Bölüm 5

27 12 6
                                    

  Aysel telefon sesine uyandığında saat 13:23'ü gösteriyordu. Telefon ısrarla çalarken yerinden ağırca doğruldu. Başı zonkluyordu adeta. Telefona uzandı. Arayan Turgut'tu. Çağrıyı reddetti. Telefonu masanın üstüne fırlattı ve yatağa kendini geri bıraktı. Başını tutarken birden Kaan'ın varlığını hatırladı. Yatağından fırlayıp misafir odasına hızlı adımlar ile yürüdü. Kapıyı araladığında, yatağın düzeltilmiş olduğunu gördü. Yatağın üzerinde ki notu gördü. Notu eline aldı. Notta 'Teşekkür ederim' yazıyordu. Aysel notu bıraktı kenara. Mutfağa geçip hızlıca kahvaltısını etti. Hazırlanıp yola çıkacak iken vazgeçti. Bir gün daha bekleyebilirdi. Levent Başkomiseri arayıp izin aldı ve duş almak için banyoya yöneldi. Soyunurken aynada sırtını gördü. Yara izleri hala oradaydı. Derin yara izleri, hayatı boyunca hep orada duracaktı belli ki. Bu izler kimseye göstermediği yüzüydü. Kader dediğimiz şey,bizim seçimlerimizdir. Aysel seçimleriyle,çalışkanlığıyla polis olmuştu. İzler ise neyi başardığını unutmaması için hala oradaydı. Hep orada olacaktı.

                                                                                    ***

             Kaan dersi dinlemeyi bırakmış Aysel'i düşünüyordu. Dün gece duygularını kontrol edebilse Aysel'i kendisine aşık edebilirdi. Böylelikle Turgut'u da kontrol edebilirdi ama bu plan çok saçma geldi kulağına. Kendinden başka kimseye güvenemezdi. Aysel şimdi istese yardımcısı olmayı, kabul etmezdi. Ders bittiğinde şehrin sokaklarında dolaşmaya karar verdi. Çok sıkılmıştı. Avlanmak heyecanını yitirmiş olamazdı ama av bulmak hala onun için ciddi bir sorundu. Kafasını öne eğmiş yeni av bulma yöntemi bulmaya çalışıyordu. 'Çok kötü!' dedi içinden. Nerede olduğunu unutmuştu. Yola bakmıyordu. Birinin omzuna çarptı istemeden. Bir kaç adım yalpaladı. Arkasına döndü. İri yarı,sakallı bir adamdı bu.

''Pardon göremedim.'' dedi Kaan utanç ile.

''Önüne baksana lan yavşak!'' adam Kaan'a doğru yaklaşmaya başladı. Kaan bir kaç adım geri gitti. ''Yolda yürümeyi bilmiyorsunuz lan daha!'' Adam çıldırmış gibiydi. Kaan ne kadar geri giderse gitsin adam daha da çok sinirleniyordu. Sanki Kaan'ın korktuğunu hissettikçe güçleniyordu. Kaan bu şekilde kurtulamayacağını anladı ve adamın hiç beklemediği bir anda yumruğu patlattı. Adam, aldığı yumruk darbesiyle bir kaç adım geri gitti. Toparlandı ve karşısındaki bu cılız çocuğun üzerine, tüm gücüyle saldırdı. Dört tane sağlam yumruk atmıştı Kaan'ın yüzüne. Araya girenler olmasa çok daha kötü dayak yiyecekti. Adam,araya giren kalabalığın arasından Kaan'a küfürler ederken Kaan burnunu tutarak oradan uzaklaşmaya başladı. Köşeyi döndü. Çok sinirliydi. Burnundan kanlar süzülüyordu. Sanırım gözü de morarmıştı. Bir arka sokaktan adamı takip etmeye karar verdi.

        Kaan adamı yakalamıştı bile. Bıçağı yanında mı diye kontrol etti. Öfkeden gözü dönmüştü resmen. Toplumda bu insanların varlığı her zaman tehlikeliydi. Bu insanlar, sapıklar kadar iğrençti. Adam şimdi bir dükkana girdi. Kaan dışarıda sokağın başında bekliyordu. Tanınmamak için hiç bir şey yapmamıştı. 'Teklike' dedi ama sonra boş vermek istedi. Ne pahasına olursa olsun o adamı avlayacaktı. Adam dükkandan çıktıktan sonra sokakta yürümeye başladı. Kaan adamın ayakkabılarını hafızasına kaydetti. Adam şimdi bir apartmana girdi. Sokak sessiz bir sokaktı. Gelirken önünden geçtiği tesisatçı dükkanı ve kahvehane haricinde onu gören kimse yoktu. Adamın girdiği dükkanda buradan iki sokak ötedeydi. Polise buradan geçtiği gitse bile sorun yoktu. On dakika kadar bekledi. Apartmana doğru yürümeye başladı. İçinden sürekli 'Tehlikeli tehlikeli tehlikeli' diyordu. Mani olamıyordu ama kendine. Kafaya koymuştu bir kere. Başka çaresi yoktu. Apartmana girdi. Ayakkabılara baka baka yukarı çıkmaya başladı. Dördüncü katta buldu adamın ayakkabılarına. Bir tane daha erkek ayakkabısı vardı. Diğer ayakkabıyı alıp numarasını karşılaştırdı. Aynı numaraydı adamın ayakkabısıyla. Muhtemelen adamın ikinci ayakkabısıydı bu. Kapıyı çaldı. On saniye bekledi. Ses yok. Bir kez daha çaldı. Şimdi içeriden ayak sesi geliyordu. Ayak sesi yaklaştıkça Kaan'ın kalp ritmi de o denli hızlanıyordu. Adam kapıyı açtı. Kaan'ı karşısında görünce şaşkınlıktan göz bebekleri büyüdü.

     Kaan hafif gülümseyerek ''Bum'' dedi ve elindeki bıçağı adamın boynundan kafasına doğru sapladı. Hemen elini çekip hızlı adımlarla aşağı doğru indi. Apartmandan çıktıktan sonra sokağı koşar adım terk etti ve evin yolunu tuttu.

                                                                                 

      

       

Soluk GriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin