Bırakma beni, acınası, ciğerleri dolduran kömür kokulu
Paslanmış ve pis tutmuş, zihni bulanmış bu dünyada.
Zihnimizi güzellikle dolduralım,
Buğulu gecelerin vardığı sabahla.
Güzellik içelim, güzel sindirelim ömrümüzü,
Ömrümüz hep güzel olsun,
Varınca karanlıklar aydınlığa.
Gecemiz sonra,
Gecemiz de bir olsun,
Sarhoş oluncaya kadar yarıştıralım gönlümüzü,
Kaza, kader, hayır ve şerri bilelim usulca, uzca
Bir evin çatısında...
Şerri gözetip kaldıralım, arayıp bulalım hayrı da,
Kin tutmasın ellerimiz, kir tutsun yalnızca bir kalem kurşununda.
Ellerimiz semada,
Dualarda buluşalım...
Sar, bohçanı sar,
Tasın, tarağın ne varsa.
Kalk ayağa, iki adım Şâh'a bir adım bana,
Bir adım da sen, adında ne varsa...
Varsa yoksa sen, keşke dünya çilesine,
Sen de bana kalsa.
Ki yoktur,
Zehri sana şifa olan gönlümün başkasına yeri, gıyabında.
Vardır yalnızca sana,
Özlemde, vuslatta yalnızca sana ve de sana.
Ki yok korkum,
Asla da olmayacak adın yanıma yanaşınca.
Adın gönlüme hançer dilime yara,
Adın olmayınca.
Ellerimiz bir olunca,
Gönlümüz çatısında buluşalım...
Kırdık kimliklerimizi,
Geçtik güven duvarlarından baştanbaşa.
Sorduk varlığımızı,
Varlığımızı yokladık gözlerimiz birbirinden utanınca.
Kala kaldık birbirimize,
Takılı kaldık görünce sol göğsümüzün tam ortasında.
Yerimiz yurdumuz bellidir işte,
Yerimizde, yurdumuzda gönlümüzün bir olduğunda..
Hadi dök çayları, hava soğuk,
İçimizi ısıtan neresi ise orada buluşalım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"SUS'AN DA KONUŞUR"
PoesíaGeçmiş öğretir, Gelecek düşündürür, An konuşur... Hiçbir şiir yazılmamıştır, Bütün şiirler yaşanmıştır...