-SUDENİN AĞZINDAN-
Evin hep paraya ihtiyacı olduğunu bilirim. Aslında ablam çalışsa da bizi geçindiremez. Okul çıkışları garsonluk yapabileceğim bi kafe aramam gerektiğini düşündüm. Gazete ilanlarına baktım yaklaşık üç tane aradım üçü de part-time çalışmak istediğim için beni almadı.
En son bir ilan daha gördüm.
Lise 1 Özel Matematik dersi verebilecek birisi aranıyor.
Matematiğimin iyi olduğunu söyleyebilirim. Hem de aramızda yaş farkı az olduğu için iyi anlaşabilirdik.
Telefonu açan beyefendi beni bir hafta deneyeceğini söyledi. Evinin adresini verip öğrenciyle tanışmam gerektiğini söyledi.Ev baya büyük görünüyordu. Kapıyı açan hanımefendi bana salonda bekleyebileceğimi söyledim.
Salona geçip beklerken tekrar kapı çaldı;
-Sude?!
-Yusuf?!İkimizde şaşkın birbirimize bakarken bir soru sordu;
-Senin ne işin var burada? Birde beni mi takip ediyorsun?
O sıra da Aykut Bey içeri girdi.
"Sude kızım hoşgeldin"
"Baba bu kızı sen mi çağırdın buraya?"dedi Yusuf
Ne baba mı?
"Evet babam"
Ben onu dışımdan mı söyledim ya.
"O bir deneme sürecinden geçtikten sonra kardeşinin matematik öğretmeni."
"Emrenin mi?" dedi Yusuf
"Kaç tane kardeşin var?" dedi Aykut Bey.
O an gülmek istemiştim.
Yusuf elini uzattı;
-Merhaba hanımefendi ben Yusuf Aktaş.
Aslında bozmak istesemde bozmadım.
-Ben de Sude Karayel. Memnun oldum.
O sıra telefon çaldı. Aykut Bey telefonu açtıktan sonra sinirlendi.
-Tamam geliyorum Müdür Bey.
Yusuf ve arkadaşları telaşla birbirine bakışıyorlardı.
Yanlarına gittim sessizce;
"Yine n'aptınız?"
Sarp bana;
"Sanane" dedi."Yusuf,Sarp,Umut çabuk çıkıyoruz."
Sonra bana döndü;
"Sen gidebilirsin artık yarın görüşürüz." dedi
O sırada telefonum çaldı
'Ablakuş arıyor'
-Efendim abla
-Çabuk eve gel.
YAKLAŞIK 15 DAKİKA SONRA;
O sıra eve gittim,okula gideceğimizi öğrendim ve okula varmıştık. Müdürün odasına girdik.
Karşımda Yusuf,Sarp,Umut,Aykut Bey vardı Aykut Bey şaşkın bana bakıyordu. Onlar geleli çok olmamış ki. Müdür sözüne başladı;
-Aleyna Hanım oturun.
Ablam hemen oturdu bende suçlular köşesinde durdum.
-Aykut Bey,oğlunuz bi okul çıkışı Oğuz Ünsal adlı öğrencimizi darp etmiş. Ayrıca bu sabah tekrar aynı öğrencimizi ıssız bir yerde arkadaşlarıyla birlikte tekrar dövmüşler sonra da okulun önüne atmışlar. Aleyna Hanım,kardeşiniz Defne Yılmaz adlı öğrencimizi döverken yakalandı. Ben bu iki öğrenciye bir ceza verdim. Ama ona da uymamışlar. Yusuf Aktaş,Sarp Gümüş,Umut Yüce disiplin cezası alacaktır. Kurul neyi uygun görürse cezaları olacak. Sude Karayel ise üç gün uzaklaştırma alacak.
Ardından ablama ve Aykut Bey'e imzalaması için kağıtlar uzattı.
"Gidebilirsiniz"
Tam çıkacakken Yusuf bir soru sordu;
"Oğuz nerede şimdi?"
Ailesi Oğuz'un okulunu değiştirdi. Artık bu okulda okumuyor.
