"Herkes ikinci bi şansı hakeder."
Oğuz'a döndüm
"Bak Oğuz tamam. Biraz ilişkimiz sürsün bir hafta senin kalbinin bana karşı atıp atmayacağını test edeceğim."Annesi sanki ona balon almış dercesine sevinmişti
"Teşekkür ederim Sude. Pişman olmayacaksın."
"Ama şimdi buradan ayrı ayrı çıkıcaz tamam mı?"
Başını evet anlamında salladı.
-YUSUF'UN AĞZINDAN-
Dünkü parti çok güzeldi. Açıkcası eğlenmiştim. Öğlene kadar uyumuştum. Birazdan Sude Emre için gelecekti. Bense çocuklarla buluşacaktım. Kapıdan çıkacakken Sudeyi görmüştüm. Çok şaşırdığım bir imaja bürünmüştü. Siyah dizin biraz üzerinde mini etek ve uzun bir çizme, üstüne de salaş beyaz bir blüz giymişti. Saçları da bukle bukleydi.
Yanında da Oğuz vardı. Bildiğimiz ezik Oğuz. Onları konuşurken duydum.
Sude:
-Bugünkü kahvaltı çok güzeldi. Teşekkür ederim sevgilim.
Oğuz:
-Sevgilin seni çok seviyordiyip sarıldılar. Hatta Sude yanağından öptü. Sude bizim evin kapısına geldi. Kolumu kapıya yasladım.
"Ne işin var bu çocukla. Sevgilim diyor?""Sanane."
"Ne demek sanane ya? Evimizde çalışan kadının çevresini merak ediyorum. Giyim tarzın bile değiştirdiyse seviyosun."
"Severim sevmem sanane Yusuf sanane!"
Aslında haklıydı. Banane onun hayatından ama beni çok şaşırtmıştı.
Onlar odaya girerken bende kendimi odaya kapadım. Olayları düşünmeyr başladım. Oğuz Sıde'yi nasıl etkilemişti? Güzel bile görünüyordu.
Ne diyorum ben ya! Kendi kendime kızdıktan sonra su içmek için aşağı iniyordum. Sude de mutfaktaydı."Napıyorsun?" dedim raftaki bardağı alarak.
Elindeki bardağı gösterdi.
"Halay çekiyoruz." güldü.
"Şu an halay çekecek kadar mutlusun değil mi? Sonuçta eski aşkına geri döndün"
Bardağı bıraktı "Seninle sevincimi paylaşacağıma bardakla paylaşırım daha iyi." deyip tekrar merdivenlere yürüdü.Sude giderken yine Oğuz geldi.
"Sevgilimi almaya geldim." Sude güldü. Ah sinir bozucu. "Gençler,gençler... Burası bir iş yeri en azından Sude hanım için, iş yerimizin aşk yeri olmasını istemeyiz değil mi?"Sanırım kıskanmış gibi duruyordum. Çünkü Sude sırıtıyordu.
"Tamam Yusuf bey. Aile var diceksin. diye korkuyorum." ve kahkaha.
Bağırmaya başladım
"Sude bilmiyorum bu çocuk sana ne yaptı ama yanlış kişiye elini vermişsin. Her şeyi geçtim çok güzel görünüyorsun."
"Ne?!"
Ne dedim ben çok güzelsin mi?
"Sude bak şu oğlana güvenme."
Bana yaklaştı "Yusuf sen az önce ne dedin?"
"Şu oğlana güvenme." Kafasın hayır anlmında salladı. "Ondan önce"
"Sude bak" yine kafasını salladı. "Nasıl görünüyorum ben?" gülümsedi. "O az önce ki lafı ben bizim yardımcıya da söylüyorum üstüne alınma" yalandı. "Hı hı" Oğuz'un koluna girdi. "Gidelim sevgilim."Kapıyı hızla kapadım. Odama çıktım. Çektiğim sigare dumanını havaya bıraktım. Çok içmesemde sinirlendiğim zamanlarda içiyorum. Ki az önce de sinirlenmiştim.
Ertesi sabah Sude yine bize geldi. Oğuzla birlikte tabiki bu sefer kırmızı göbeği açık bir t-shirt ve siyah kot saçlarını düz bırakmış bordo bir şapka ve beyaz spor ayakkabısıyla yine çok güzel görünüyordu.
Kıza dibim düşer gibi bakıyordum. Ama hâlâ ona karşı bir şeyler hissetmiyorum. Ben bu Oğuz'u takip etmeye karar verdim. Ve gizli takibe başladım. Bir süre sonra bu bir kıza sarıldı ne dediğini duymak için yaklaştım.
"Çok özlemişim ya seni" yanağından öptü.
"Bende sevgili bende"
"Aşkım iyi ki İtalyadan döndün"Bunlar tam sarılırken ben bunları çektim. Sude kime güvendiğinin farkına varmalıydı.
-SUDEDEN-
Sabah on gibi telefonum çaldı. Oğuz aradı. "Sevgiliysek kahvaltı yapmalıyız" dedi. Haklı olabilirdi kabul ettim.
Hemen pijamalarımdan kurtulup süslendim. Beni almaya geldi.
Kahvaltı da pek bir şey olmadı. Yani iyiydi her şey.
Yusufların evine beni bırakırken Yusuf'un kapıda bizi izlediğinin farkındaydım. Bozmadım.
Aklında deli sorular olduğunun farkındaydım.
Mutfakta tekrar karşılaştık. Yine sinir bozuculuğunu yapmıştı. Ben de trip atıp gittim. Kapıda Oğuz beni bekliyordu. O sıra Yusuf da geldi.
"Sude bilmiyorum bu çocuk sana ne yaptı ama yanlış kişiye elini vermişsin. Her şeyi geçtim çok güzel görünüyorsun."
"Ne?!"Bana çok güzelsin mi dedi o? Bu lafı yardımcılarına da söylediğini söyledi ama yalandı. Her halinden belliydi. Onu unutmaya çalışıyordum. Ama o böyle yapıyordu.
Eve girdim. Çok yorgundum kendimi yatağa atıp uzandım. O sıra odamın kapısı çaldı. İçeri Yusuf girdi. Sırtında da çantası vardı.
"Sude, Oğuz'u bi kızla yakaladım"
"Kuzenidir."
"Mantıken bi insan kuzenine 'aşkım' diye hitap etmez."
"O zaman sen yanlış duydun. Sana neden güveneyim." İşte çantasından bir şeyler çıkarmaya başladı. Elindeki fotoğraf karelerini gösterek "İşte bu yüzden Sude Karayel."
Aslında neden bilmiyordum çok şaşırmıştım. Yani Yusuf'un benim için yaptığı şeye. Ama bir andan da Oğuz'u boğmak istiyordum.
"Beraber boğabiliriz."
Kafamı kaldırdım.
"He?!"
"Şu an onu boğmak istediğini biliyorum."
Güldüm. "Teşekkür ederim Yusuf sanırım ikinci kez ona güvenmemeliydim." o an neden yaptım bilmiyorum ama sarıldım. Ellerini sırtıma koymakta tereddüt etse de bir şekilde koydu. "Tamam bir pizza ısmarlarsın teşekkürün kabul edilir." Güldüm "Söz"
Bir zil sesi duymaya başladık. Yusuf çantasından telefonu çıkartırken yere bir zarf düşürdü. Umursamadım.
Kim arıyor diye baktım
'Pelin arıyor'
'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur
Teen FictionSude ve Yusuf 18 yaşında iki genç. Beraber yaşadıkları olayları öğrenmek istiyorsan kitabımı okumaya ne dersin?