BÖLÜM 3

50 13 14
                                    

  Kaan kapıda dona kalmıştı. Karşısında iki polisi görmek hiç de beklediği bir durum değildi.Zoraki de olsa''Buyurun'' diyebildi.

''Kaan Karaca siz misiniz?''

''Evet,bir sorun mu var?''

''Hayır,içeri girebilir miyiz?'' Turgut'un bu sorusu nazik bir istek değil daha çok bir emirdi.

''Tabi buyurun'' dedi Kaan. Ve eliyle salonu gösterdi. Turgut ve Aysel salona geçip koltuğa oturmuşlardı. Kaan da ayakkabıları ayakkabılığa kaldırma bahanesi ile zaman kazanıp durumu düşünme fırsatı yakaladı. Çok zekice değildi belki ama en fazla polis görmüş heyecanlı bir çocuk diye düşünürlerdi. Onu nasıl buldukları hakkında bir fikir yoktu aklında. Tehlike! tehlike!

Salona yürüdü Kaan. Bir sandalye alıp karşılarına oturdu. Turgut ve Aysel'e baktı. Turgut'a odaklandı şimdi. İkisi de birbirini süzüyorlardı. İkisi de birbirinde aynı şeyi görüyordu yorgun bir beden ve uykusuz gözler. Tabi bu çıkarım daha çok Kaan'ın işine yaramıştı. Çünkü tek Kaan'ın evine gelmediklerini düşündü. Kendisi şüpheliydi. Ama şüpheli listesi az değildi. Bu kadar çok şüpheliyi nasıl çıkardılar?

''Kaan Bey,dünden önceki gece Fikret Önsezi evinde ölü bulundu. Bundan haberdar mısınız?'' dedi Turgut tüm soğukluyla.

''Fikret'' deyip gözlerini tavana doğru düşünürmüş gibi kaldırdı. ''Söylediğiniz kişiyi tanımıyorum sanırım'' Kaan terlememek için ne yapması gerekiyordu. Kalbinin sesini duyabiliyordu. Elleri hafif titriyordu. Belli olmasın diye bacaklarının arasına aldı.

''Dünden önce neredeydiniz?'' Turgut Kaan'ın sorusunu umursamamıştı.

''Okul ve ev dışında pek bir yerde olmuyorum''

''Emin misiniz?'' Kaan duraksadı. Burada düşünmesi garip karşılanmazdı her halde. Nasıl,nasıl nasıl... Ah evet. Kaan'ın göz bebekleri büyümüştü. Hafiften dudakları kıvrılmıştı. Bıyık altından gülüyordu. Anlamıştı nasıl şüpheli olduğunu ama belli etmemeye karar verdi. Hala heyecanlı gözükmeye çalıştı. Sesinin çatal çıkması için çabalayarak;

''Tüm bunları neden soruyorsunuz anlamıyorum. Fikret de kim? Benden niye şüpheleniyorsunuz?''

Şimdi düşünme sırası Turgut'taydı. Kaan'ı süzdü. Asker tıraşı siyah saçları yuvarlak kafası,siyah gözleri büyük dişleri tek tük çıkan sakalları ve tıknaz vücudu ile gerçekten çirkin bir adamdı bu. Şimdi gözlerini odaya çevirdi. Masanın üzerinde Kaan ve bir kız sarılmış fotoğrafını gördü. Duvardaki tabloya baktı şimdi. Siyah bir fonun üzerinde kırmızı harflerle adalet yazıyordu. Tabloyu göstererek;

''Bu tablo biraz garipmiş?''

''Ah evet. Adalet yürüyüşünde aldığım bir tablo. Benim için önemli bir mitingti.'' Çalışılmış bir soruydu bu Kaan için. Ama yine korkmaya başlamıştı.Karşısındaki bu adam odayı inceliyordu. O gözleriyle etrafı tararken Turgut'u inceledi. Sarı dalgalı saçları,mavi gözleri yuvarlar gözlüğü güçlü çene yapısı geniş omuzları ve gömleğinden taşacak gibi duran kaslı vücudu ile bu adam gerçekten yakışıklıydı. Ama Kaan'ın dikkatini çeken bu değildi. Odaya girdiğinden beri karşısında ki gücü hissedebiliyordu. Her cümlesi çok kısa ve netti.Kendisini umursamaması ve ses tonuyla tehdit ediliyor gibi hissediyordu Kaan. Bu düşünce sinirlerini bozdu şimdi.Kimdi ki bu adam.Sıradan bir insandı.Kaan'la kimse dans edemezdi.Bunları düşünceler Turgut'un sesiyle bölündü.

''Şu tabloda ki kadını sorabilir miyim?'' Şimdi masanın üstünde ki tabloyu gösteriyordu.

''Neden bu soruları sorup duruyorsunuz. Artık bir açıklama yapar mısınız?'' Kaan ses tonunu yükseltmişti.

Soluk GriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin