Sherlock geç uyanarak kahvaltıya biraz geç kalmıştı. Ve yine, yine, yine tüm gözler üzerindeydi. Neden mi? Sherlock bir çok neden sayabilirdi.
Moriarty dünkü maçta ona öpücük yolladığı için,
Zaten Moriarty'yi rezil ettiği için,
Kahvaltıya girdiğinde Moriarty ona ıslık çaldığı için,
Ya da baykuş postası yağmurunda uzun boyundan dolayı kafasına çarpabilecek baykuşlardan usta manevralarla kurtulup havalı yürüyüşü hiç bozulmadığı için olabilirdi.
Tüm bunlara rağmen Sherlock'un gözleri inatla John'un üzerindeydi. Johnsa Sherlock'u hayranlıkla süzen kızlar (ve bazı erkekler!) yüzünden sinirlenmekle meşguldü. Sherlock elbette bunun farkındaydı ve dudakları gülmemek için kendini zor tutuyordu.
John'a asırlar gibi gelen saniyelerden sonra Sherlock yerine oturduğunda bazı bakışlar mavili gencin üzerinden ayrıldı. John rahatladı ve sevgilisine döndü. Mary ne olduğunu anlamaya çalışarak ona bakıyordu. John mahcubiyetini gizlemeye çalışarak gülümsedi sevgilisine.
Mary ise ona benzer bir mahcubiyetle bakıyordu. Ikisi de birbirlerinin yüzünde ki ifadelerin farkında değillerdi.
*
2 gün önce
Lily Evans Sherlock'u bir kızla öpüşürken gördükten beri mutsuzdu. Arkadaşları her ne kadar onu mutlu etmeye çalışsa da -en çokta Mary- bu zeki kız kalbine yenilmeyi tercih ediyordu. Alice sevgilisi Frank ile bulunacağını söyledikten sonra Lily'e tedirgin bir bakış atıp yatakhaneden çıkmıştı.
Mary Lily ile tekrar konuşmayı denemek için onun yatağına gitti. Lily kollarını göğsüne çektiği bacaklarına sarmıştı. Göz yaşlarını usulca akıtıyordu.
"Hadi ama Lily. Gryffindor'un John Watsondan sonra- en yakışıklı oğlanı James Potter senin peşinde ve sen Ravenclaw'lu bir züppe için kendini paralıyorsun. Yani tamam çocuk havalı, yakışıklı, zeki falan filan ama.. "
Böylece Lily daha fazla ağlamaya başlamıştı. Mary yaptığı gafı farkederken Lily'e sarıldı. "Ne olmuş öyleyse. Bence o gay. Moriarty ona sarkıp duruyor. "
"Tanrı aşkına! ' dedi Lily sonunda 'Bir kız sana sarksa sen lezbiyen mi olacaksın? Sherlock Holmes bir kızla öpüşüyordu! Moriarty ile değil. "
"Peki, peki.. " dedi Mary. "O kızı tanıyor musun? Kim olduğunu çok merak ettim. "
"E-evet.. " Lily burnunu çekti. "Bir isim söylemişti.. Hufflepuff'tan Jane.. Jane Wyl- Wyldiback demişti sanırım. "
Mary Lily'in gözyaşlarını sildi. Gerekirse arkadaşı için o kızı bulup tehdit ederdi.
2 gün sonra
Mary Lily ile adeta dedektife dönmüş, o kızı araştırıp duruyordu. Kızı bulunca ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Sadece kim olduğunu merak ediyorlardı. Bu sırada John'la çıkmaya başlayan Mary muradına etmişti ancak sanki bir şeyler eksikti.
John'dan bir aydır hoşlanıyordu ve sonunda çıkıyorlardı. Ama bir şeyler eksikti işte. John'a haksızlık ettiğini hissediyordu. Sanki uzun zamandır istediği bir şeyi almış, şimdiyse ulaştığı için değersizleşmişti. Sanki John ulaşılmaz olduğunda ilgi çekiciydi.
Lily ile vakit geçirmeyi daha fazla tercih ediyordu. Ve bu John'a haksızlık yaptığı düşüncesini güçlendiriyor, bu yüzden John'la vakit geçirmeye çalışıyordu. Ancak garip bir şekilde Lily ile yaptıkları küçük dedektiflikleri daha çok seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friend? | JOHNLOCK HOGWARTS AU | POTTERLOCK
FanficIki ergen düşünün, Sherlock Holmes ve John Watson. Hogwartsta son sınıf öğrencisi iki arkadaş. Sadece arkadaş mı? Kesinlikle hayır..