Bölüm 6

48 11 17
                                    

Kaan depoda cinayetin üzerine dokuz saat geçirmişti. Bir güzel uyku çekmiş,duşa girmiş ve kitap okumuştu. Cinayeti düşünmeyi es geçmişti. Şimdi bilgisayarına geçti. Olanları tekrar günlüğüne yazdı. Geçtiği sokakları adım adım kağıda. Yaptıklarını okudu tekrardan. Şüpheli gördüklerini yazdı bir kenara. Google Maps'ten yürüdüğü sokakları dolaştı. Kamera bulmaya çalıştı. Kamera olabilir dediği mekanları da bir kenara yazdı. Çıkan çizelge çok acıydı aslında. Adamı, dükkanın önünde beklerken bir kamera var. Adamın sokağına en yakın kamera da bu zaten. Polis bu kamerayı inceleyecektir. Adamı görecek on dakika sonra onun geçtiğini görecekler. Şanslıysa bu kadarla sınırlı kalır. Eğer adam yol boyunca yada dükkanda birine kavga ettiğini anlattıysa daha da şüpheli konumuna düşecek. Her yönden Kaan köşeye sıkışmış hissetti. Çok acele etmişti. Kuralının dışına da çıkmıştı. Çok iyi hissediyordu. Her şeye rağmen muhteşem hissediyordu kendini. Şimdiye kadar hep duygularını bastırmaya çalışmıştı. Şimdi içinde ki canavarı bıraktı. Artık iğrendiği kim varsa öldürebilirdi. Bu onun için gerçek adaletti.

Muhtemelen bu işten başına bir şey gelmeyecekti. Uzun sorgular geçirecekti. Turgut bir süre onun peşini bırakmayacaktı ama yine de ciddi bir kanıt bırakmamıştı ortada. Bundan sonrası için plan yapmak üzere düşünmeye başladı.

***

Aysel televizyonu başında keyif yaparken, telefonu çaldı. Telefona uzandığında Turgut yazısını gördü. Ne olursa olsun kırgınlığı geçmiş heyecanla telefonu açmıştı;

''Alo''

''Aysel, müsaitsen sana geliyorum?''

''Hayırdır bir şey mi oldu?''

''Bir cinayet vakası. Görüntüleri seninle incelememi istediler.''

''Tamam gel.''

Telefonu kapattıktan sonra hızlıca ortalığı toparladı Aysel. Turgut'ta çok geç kalmamıştı zaten.

Turgut salona hızlıca geçip koltukta ki yerini aldı.

''Hoşgeldin''

''Hoş buldum. Bugün niye gelmedin?''

''Canım istemedi.''

''Senin için meraklandım. Aradım açmadın?''

''Meşguldüm''

''Evet,çok meşgul görünüyorsun.''

''Turgut yapma artık şunu!''

''Neyi?''

''Seninle ilgilendiğimi görmüyormuş gibi yapma''

Turgut kafasını öne eğdi şimdi. Bir kaç saniye düşündükten sonra döndü.

''Sende, seninle ilgilendiğimi gör artık Aysel''

Aysel şaşırmıştı. Böyle bir şey beklemiyordu. Turgut devam etti;

''Aysel benim lise yıllarımdan beridir flörtüm olmadı hiç. Ben kimseye karşı bir şey hissedemedim. Sana kadar... Beni heyecanlandırıyorsun. Dünkü bahanem gerçekti. Annem felç. Bir yardımcımız var hep başında ama dün işi vardı kadının. O yüzden gelemedim''

''Peki sormamın bir sakıncası yoksa baban ne olduğu?''

''Şehit oldu. Babam da polisti. Ben yedi yaşımdayken bir mafya tarafından öldürüldü.''

''Başınız sağ olsun. Üzüldüm. İkimizinde geçmişi trajedi demek.''

''Senin geçmişinde ne oldu?'' dedi Turgut.

  Aysel şimdi üzerindeki kazağı çıkartıyordu. Turgut donakalmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aysel sırtını döndü. Yara izlerini Turgut görünce kaşları çatılmıştı.

''Bunu kim yaptı'' diyebilmişti Turgut. Aysel sırtı dönük anlatmaya başladı.

