Sherlock ve John Baker sokağına gelir gelmez taksiden atladılar. Sherlock hızla kapıyı çaldı.
Kapıyı Bayan Hudson açmıştı. Sherlock hızla kendinden kısa kadına sarıldı. "Tanrım.. Iyisin.. "
Sherlocktan böyle samimi tavırlar görmeyen kadın şaşırmıştı. "Sherlock?Sen.. Ne? Bu bir özür şekli mi? "
"Bayan Hudson. O nerede, siz iyi misiniz? " dedi taksinin ücretini ödeyip gelen John. Sherlocktan sonra o sarılmıştı.
"Kim nerede? Neden kötü olayım ki? Siz neden böylesiniz? Tanrı aşkına sarılmayı bırakıpta bir şey deyin. "
"Nasıl? Burada değil miydi? Moriarty? Sen.. Siktir. Kandırdı bizi. Ses kaydıydı! " Bu sırada Sherlock'un telefonuna gelen mesaj Bayan Hudson'ın sesini bastıramamıştı. "Tanrı aşkına ne oldu? Anlatacak mısınız artık? "
"En iyisi içeri geçelim Bayan Hudson. Hepimizin hazmetmesi gereken şeyler var. Bu sırada anlatabilirim sanırım. "
*
John durumu özetlerken Sherlock mesaj kutusuna düşen isme baktı. X Moriarty. Iyide kendisi henüz kaydetmemişti ki ismini?
Sinirle mesajı açtı.
Lolipoplar çilekli, çikolatalar bitter, dondurmalar da.. ımm.. mor olanlardan olsun (; Times köprüsüne getirebilirsin bebeğim (23.00). Orada olacağım Sherly..
Sinirle elinde ki telefonu sıktı. John merakla ona dönmüştü ve olanları öğrenen Bayan Hudson da endişeyle bakıyordu.
"Mesaj mı atmış? " diye sordu John.
"Ikinci Moriarty'nin de ölümünün elimden olacak olması acı. " dedi Sherlock kısılmış gözleriyle.
John uzanıp telefonu onun elinden aldı. Mesajı kısık sesle okudu. Gözleri açılmıştı. "Gidecek misin? " dedi.
"Gideceğim.. "
*
23.00
O günün bulutlu sabahının aksine şimdi fırtınalı bir hava vardı. Sherlock mavi kaşkolunu bulmuştu ve şimdi boynundaydı. Oradan oraya savruluyordu. Köprü garip -çok garip- bir şekilde bomboştu.
Temkinli adımlarla ilerledi Sherlock. Iki eli de ceplerindeydi. Biri silahının kabzasını kavramış, diğeri de acil bir durum olması durumunda polisi aramak için ayarlanmış telefonundaydı.
Kimseyi göremeyeceğini anlayınca durdu Sherlock. Aynı anda ayağı bir şeye çarpmıştı. Eli hemen göğüs cebinde ki minik fenere gitti. Feneri ayağının çarptığı cisme doğrulttuğunda kanlı bir bıçak gördü. Ve hemen ardından bir inleme sesi duydu. Feneri ileriye doğru doğrulttu.
Şişman bir bedene ait bacaklar görülüyordu. Garip bir şekilde tanıdıktı. Feneri bedenin üst kısmına doğru yöneltti. Gözüne çarpan ilk şey minik bir kan gölüydü. Ardından yaralanmış karnını tutan şişman eller ve en sonunda... James'in şişman yüzü.
Bu X Moriarty'yi araştırttığı hackerdı. Hemen oraya koştu. Eline gelen ilk şeyi, mavi kaşkolunu çekip aldı ve yaraya bastırdı. Bununla beraber bir inleme daha geldi şişman adamdan. Ardından mavi gözler açıldı ve Sherlock'u gördü.
"S-sher-" demeye çalıştı ümitsizce, yaralı adam.
"Yorma kendini. Bir elinle yaraya baskı yap. Ben elimi çeker çekmez tamam mı? Ambulans'ı arayacağım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHERLOCK | 5x1
FanfictionSherlock 5. sezon ilk bölümüdür. Tamamen benim kurgumdur. "Sadece senin mi gizli bir kardeşin var, Sherly?" -M O R I A R T Y