3.Bölüm

87 8 0
                                    

-Sude'nin ağzından-

Bugün sabahım Yusuf ile karşılaştığım için sinir bozucuydu. Onun istediği gibi ordan uzaklaşırken durdurdu ve bana Oğuz'u sordu. Dün orda olmalıydı ki bizim kavga ettiğimizi biliyodu.
Sınıftan içeri girdiğimde Defne bana'OooooOğuz'umuzun prensesi geldi' demişti O kadar sinirlendim ki dayanamadım saçından tutup kafasını ön sırayı yatırdım

-Bana bak kızım bir daha bana laf attığını görmicem tamam mı! Bir şey demeden sadece sustu

-Tamam mı dedim! Hâlâ susuyodu aniden içeri müdür girdi.

-Noluyo burda?! Sude çabuk odama geliyosun.

Odasına girdiğimde yine sinir bozucu bi şey daha oldu Yusuf ordaydı.İkimizde birbirimize bakarken müdürün sesini duyduk

-Siz ikiniz,bugün spor salonunu temizleyeceksiniz.

O an hocaya çıkıştım

-Hocam karıştırdınız sanki.Biz hademe değil öğrenciyiz.
-Öğrenciliğinizi bilseydiniz o zaman.
Çıkabilirsiniz!

Kapıdan çıkarken Yusuf bana döndü;
-Seni bu kadar atarlı bilmezdim.
-Kapa çeneni
Kulağımda bi nefes hissettim
-Ama o atarın bana sökmez.
Yutkundum
Sinirle arkama döndüm. Tam lafları dizecekken gözlerinin gözlerime değecek kadar yakın olduğumuzu farkettim bi an için zaman durmuş gibi hissettim ne onun sinir bozuculuğu ne de başka bi şey bana etki etmiyo gibiydi. Hemen kendimi geri çektim.
-Söküp sökmemesi umrumda değil. Dedikten sonra oradan uzaklaştım.

-SINIFTA

Yerimi geçerken Yusuf'un bana bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ama bu seferki öldürücü bakışlar değildi. Sanki bir şeyleri sorgulamaya çalışıyomuş gibiydi.

O sıra içeri hoca girdi;

-Günaydın gençler. Bu sene dersimiz gereği partnerli yapılan bir performans ödevimiz var. Aslında eş seçmeyeceksiniz. Bende uğraşmak istemiyorum herkes yanındaki arkadaşıyla grup oluştursun. O gün Nilay gelmemişti. Ne yapacağımı bilmezken hocamız bana döndü;
-Sude sen Yusuf'la eş olacaksın.

Yusuf'un bir şey demesini bekliyordum ama sadece etrafına bakınıyodu. Ondan atak gelmeyince ben ayağı kalktım;

-Hocam ben kendi başıma bu işi yapabilirim bir eşe ihtiyacım yok

-Ama benim bir eşe ihtiyacım var kendi başıma bu işi halledemem değil mi?
Bu sesin sahibi Yusuf'dan başkası değildi. Ona baktım bana sırıtıyordu. Gözlerimi devirdim. Öğretmen sıkıntı yok o zaman dedi ve konuların yazılı olduğu bi kağıdı elimize tutuşturdu.

-Sıranıza oturup konunuzu seçin sonra da bana verin.

Ofladım.

Ben en kolay konu olan 'Gezegenlerden birini seçip anlatma'yı seçmek isterken Yusuf bana;
-Bence şunu seçelim 'Gezegenlerin maketlerini yapıp Uzay boşluğunda gösterme'
Ben daha ona itiraz etme fırsatı bulmadan o öğretmenin yanına gitmişti bile ve konuyu vermişti.Tekrar yerine geçerken omzuma yavaşça iki kere vurarak geçti. Ben hâlâ olanları anlamaya çalışıyodum. Çıkış zili çalmıştı ben beden salonuna inmeye hazırlanırken Yusuf'un ikilediğini anlamıştım omzundan tutup geri çektim.

-Nereye küçük bey?
-Çıkış zili çaldığına göre nereye olabilir.Eve olabilir mi sence?
-Ya temizlik?
Ofladı.
-Tamam hadi gidelim.
Beden salonuna doğru ilerlemeye başladık ve içeri girdik.
-Burayı en son ne zaman temizlemişler ya. Dedim kendi kendime
-Sana kolay gelsin Sude. Deyip tribünlere oturdu.
Gidip paspası aldım önünde adeta bir direkmiş gibi tuttum.
Kafasını kaldırıp hem bana hem sopaya baktı,ayağı kalktı
"Ben,Ben Yusuf Aktaş,temizlik mi yapıcam?"
Güldüm.
-Onu insanları dövmeden önce düşüncektin hadi iş başı.
Gözlerini devirdi

-Sahayı ikiye ayıralım çizgimizi geçmek yok tamam mı?
dedi.
Kafamı evet anlamında salladım.
Biraz sessizlik olmuştu.Bu sessizliğe son verecek bi soru sordum;
-Neden performans ödevinde en zor ödevi seçtin?
İçinden bir şey mırıldandı ama ben anlamayamıştım. Sonra bana döndü;
-Yoksa korktun mu?
-Eğer ben bi şeyden korksaydım kavga edip şu an seninle temizlik yapmazdım ben  senin için diyorum zorlanmayacak mısın?
-Sen merak etme şimdi işine bak.

-20 dk sonra-
Yusuf bütün temizlik boyunca hiç konuşmadı benim sorularıma da hiç yanıt vermedi. Şimdi mola vermiştik ve o lavoboya girmişti. Aşk mektubu bi umut çantasındadır diye düşündüm hemen çantasını karıştırmaya başladım ve bulmuştum tam zarfı açıcakken Yusuf geldi;

"NAPIYORSUN SEN? VER ONU BANA!"
-Ne olabilir ki bunun içinde olan bu kadar önemli şey?
Almaması için elimi yukarı kaldırdım. Beni durdurmak için belimi kavradı ve kendine çekti ve ne olduysa ondan sonra oldu. Yusuf'un üstüne düşmüştüm. Artık gözlerimiz birbirine değiyor kokusunu üstümde hissedebiliyordum. Sonra bir cümle daha çıktı dudaklarından;

-Sen hariç her şey benim için önemli.

YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin