Medya-kerem
Şarkı-feride hilal akın gizli aşkZaman...her şeyin ilacı olan,benim takılıp tökezlediğim. Zaman...beni yutup boşluğa iten...kendimi ona bıraktığımdan.
Kerem ile oturup sohbet ediyorduk.
"Güneş sen bu çocuğa aşık mısın?"
"Ne aşkı ya sadece biraz ne bileyim-"
"Kızım ya aşıksın ya da sapıksın. Öptüğüne göre. Kızım abaza mısın?"
Yastığı alıp kafasına fırlattım. Kahkaha atıyordu. 2 gün filan olmuştu görmüyordum. Acaba hala yaşıyor muydu? Ya acıya dayanamayıp intihar ettiyse? Bunu düşünmek bile içimden sıcak sıcak birşeylerin akıp yakmasına sebep olmuştu.
"Kerem. Yaşıyordur dimi"
Kelimeler ağzımdan yakarış gibi çıkmıştı. Ölmesi dayanılmaz bir şeydi. Görüşmesekte yaşadığını biliyordum. Koltuktan kalkıp volta atmaya başladım.
"Güneş bak gerçekten soruyorum içinde ona karşı bir şeyler var mı?"
Ciddi sorduğu sorusuna verebilecek cevabım yoktu.
"Bunun hakkında bir şey söylemek için henüz erken."
Odama gidip giyindim ve evden çıktım. Taksi durdurup Tan'ın evinin adresini verdim. Yaklaşık on dakika da vardığımızda parayı ödeyip indim. Koşarak kapıya geldim ve kapıyı çaldım. Açması için birkaç defa daha çaldım. Korkmaya başlamıştım. Kilit sesi geldiğinde kalbim boğazımda atmaya başladı. Tan sakalları uzamış kızarık gözlerle bana baktı. Sonra kapıyı aralık bırakıp içeri girdi. İçerisi dağınık ve güneşlik kapalıydı. Tan yatağa oturdu. Ben gidip güneşliği açtım ve camı araladım. Tan gözlerini kıstı. Kaşlarını çattı. Bir gün o kaşların birleşeceğinden emindim. Sürekli çatıyordu.
"Napıyosun. Hem neden geldin"
"Seni merak ettim."
Sustu.
"Tan toparla biraz kendini. Çok çok zor bir durumun içindesin biliyorum. Ama devam etmen gerek."
"Önceden gecemin gündüzüme karışmasının bir amacı vardı. Benim bir amacım vardı. Ama artık o kadar boş hissediyorum ki. "
"Ben yanındayım Tan. Yanındayım."
Kolunu tuttuğumda suratıma baktı. Sakalları birbirine karışmıştı.
"Hadi gel şu sakallarını halledelim"
"Güneş hiç halim yok"
"Sen gel"
Onu küçük rutubetli olan banyoya zorla götürdüğümde malzemeleri alıp onu traş etmeye başladım. İlk olarak traş köpüğünü sürdüm. Yüzü sıcacıktı. Yakındık. Kalp atışlarımı duyması olağandı. Ben onunkileri duyabiliyordum.
"Güzel suratım çiziklerle dolacak ya hayırlısı"
"Görürsün"
Dediğimde besmele çekerek aldım traş bıçağını. Traş bitince losyonu alıp sürmeye başladım. Kokusu çok güzeldi ve Tan'ın tenine çok yakışıyordu.
Tan aynaya baktığında yüzünde memnun olmuş bir ifade vardı.
"Nasıl öğrendin"
"Küçükken babam traş olurken onu izlemeyi çok severdim"
Gülümsedi. Gözlerinden bir şey geçti. Sanki bir anısı var gibiydi.
"Bir gün babam traş olurken bende yüzüme köpük sürmüştüm. Babamda önce kahkaha atmıştı ama sonradan dondurma çubuğu gibi bi çubuk vermişti. Beraber traş olmuştuk. Tabi ben tabureye çıktım."
![](https://img.wattpad.com/cover/120029462-288-k485638.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN YERİ
Художественная прозаTAN YERİ AĞARIRKEN SENİ BURDA GÖRMEK İSTİYORUM...TAM BURDA Seni gördüğüm anda başladı hikayem. Vücudumda dolaşan kanser hücresi gibi sardın içimi. Önce yayıldın sonra öldürdün... Kahve fincanından tüten dumanın kokusu gibi yayıldı kokun saçlarından...