U N U T A M A M

30 4 0
                                    

Yavaş yavaş unutmaya başladığım bir ses tonu var...

Oysa O'nun yaşattığı her şey dün ki gibi taze.
Artık özelden de arayamayacağım , bir mesaj dahi atamayacağım.

Ne kadar zor yahu bu böyle?

Unutamam O'nu işte , her şeyiyle iyiki var hayatımda ve kalbimde.

~~~

Yarıyıl tatiline 1 hafta kala kendisi memleketime gelmişti tatil ve burda ki o ağabeyi ziyaret etmek için.

O kadar çok görmek istiyordum ki O'nu...
En azından uzaktan olsa bile görmem lazımdı.

O'nunla vakit geçirenler o kadar şanslıydı ki çünkü mükemmel bir insan ile vakit geçiriyorlardı.

"Gelecek buraya ve yıllar sonra ilk defa yüzüne bakabilecektim. Yüz yüze konuşacaktım O'nunla."

İşte hep bu düşünceler , bu hayaller ile ayakta kalmıştım yalan olan sevgili serüvenimiz günlerinde.

Belki ilk defa bir hayalimin hayal kalmayacağını anladığım zamanlardı.

Ama o da hayal kaldı.
Aslında arkasına bir de kocaman hayal kırıklığı bıraktı.
Olmayacak hayallerin kurulmaması gerektiğinin duygusunu bıraktı...
Bazen bazı hayal kırıklıklarının yaşanması  güzel çünkü bazı hayaller hayal olmaktan çıkıyor.

1 hafta boyunca
aynı şehirdeydik ,
aynı şehrin havalarını soluyorduk
ve aynı şehirde , aynı gökyüzü altındaydık.
varlığını ilk defa bu denli yakınımda kadar hissediyordum.

Evet nihayet görüyordum O'nu. Zaten tek bir kere görebildim.

Bir gün çarşıdan evime geçiyordum...

Karşımda ileriden gelen o ağabey ve sevdiğim adam vardı...
Ne kadar kötü bitmiş olsada görüyordum O'nu.

Karşımdaydı...

Ve O'nu görmenin tarifsiz mutluluğu.

Ben onları 2 metre uzaktan tanımıştım.
Başımı öne eğip onları görmemezlikten geldim.
Ve devam ettim yürümeye...
düpe düz ilerlerken onlar , ben sağdan döndüm.
Beni farketmediler. Yani farketseler bile pek bir şey değişeceği yoktu aslında.
Sanki gelmişti de şehrim bu kadar güzel gözüküyordu gözüme.
Sanki , sanki O gelmişte bu şehir gülüvermişti yüzüme...

Engellediği için mesajlarımı göremiyordu. Engellesede her gün mesaj atıyordum , ve konuştuğumuz vakitlerde söyleyemediğim,  söylemekten çekindiğim her şeyi yazıyordum O'na. Ama görmüyordu O işte.

Yine bir gün yazdım O'na...

"Sevdiğin mevsimdir kış bilirim. Ama sevmezsin sen buranın kışını , havasını. Bak yarın hava çok soğuk sıkı giyin. Yeşil gömleğini üstüne o sarı kazağını , mavi bereni ve o sarı montunu giymeyi unutma olur mu? Üşürsün , hasta olursun"

Yazmıştım.
Görmemişti.
Göremezdi çünkü engellemişti.

Hava buz burada.
Çok soğuk ve en sevdiği mevsim kış olsa bile sevmiyordu buranın kışını.
O'nun için buranın hava durumunu takip ediyordum. Biliyordum görmeyecek,  bilmeyecekti ama yine de yapıyordum bunu.

Ah ben bunları düşünürken kendisi ne alemlerdeydi acaba?

Günler sonra bir şok daha yaşadım.
Sürekli üst üste yaşadığım iğrenç şoklar!

Sanırsam bu duruma da alışmıştım.

Alışmıştım evet ama bu canımın yanmadığı anlamına gelmiyordu.

Sen öyle bir varlıksın ki kaç kere aynı yerimden vursan da aynı yerimden yine seviyorum seni.

H'İÇİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin