Eylem'den
Sabah uyandığımda yüzümde aptal bir sırıtış vardı. Aklıma dün gece yaşadıklarım gelince bu gülümsemem daha da yayıldı. Fethi ile el ele yürüyerek gelmiştik alaya. Daha kimse bilmiyordu sevgili olduğumuzu ama en kısa zamanda söyleyecektik. Telefonumun titremesi kendime gelip telefonuma uzandım. Mesaj gelmiş olduğunu görünce hızlıca girdim. "Günaydın Güzelim.." Fethi'den gelmiş olan mesajı görünce istemsizce kalbimin hızla çarpmasına engel olamadım. Onun sesini, onun ismini, onu nerde görsem kalbimi ve aklımı kontrol edemiyordum. "Günaydın Gamzelim.." Cevabı verdikten sonra, gidip elimi yüzümü yıkadım. Üzerimi de giydikten sonra kahvaltı için dinlenme odasına gittim. İçeri girer girmez tüm gözlerin üzerimde olduğunu hissettim. Ama Fethi'nin bakışları herkesten farklıydı. Ona da kısa bir bakış attım ve hafifçe gülümsedim. Utandığım için çok fazla gözlerine bakamıyordum. Herkese "Günaydın" diye mırıldanıp, bir sandalye çekip oturdum. Fethi tam karşı çaprazımda oturuyordu. Gözlerini kırpmadan beni izlemesi istemsizce hem hoşuma gidiyor hem de yanaklarımın kızarmasına neden oluyordu. Herkes derin bir sohbet içerisinde kahvaltısını yaparken, odaya bir anda Erdem Yarbay'ın girmesi ile aynı anda ayağa kalıp, selam durduk. Daha sonra Erdem Yarbay'ın "rahat" komutu ile biraz daha sakin durduk. "Biliyorsunuz bu akşam gizli bir görev var. Eylem sen erkenden kıyafet falan alacaksan bakacaksan git. Fethi sende Eylem'in yanında ol. Herkes her şeyini hazır etsin. Bir aksilik istemiyorum." Erdem Yarbay'ın emri ile bizde "emredersiniz komutanım" diye yüksek bir sesle konuştuk. Erdem Yarbay'ın odadan çıkması ile herkes alel acele kendi odasına doğru yol aldı. "Hadi hazırlan çıkalım canım." Fethi'nin sesi ile kendime gelip, ona baktım. Ve sadece kafamı sallayıp, hızla odama gittim. Büyük ihtimal kıyafet seçmek için uzun bir mücadele vereceğimiz için üzerime rahat edebileceğim bir şeyler giydim.
Daha sonra odadan çıkmam ile birlikte Fethi'yi gördüm. "Hadi" mırıldanmamla Fethi'de göz kırpıp, elini önden yürümem için ileri doğru uzattı. Benim de ilerlemeye başlamam ile Fethi'de peşimden gelmeye başladı. Alayın bahçesine inip, arabaya bindik. Fethi şöför koltuğunda ben ise yanında oturuyordum. Fethi arabayı sürmeye başladı. Alaydan iyice uzaklaşıp, ana yola çıkmıştık. "Sen bu adamın evine falan gitmeyeceksin de mi?" Fethi'nin bir yola bir bana bakarak, söylediği sözlerle bende bakışlarımı ona çevirdim. "Fethi görev bu. Gerekirse gideceğim." Konuşmamala birlikte Fethi'nin kaşları daha çok çatlılmış, yüzü gerilmişti. "Eylem görev olduğunu bende biliyorum. Ama o adam sana dokunursa kendimi tutamayabilirim. Haberin olsun." Konuşması ile yüzümde alaycı bir ifade oluştu. "Yok öyle bir şey Fethi Bey. Kendinizi tutacaksınız. Ayrıca o adam bana dokunamaz sen hiç merak etme. Kıskanç sevgilim benim." Diyip, Fethi'nin yanağından makas aldım. Fethi şaşkın gözlerle bana baktıktan sonra tekrar bakışlarını yola çevirdi. " 'Kıskanç sevgilim' demek hı? Bir şey diyeyim mi beni rahatlatıp, sakinleştirmeyi çok iyi biliyorsun. Güzel kalplim benim." Fethi'nin sözleri ile başımı öne eğerken, o da gülümseyip, yola devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZLUĞUM...
FanfictionBirbirine deli gibi aşık olan iki asker. Kader onları asla birleştirmedi. Birbirlerini hem sonsuza kadar sevip,hem de birbirlerinden sonsuza kadar nefret ettiler. Bu yüzden birbirlerinin SONSUZLUĞU oldular. Acaba kader onların yüzüne de gülecek mi...