İyi okumalar
-----Okula,günlerdir uğramıyordum.Onun yüzünü görmeye ne cesaretim ne de gücüm vardı.Beni öyle bir tüketmişti ki nefes alamıyordum.Soluduğum hava,ciğerlerime takılıp çıkmamak için direniyordu.Hayatımın içine, bilmeden öyle bir işlemişti ki onsuzluk doldurulamaz boşluklara yol açıyordu.
Biliyorum şimdi ona karşılık verip mutlu olmak vardı ama olamazdım.Ne yapacağını bilmez halde dolanıp dururken aklımın mecralarında,ona şans vermek,bize şans vermek aklımın ucundan geçmiyordu.
Korkularıma yenik düşüyordum.Cereni kaybetmeyi geçtim,ki artık onun o kadar da üzüleceğini zannetmiyordum.
Kendi içimde yersiz korkularım vardı.Onu yarı yolda bırakmaktan korkuyordum.Aşık olmayı,aşk için acizleşmeyi kendime yediremiyordum.Bunun onun erkek olmasıyla alakası yoktu.Tamam kabul başta vardı ama şimdi yoktu işte.Aşk öyle bir beynini bulandırıyordu ki erkek kız farketmez,kalbin güzelliğine kapılıyordun.
O ise kalbinin güzel olduğuna inandığım,nadir insanlardandı.
Benim aksime bir sürü arkadaşı vardı.Herkesin yardımına koşabilecek bir yapıya sahipti.Ben,onu haketmek için hiçbir şey yapmamıştım ki.
Dikkatimi çekmek için her yolu denemişti ama ben hep görmezden gelmiştim onu.
Sanki yokmuş gibi davranmıştım.
Canının ne kadar yandığını tahmin edemiyordum.
Ben aşkıma karşılık bulmuşken ölüyordum.O ise beni saçma insanlarla,saçma hallerde görmüştü.
Onda can kalmış mıydı ki?Okul kapısından içeri girdiğimde, kafamı yerden kaldıramıyordum bile.
her yerden o çıkacak gibi paranoyaklaşmıştım. Dayanamamaktan korkuyordum,onu gördüğüm an sıkı sıkı sarılmaktan korkuyordum.Hızlı adımlarla sınıfıma uğramadan müzik odasına girdim.Korkak ben, onu görmediğine sevinmişti.
Enstrümanların başındaki öğrencilere bir göz atıp piyanonun başına geçtim. Çalamayacaktım.Buna sevinmiyor da değildim.Müzik hocamız da katlanamazdı atardı beni zaten.
Bir an önce çalıp rezil olup gitmek istiyordum ama kimse de tık yoktu. Elinde gitar olan çocuğa,'neden çalmıyoruz?' diye sorduğumda 'solist daha gelmedi' dedi.
Solist değil assolist amına koyayım, dakikalardır bekliyorduk ama beyefendi yada hanımefendi teşrif etmiyordu.Sabırsız kişiliğimi göstererek piyano başından kalkıp kapıya yöneldiğimde kapıda o anda açıldı. Gözlerim gelen kişiyi bulduğunda odaklandığı şeyden ayrılmak istemiyordu.Korktuğum başıma gelmişti ama ben içten içe mutluydum.
Günlerden sonra ilk defa yüzünü görmüştüm.
İkimizde kapı önünde durmuş birbirimizi izliyorduk.O kadar güzeldi ki ona bakınca kendimi dünyanın en şanslı ama aynı zamanda en ezik insanı olarak görmekten alamıyordum.Onun güzelliğinin karşısında ezilip büzülüyordum.Siyah,dalgalı Saçlarım,kahve gözlerimle sıradandım.O ise kumral saçlıydı.En sevdiğim göz rengine sahipti,yeşil. Belki,onu her gördüğümde gözünden başka hiçbir yere bakamamamın nedeni de buydu.Kaç dakika öyle kaldık,bilmiyorum ama onun arkasından içeri giren müzik hocasının,'hadi oğlum sizin bakışmanızı mı bekleyeceğiz?' demesiyle,ayırmıştık gözlerimizi.
Sinan dudağında muzip bir gülümsemeyle mikrofonu alırken ben de piyanonun başına geçtim.
Ona görmemesini dilediğim bakışlar atıyordum ama o her seferinde yakalıyordu beniHoca,sırayla herkesin çalışını dinlediğinde sıra bana gelmişti.Çalamayacağım derken abartmıyordum,cidden hangi notanın nerede olduğunu bile unutmuştum. Tuşlara gelişigüzel basarak parçayı çalmaya başladığımda,hocanın yüzünü buruşturduğunu gördüm.
'Oğlum yeter!'diye bağırdığında son bir tiz ses çıkararak durdum.Herkes kahkahalarla gülerken Sinan,Şaşkın Şaşkın bana bakıyordu.Şerefsiz çok da tatlıydı.
Hoca 'Sinan sen başla' dediğinde,onun güzel söyleyeceğine emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akılsız [ texting ]
Short Story"Sana ulaşmak için her yolu denedim. Ben senin için benden vazgeçtim." // 29.01.2018