''Annem öldü. Babam hapiste. Babam öldürdü annemi. Babam beni de annemi de hep döverdi zaten. On altıydım eve görücü geldiğinde. Yirmi dört yaşında biriyle evlendirilecektim. On altıydım. Annem görücülerin üstüne yürüdü. Kovaladı. Görücüler gittikten sonra da dayak başladı. Ben araya girdim. Her zaman ki gibi kemerini çıkarıp sırtıma vurmaya başladı ama bu sefer farklıydı. Annem mutfaktan elinde bir bıçakla girdi odaya. Bu vahşeti bitirecekti. Neyse gerisi de malum.''

 Aysel kazağını giydi ve gözünden akan bir kaç damla yaşı sildi. Turgut duyduklarına inanamıyordu.

 ''Babam hapse girdikten sonra devlet bana yardım etti. Bende babam gibi kim varsa cezasını çeksin istedim. Polis oldum.''

   Turgut kafasını önüne çevirdi. 

''Annem üç sene önce felç geçirdi. Babam şehit olduğunda daha yedi yaşındaydım. Eş dost herkes gelip güçlü durmam gerektiğini söyledi. Gelen herkes babamın kahraman olduğunu söyledi. Daha yedi yaşımdaydım. Bende hep güçlü olmak istedim. Hep kahraman. Babam gibi güçlü bir kahraman oldum. Benim kahramanlığım da zayıflığa yer yoktu. Asla ağlamazdım. Yedi yaşımdaydım. Annem ağladığı günler boynuna sarılır güçlü olmasını söylerdim. Babam gibi... Yıllar geçti. Bana söylenen gibi güçlü bir kahraman oldum. Babam gibi..''

   Turgut'un da gözleri dolmuştu şimdi. Aysel'e döndü. Şuan onu öpmek istiyordu. Onunla sevişmek istiyordu. Onunla bütünleşmek istiyordu. Yapamazdı. Bu kadar kendini açmak bile çok fazlaydı. Bunun zamanı değildi. 

 ''Neyse'' dedi Turgut. ''Artık şu görüntüleri izleyelim''

''Bu ne cinayeti?'' 

''Recep Kaldırım. Otuz iki yaşında. Bugün öğleden sonra evinde ölü olarak bulundu. Daha doğrusu kapının önünde. Birine kapıyı açmış ve o kişide bıçağı boynundan kafasına doğru saplamış. Otopsi sonucuna kadar da bu angarya işi bize kitlediler. Bu kayıtlar apartmanın etrafında olan bütün kameralar. Yani illa ki bu sokağa bir taraftan girdi katil. Şimdi sokağa doğru kim gittiyse bir yere yazacağız.''

 Turgut tüm bunları söylerken Aysel Turgut'un kurduğu cümleyi düşünüyordu. 'Bu angarya işi bize kitlediler' Biz olmuşlardı.

  Turgut bilgisayarı çıkardı ve hard diski taktı. 

''En son bir tesisatçı dükkanında görülmüş. Bu sokağın başında da bir kamera var sokağa kaçta girdiyse diğer bütün kameralardan o saatten sonra incelemeye başlayalım.'' dedi Turgut.

''Peki katil ya adamdan önce apartmandaysa''

''Olabilir ama şimdilik bunun ihtimali daha fazla''

       Kaydı izlemeye başladılar. Adam sokağın başında görülmüştü. İzlemeye devam ettiler. Geçen bir kaç kişiye dikkat ettiler. On dakika geçmişti. Şimdi bir teyze geçiyordu. Arkasından bir çocuk girdi kadraja. Aysel fark etti hemen. Bu Kaan'dı. Turgut kim olduğunu anlamak için biraz yakınlaştı. Aysel Turgut'un omzundan tuttu ve geri çekti. Dudaklarına yapıştı Turgut'un. Turgut ne olduğunu anlayamamıştı ama hemen teslim olmuştu. Aysel Turgut'un gözlerini kapattığını fark edince, sessizce bilgisayara uzandı. Önce bilgisayarı sessize aldı. Sonrada Hard diskteki tüm verileri sildi. Turgut'la hala öpüşürken hızlıca tüm bunları yapan Aysel şimdi de gülümseyerek Turgut'u öpmeye devam etti.

Soluk GriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin