Uzun bir süre yaptıklarını sindirmeye , unutmaya çalıştım.
Başarabildim mi?
-Hayır.
Arasıra kendime acıyorum , arasıra sevgime ama en çok da O'na acıyorum. Çünkü O'nu bir daha bu denli seven olmayacak hayatında. Sevdiğim kadar sevilmesin...Sevilmeyecekte.
~~~
O güzel mesajlar vardı ya hani
Hepsi yalan , hepsi palavra!
Küçük bir oyun oynamışlar bana. Küçük bir oyun ama duygularımı , beni içten içe kavuran bir yangın kadar da acımasız bir oyundu bu.Düşünün; sevdiğiniz insan tarafından güzel mesajlar geliyor ve bunları kendisi değil O'nun telefonundan arkadaşı yazıyor.
Nasıl hissederdiniz?
Tam olarak öyle hissediyorum. Hatta 2 misil daha fazlasını hissediyorum.
Off kalbime sınırsızca kurşun yedim bunu öğrendiğimde. Ama hâlâ seviyorum.
Kızamadım.
"Neden?"
Diye sormadım hiç.Sustum...
Bunu öğrenmem zor olmadı ama atlatmam zor olacak belli ki.
Tabii O'nunla konuşmadığımız süre zarfı içerisinde ben sürekli ağlıyor , sızlıyorum. Bu halimden hiç hoşnut olmayan Nazlı, bildiği bazı şeylerin olduğunu ve artık unutmam gerektiğini söyledi. Gerçekler de bunlardı işte...Kelimelerle ifade edemiyorum ki o an'ı.
Zordu.
Epeyce hemde.Aradan bir kaç zaman geçti. Nedenini sormam gereken kim varsa nedenini soracaktım ama bu asla sevdiğim adam olmayacaktı.
Bu oyunu kuran ve her şeyi yapan arkadaşına çemkirecektim. Asıl suçlu arkadaşıydı çünkü. Ama sessiz kaldığı için , bu oyuna göz yumduğu ve beni biraz olsun düşünmediğinden dolayı da kızıyordum sevdiğim adama.
"Hiç mi sormadı kendisine?"
"Yarın bir gün öğrenirse bu kız ne olur , ne hâle sokarız bu kızı?"
Diye sormadı ya da düşünmedi mi hiç?
O arkadaşına yazdım.
Hesap sormak değildi amacım. Asıl yaptıkları şeyin nasıl bir şey olduğunun farkına varmalarını istiyordum. Çünkü onlar benim ne yaşadığımı bilmiyorlardı. En azından bunu bilmelerini istiyordum.
Anlaşılan hiç anlamayacak , hissetmeyecek , bilmeyeceklerdi hâlimi...
Daha fazla uzatmadan
Kızgın yada kırgın olmadığımı söyledim ve bir daha arkadaşına bile yazmadım bu konu hakkında.Aslında kırılmadım. Parçalandım.
Kızgınlık mı?
O işte kesinlikle yoktu.
Çünkü arkadaşının yaptığı şeyde art niyet yoktu. İyiliğimizi istiyorlardı işte. Sadece tek sıkıntı yapacağı iyilik bu olmamalıydı.
Arkadaşi sevdiğim adama ona yazdığımı söylemiş olması lazım ki aradan 1-2 gün geçti WhatsaApp'tan yazdı O.
"Gizem"
Yazmıştı.Sanki O'nun bana
iyi mi?
kötü mü?
şekilde yazdığını az çok anlıyordum da, sinirli olduğunu hissettim o an.Hemen
"Nolur kıracak bir şey söyleme"
Yazdım."Müsaitsen konuşabilir miyiz?"
Yazmıştı.Neyse , müsait olmadığımı söyledim.
Ardından
Yazmaya başladı belki 20-30 tane üst üste mesaj atmıştır. Hepsi de küfür hepsi de kırıcı şeylerdi.
O sözlerine rağmen yazdığım tek şey
"Dinle"
"Tamam"
"Haklısın"Oldu.
Hep bunu yapıyordum ve ben böyle birisi değildim aslında. Sürekli haksız pozisyonuna düşüp , O'nun bana yaptığı yanlışları örtbas ediyor , kendi yanlışlarımı ön plana atıyordum.
Söyleyeceklerini söyledi içini rahatlattı ve engelledi dinlemeden.
Daha atlatamadığım bir yalan dolusu olan bir yaşanmışlığım vardı ve bu yaşanmışlığımın yaşatanı bana neler diyordu öyle!
Ne diyebilirdim ki?
Sustum çünkü sevmişim.
Sustum çünkü O'nu kırmaya korktum.
Sustum çünkü benden bir daha nefret etmesini istemiyordum. Bana olan nefretini ikiye katlamamam gerekiyordu.Durum böyle olunca artık mesaj alamayacağım , mesajı bırakın çevrimiçi oluşunu bile izleyemeyeceğim , sesini duyamayacağım bir adam vardı.
Ben nasıl unutabilirdim ki bu olanları?
Bana attığı iyi-kötü her mesajı
Ya aylarca o özelden aradığım ses tonunu...
Nasıl unutabilirdim?
Çok zordu ve bende bunu yapmak istemiyordum zaten.
Söylediği her kötü şeyi unuttum. Sadece aklımda beliren sevdiğim adamdı ve O'ndan duyduğum güzel şeylerdi. Olanlar hepsi kötü olsa da ben hep iyilere tutundum. O'ndaki iyi şeylere odaklandım.
Ardına bile bakmadan kırıp , döküp gitmek kolay olsa gerek ki söylediği hiç bir şey için pişmanlık duymamıştı.
Ben bu haldeyken beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım vardı evet ama hiç bir şey değişmiyor, acılarım aynıydı hep.
Öncelerde de bahsettiğim şu üçlü grubumuzun bir üyesi...
O gün o arkadaş benim telefonumdan özelden aradı işte sevdiğim adamı. Ses kaydı almadan durur muydum ben?
-Durmadım.
Sonrasında dinledim işte...
Ben belki söylediği şeylerden pişmandır deyip içimde sürekli affederken , affetmeye çalışırken kendisi söylediklerinden pişmanlık duymayı bırakın söyleyemediği her türlü kinini de kusmuş arkadaşına ve bende dinledim o ses kaydında.
Of bir bilse neler yaşattığını O bile kendisini affeder mi merak ediyorum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
H'İÇİMSİN
ChickLitYakıyor yüreğini , savuruyor kenarlara bir ateşten kopan kıvılcım misali. Yanıyorsun Yandığınla kalıyorsun. Bu ne çaresiz bir hastalık.? Takılı kalıyorsun birisine , birisine adıyorsun kendini... Sadece birisi seni yok edebiliyor ve sadece birisi...