Oğuz'un yaralanmasına belki üzülmüştüm ama gitmesine sanırım sevinmeliydim. Çünkü artık onunla aynı havayı solumayacaktım.
-ERTESİ GÜN-
-Budala aranıyor-
-Alo Yusuf?
-Efendim
-Bugün ödeve başlamalıyız.
-Evet. Tamam bize gel. Adresi biliyorsun zaten.
-Eviniz çok güzel tadilattaymış yalnız.
-Senin yanına gelmek için bahane buldum.
-Neyse tamam 1 gibi orada olurum.13.00'DA
-Yusuf'un evlerine vardığımda kapıyı yine aynı bayan açmıştı;
"Yusuf nerede?"
"Odasında efendim buyrun yukarıda"
ben direkt yukarı çıktım ve kapıdan onu izlerken beni farketti.
"Gel hadi." sonra bana bakarak "Burada gerekli bütün malzemeler var iki saatte bitirebilir misin?"
"Bana yardım edersen neden olmasın."
"Ya her imkan var elinde illa bi yardımcı arıyorsan bizim hizmetçiyi çağırabilirim."
"Bu senin ödevin Yusuf. Kendine gel ve birlik olup şu ödevi bitirelim."
Hiç takmıyor gibi duruyordu.
Yerde duran yastıkla onu vurdum.
Vurdum yastığı kafama fırlattı.
"Ama sen savaş istiyorsun" dedi munzur bi gülümsemeyle.
Gülümsedim.
"Şu ödevi yapmak istiyorum ben." Tamam deyip yanıma oturdu.3 SAAT SONRA
Bengü hoca mükemmelliyetçi bir öğretmendir. O yüzden her şeyin harika falan olması olmalıydı.
"Ben bir su içicem." dedi Yusuf.
Kafamı salladım. Masayı o kadar dağımıştık ki her yer her yerdeydi. Biraz toplamak için eşyaların bazılarını çantama koydum. Derken masanın köşesine sıkışmış bir zarf gördüm. Hemen çantama attım. O sıra Yusuf geldi.
"Dağanıklığa gelemiyorsun sanırım"
"Aynen işte başak burcuyum."
Hani şu titiz burç olanım ben.
Gülümsedi.
"Ödev vasat görünüyor. Saat altıya geliyor. Teslim tarihi yarın nasıl yetiştiricez?"
Haklıydı.Ödev umutsuz vaka gibi görünüyordu.
"En iyisi bu gece burda kal."
"Ne?!"
"Başka türlü bu ödev bitmez Sude."
"Ama..."
"Aması yok Sude not almak istiyor musun?"
Evet anlamında kafamı salladım.
"Annemi arayacağım"-Annekuş aranıyor-
"Alo anne ödev yetişmedi bu gece arkadaşımla sabahlayacağız."
"Kızım iyi misin sen?"
"Anne kapatıyorum hadi iyi geceler size""Sude hadi gel artık."
Yanına gittim.
İkimizde gezegenleri çiziyorduk. Çizginin yamuk olduğunu farkettim elimi silgiye uzattım ki elimin üstünde el hissettim. Artık elinin ısısını bile hissediyordum. Hemen elimi geri çektim. Utançla;
"Sen kullan ben alırım sonra."Al." deyip sırıttı.
-Saatler sonra-
Saat 10 olmuş ve biz ödevi bitirmiştik."Güzel olmuş,güzel" dedi Yusuf.
"Aynen"
"Ben yardımcıya senin odanı hazırlamasını söyleyeceğim."
Kafamı salladım.
Yusuf şoförünü bizim eve göndermiş. Elinde pijamam okul formam ile odama geldi.
"Al bakalım giyin." Dedi
"Teşekkür ederim."
"İyi geceler Sude." dedi gülümseyerek. "İyi geceler" dedim
Saat gece 12 olduğunda beni engelleyecek insanların olmayacağından emin olup çantamdan zarfı çıkaracakken kapı çaldı.
"Giiir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur
أدب المراهقينSude ve Yusuf 18 yaşında iki genç. Beraber yaşadıkları olayları öğrenmek istiyorsan kitabımı okumaya ne dersin?