6

811 50 52
                                    

   Dumbledore'un odasından çıktıklarında Moriarty garip davranışlarına devam ederek sessizce ayrıldı ve Molly Hooper da utanç eşliğinde yok olmuştu. Severus Snape ve James Potter cisimlenmiş olabilirlerdi çünkü ortalarda yoklardı.

    Lily ve Mary fısıldaşarak önden gidiyordu. John onların arkasında, ve Sherlock'ta onun arkasındaydı. John bir anda durdu ve Sherlock ona çarpmamak için kendini son anda frenledi.

    "Mary, sence de hala bana açıklaman gereken şeyler yok mu? " dedi John. Sherlock gözlerini devirmeden edemedi. Mary arkasına dönerek sevgilisine baktı.

    "O Slytherin oğlanı açıkladı ya sevgilim, sadece Lily'in yanında olmak için gelmiştim. " dedi Mary parlak bir gülümsemeyle. Sherlock onun 'sevgilim' diyen ağzını torba gibi büzüp iğneyle tutturmak istiyordu.

    John tepesine tırmanan siniri hissedebiliyordu. "O 'slytherin oğlanının' dediği hiçbir şey umurumda değil, Mary. Benim tek gördüğüm, sevgilimin ve arkadaşının Astronomi kulesinde iki oğlanla buluştukları. "

     Lily Mary'ye anlatmaması için yalvaran gözlerle baktı. Birer zümrüt parçasına benzeyen gözleri reddetmek zordu.

    "John, tatlım. Sanırım bu kızlar arasında bir sır. " dedi Mary mahçup bir şekilde.

    "Pekala.. " dedi John sakinleşmeye çalışarak. "Pekala.. PekalaPekalaPekala.. "

    Boynunu kırarcasına Sherlock'a döndü. Sherlock onun bu ani hareketiyle donup kaldı.

    "Yarın, haftasonu değil mi? Eski günlerde ki gibi büyücü satrancı turnuvasına ne dersin? Sakinleşmek için birebir. " dedi John.

    Sherlock Petrificus Totalus atılmış gibi kalakalmıştı. Durumu kurtarmak için zorlukla konuştu, "T-tabi, güzel olur. " soğuk soğuk terlerken Mary ve Lily'ye baktı. Kızıl saçlı kız ona garip garip bakıyordu. Mary'nin anlaşılmaz bakışları ise John'un üzerindeydi.

    John Sherlock'u beklemeden Ravenclaw kulesine doğru yol aldı. Sherlock ta Mary'ye kısa bir bakış attıktan sonra kısa olanın peşine düştü.

   Mary ve Lily ise iki gencin arkasından baktıktan sonra karmaşık duygularla Gryffindor kulesine yol almıştı.

*

    Gece vakti Ravenclaw ortak salonuna giden koridor bomboştu.

    Dar, baş döndürücü merdivenleri tırmadılar. Sonunda bir
kapıya ulaştılar. Bir kapı kolu ya da anahtar deliği yoktu; yalnızca gösterişsiz geniş yaşlı ahşap ve
kartal şeklinde bronz bir kapı tokmağı vardı.

    Sherlock bir kez tıklattı ve kartalın gagası açıldı ama kuşun sesi yerine yumuşak müzikal bir
ses "Hangisi önce gelir, anka mı yoksa alev mi?" dedi.

    "Bence cevap bir döngünün başlangıcı yoktur." dedi Sherlock.

   "Mantıklı," dedi ses ve kapı savrularak açıldı.

    John Sherlock'a hayran olmaktan geri durmamıştı. "Yani.. ortak salona her girmek istediğinizde bu tür soruları mı cevaplamanız gerekiyor? "

    "Tabi.. " dedi Sherlock. "En azından herkesin kolayca öğrenebileceği bir şifre olmasından iyidir. " apaçık Gryffindor kulesine gönderme yaptı.

   "Ya sorunun cevabını bulamazsanız? " diye sordu John.

    "O zaman doğru cevabı bilen birinin gelmesini beklemelisin.. "

Not: Bu bölüm Harry Potter serisinin yedinci kitabı Ölüm Yadigarlarından alıntıdır. Hemen hemen yani..:)

    John bir Ravenclaw olmadığı için şükrederken Sherlock gayet normal bir konuşma yaptıkları için şaşkındı. Sakince ortak salondan geçtiler. Ancak Sherlock'un tek kaldığı yatakhaneye geldiklerinde işler değişti. Ikisi de ne diyeceklerini bilemeyince Sherlock durumu geçiştirmek için espri yapar gibi konuştu.

just friend? | JOHNLOCK HOGWARTS AU | POTTERLOCKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin