Sherlock hızlı adımlarla kütüphaneye girdi. Yoksa John onu bulabilir ve Quidditch antrenmanında seyirci olmaya zorlayabilirdi. Ancak daha üçüncü adımında kitaplıkların arasındaki kızıl saçlı kızı farketti. Gerisin geri kütüphaneden çıkarken Johnla burun buruna geldi.
"Yine saklanacaktın değil mi? Geleceğine söz verdin Sherlock.. " dedi John üzerinde ki Gryffindor formasını çekiştirip düzeltirken.
"Ne saklanması John, daha on dakika var diye bir kütüphaneye uğrayayım dedim sadece. " dedi Sherlock yürümeye başladıklarında.
"Bu sefer inandıramazsın beni. Antrenmana daha on dakika var dediğin gibi. Biraz çalışabiliriz. " diyen John sırıttı.
"Oh, hayır. Buna izin vermiyorum John. Yapmak istemiyorum. Beni zorlayamazsın. " dedi Sherlock bıkkınca.
"Tanrı aşkına Sherlock. Yedinci sınıfa gidiyorsun ancak hala süpürgeye binemiyorsun. Birinci sınıflar bile kolayca yapıyor bunu. Anlamıyorum, yükseklik korkunda yok. Her derste mükemmelsin ama söz konusu süpürgeye binmek olunca korkuyorsun. " dedi John.
"Külahıma anlat.. " dedi John, sahaya ayak bastıkları sırada. Süpürgesini ve birinci sınıflar için koyulmuş süpürgelerden birini aldı. Sherlock ona huysuzca bakıyordu. John ona süpürgeyi uzattı. "Hadi bakalım. Korkmuyorsan kanıtla. "
Sherlock sinirle hıhlayarak süpürgeyi aldı ve bacakları arasına koydu. Bir ayağını yere sertçe vurarak havalandı ancak biraz fazla sert vurmuş olmalıydı. Planladığından daha yükseğe çıkınca süpürgeye sıkı sıkı sarıldı. Birkaç saniye sonra baş aşağıydı..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uçarak tepesinde dikilen John ona kaşlarını çatarak baktı.
"Bu şeyi dengelemeyi düşünüyor musun?! " dedi Sherlock ona tepeden bakan John'a.
Ve sonrasında arkadaşının yardımı sayesinde yere ayak basabiliyordu. Şükürler olsun ki..
"Gerçekten Sherlock. Harika bir büyücüsün ama bu kadar basit bir şeyi yapamıyorsun ya, aklım almıyor.. " dedi John.
"Cisimlenme, anahtar ve uç uç tozu gibi ulaşım yöntemleri varken süpürgeyi ne yapayım ki? " dedi Sherlock.
"Quidditch oynayabilirsin mesela.. " dedi gözlerini deviren John.
"Bir kaç uçan topun peşinden uçmak ve onları bir çemberden geçirmeye çalışmak mı? Bu çok saçma. Üstelik çemberden ne kadar top geçirirsen geçir 150 puanı geçemediysen altın snitch'i yakalayamadığın sürece pek bir anlamı yok. Yani.. Sıkıcı! " dedi Sherlock.
John'la her zamana iyi anlaşırlardı ancak söz konusu Quidditch olunca John ifrit kesiliyordu. Vurucuydu ve gayet iyi oynuyordu. Sherlock'un aksine. Sherlock için en büyük spor günde beş kitap bitirebilmekti. Ve insanların özeline burnunu sokup onlar hakkında her zaman tutan tahminler yapmak. Ve John'u sinir etmek. Ve.. evet liste sonsuza kadar uzayabilirdi ancak içinde hiçbir zaman Quidditch olmazdı.
