INEFFABLE | TaeJin

love.

Medyadaki şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum. :)

"Biliyor musunuz, o günden beri geceleri rüya görmüyorum."
Yatağımda sırt üstü uzanıp boş gözlerle tavanı izlerken mırıldandım.
"O günden beri ağlamıyorum da."
Sessizce dinlediler.
"O günden beri kitap da okuyamıyorum. Müzik bile dinlemedim hiç."

Jimin sıkıntıyla nefes verdiğinde kafamı çevirip ona baktım. "Bana söylemeliydiniz Taehyung. En azından bir şekilde yardım ederdim." Jungkook'a bakıp kaşlarını çattı. "En azından sen söyleyebilirdin aptal."
O gün Jin hyung ve Ha Eun'u gördükten sonra sınıftan hiç çıkmamıştım ama aynı akşam Jungkook ve Jimin kapıma dayanınca hıçkıra hıçkıra dostlarımın kolları arasında ağlayıp durmuştum. Biz bir şey söylemeden Jimin anlamıştı her şeyi. Beni yargılamamıştı. Sadece şaşırmıştı ve bunun gayet normal bir durum olduğunu söylemişti. O günün üstünden koca bir hafta geçmişti ve hiçbir şekilde okula gitmemiştim. Jin hyung birkaç kez mesaj atıp okula neden gitmediğimi sormuştu ama geri dönüş yapmamıştım. Neredeyse her gün eve gelip anneme beni sormuştu ama odamdan çıkıp onu görecek cesaretim olmamıştı. Bir şekilde yedi günü atlatabilmiştim. Jimin her okul çıkışı gelip Jin hyungun gün içinde neler yaptığınsan bahsediyordu. Ha Eun'la ilişkileri sandığımdan kısa sürmüştü gerçi. Dün ayrılmışlardı ve Jungkook'a göre bunun sebebi bendim. Bunu söylediğinde alay edercesine gülmüştüm. Bu olağan bir şey değildi.
Annem kafasını kapıdan içeri uzatıp "Jin geldi ama yanında biri daha var." deyip gülümsedi.
"Yanındaki kim?" diye sordu Jimin kaşlarını çatarak.
"İçeri alırsam görürsünüz kimin geldiğini." diyerek tekrar gülümseyen anneme gözlerimi devirdim. Jin hyungu görmeye hazır değildim. Böyle yıkılmış ve dağılmış bir halde karşısına çıkamazdım. Yatakta doğrulup derin bir nefes aldım.

"Siz aşağı inip onları oyalayın, üstümü başımı toparlayıp geliyorum ben de."
Jungkook "Emin misin hyung?" diye sorduğunda olumlu anlamda başımı salladım.
Onlar odadan çıktığında yatağımın çaprazındaki boy aynasında aksime bakıp kaşlarımı çattım. Jin hyungu bu kadar çok mu seviyordum sahi? Bir haftada gözlerimin altı çökmüştü ve bariz bir şekilde kilo vermiştim. Saçlarım dağılmıştı ve üstümdeki pijama takımının bazı yerlerinde yemek lekeleri vardı. Dolabımdan koyu yeşil bir kazak ve siyah pantolon çıkartıp yatağımın üstüne bıraktım. Onun karşısına bitmiş bir halde çıkmaktansa ölmeyi yeğlerdim.

***

Merdivenleri yavaş yavaş inerken oturma odasından yükselen kahkaha sesleri kaşlarımı çatmama sebep oldu. Jin hyungun yanında getirdiği kişi her kimse bizimkiler sevmiş olmalıydı. Sıkıntıyla bir nefes bırakıp odaya girdiğimde gördüğüm kişiyle birlikte kocaman gülümsedim.
"Namjoon hyung!" diye bağırıp ona doğru koştum. Oturduğu yerden kalkıp bana büyük bir sarılmayla karşılık verdi.

"Ah hyung, seni o kadar özledim ki."
"Ben de sizi özledim Taehyung-ah." Geri çekilip beni baştan aşağı süzdü.
"Genç bir adam olmuşsun. Bıraktığımdan daha yakışıklı görünüyorsun. Hadi ama, kızlara acı biraz." dediginde utanarak kafamı öne eğdim.
Daha sonra gözlerim istemsizce Jin hyungu buldu. Gözlerini bile kırpmadan bana bakıyordu. Suratında hiçbir ifade yoktu. Kalbim bu anı bekliyormuş gibi yine ve yeniden bana ihanet ederek hızlanırken bakışlarımı başka yöne çektim.

"Dün Jimin için kurabiye yapmıştım. Mutfağa gelin de yiyin."
Annemin sesini duyunca hep birlikte mutfağa geçtik.
"Annem neden senin için kurabiye yapıyor acaba?" diye sordum aksi bir şekilde. Jimin ise alayla gülümseyerek "Çünkü beni senden daha çok seviyor." dedi.
Tek hecelik bir kahkaha atıp Jungkook'un yanındaki boş sandalyeye oturdum. Jin hyung da yanıma oturunca kafamı çevirip ona baktım. Bana bakmıyordu. Annemin uzattığı tabakları oturduğu yerden bize dağıtmakla meşguldü. Bir nefes bırakıp kafamı çevirdim. Jimin kaş goz yaparak bir şeyler anlatmaya çalışırken yapay bir öksürükle boğazını temizledi ve Namjoon hyunga döndü. Ne dediğini anlamamıştım. Boş gözlerle onu izledim. "Hyung biliyor musun Jin hyung Ha Eun adında itici bir kızla sevgili." dediğinde kaşlarımı çattım. Tam olarak ne yapmaya çalışıyordu?