Bölüm 18

6.8K 668 74
                                    


Melisa'ın ısrarıyla gelmiştik sahile ve ben yıllar sonra bu kadar yakından bakabildiğim manzaraya hayran oldum tekrardan. İstanbul kim ne derse desin şiir gibi şarkı gibi bir şehirdi benim için... Anne baba olacağını öğrenen çift önden giderken birkaç adım arkadan onları takip ederek yürüyorduk, yanımda yürüyen uzun boylu adama yandan baktığımda güldüğünü gördüm

"Neye gülüyorsun?"

"Kardeşime, baksana poşetleri arabada bırakmayıp elinde taşımakta ısrar etti. Bu arada hediyeleri ikimiz adına vermen çok ince bir düşünceydi teşekkür ederim"

Ah ben öyle yapmıştım değil mi? O an böyle söylerken ne düşünüyordum acaba "Şey ben o an doğru geldiği için öyle söyledim, yani ikimizi 'biz' diye nitelerken aklımda başka bir şey yoktu"

"Hımm, demek ikimizi 'biz' diye nitelerken aklında başka bir şey yoktu, ben böyle düşünmemiştim ama bu açıklama beni aydınlattı"

Durup ona baktım "Sen benle dalga mı geçiyorsun?"

Kahkaha attı "Yok daha neler, patronumla dalga geçer miyim hiç"

Yan yana yürümeye devam ederken jilet gibi keskin bakışlarını bana doğrultup "İstediğin an koluma girebilirsin" dedi. Bakışlarını görmesem bile sesinden Barış'ın koluna girdiğimi ima ettiğini anlayabilirdim. Girmedim, yanında yürümeye devam ettim. Yine aynı tavırla sordu "Neden koluma girmiyorsun?"

"Neden girmem gerekiyor?"

"Koluma girdiğinde daha rahat yürüyebilirsin"

"Yok giremem, en son arkadaşımın koluna girerek yürüdüğümde korumamın rahatsız olduğunu hissettim o yüzden böyle daha iyi"

Başını denize doğru çevirip anlamadığım bir şeyler mırıldandıktan sonra sertçe başını bana doğru döndürüp kolumu tutarak beni durdurdu

"Farkındasın yani"

"Anlamamak için kör olmak lazım da niye rahatsız olduğunu gerçekten anlamıyorum Kerem"

"Barış'a güvenmiyorum, onu araştırıyorum ve bu sonuçlanana kadar da güvenmek için bir sebebim yok"

"Barış'ı araştırıyor musun?"

"Buna niye şaşırıyorsun adam istediği an eve gelebiliyor, tabi ki araştırıp nasıl biri olduğunu öğreneceğim"

"O abimin yakın arkadaşı"

"Abinin kararlarını beğendiğimi sanmıyorum"

Bunu öyle bir ifadeyle söyledi ki içim acıdı, bakışlarımdan farkına varınca daha yumuşak bir tonda devam etti

"O adamın sana bakışlarını bile beğenmiyorum kaldı ki soframıza kadar girip oturabiliyor, onun hakkında fikirlerim tamamen netleşene kadar da senin ona fazla yakın olmanı istemiyorum"

"Bunun için çok geç olabilir çünkü bir iki gün sonra onunla yemeğe çıkacağıma ve ardından da biraz dolaşacağımıza söz verdim"

"Benim haberim olmadan nasıl böyle söylersin?"

"Şimdi söylüyorum ya"

Oflayıp "Tamam gideriz" dedi. Ona tek gideceğimi şimdiden söylememin gereği yoktu... Melisa ve Erkan biraz ileride olan çay bahçesine girdiklerinde arkalarından yürüyüp biz de girdik. Açık hava mekanı olan yere gözlerimi beğeniyle gezdirip derin bir nefes aldım

AŞKIN YÖRÜNGESİ  ®Mükerrem KarasoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin