamın da yüzünde çözümleyen bir ifade vardı. Anlaşılan onlar bu seslerden bir şeyler anlıyordu.

SHERLOCK | 5x1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin