----
(08.26)
Burnuma sürten bir şeyle elimi oraya atıp kaşıdım.Yine aynı şey değdiğinde arkamı döndüm ama bu sefer de sırtımı bir şey dürtmeye başladı.Tüm uykumun içine edilmişti.Gözlerimi aralayıp arkamı döndüm.
Sevgilim, dirseği üzerinde uzanmış beni izliyordu. Adam ağlamaktan ve uyumaktan dolayı şişmiş gözleriyle bile herkesi dize getirebilirdi.
Ama o benimdi. Onun sabahları olan bu tatlı halini bir tek ben görecektim.Kafasını bana yaklaştırıp burnunu burnuma sürttü.
Beni neyin uyandırdığı şimdi belli oluyordu."Birileri huysuzlanmış bakıyorum."
Gülümseyerek kafamı sallayıp "Saat kaç yavrum?" dedim.
Elini benim üzerimden komodine atıp telefonunu aldı,saati bana gösterdi.
Beni 8.30 da uyandırmış olması önemli değildi çünkü boynu dudaklarımın üstüne gelmişti.Öpmesem olmazdı.Bir öpücük kondurduğumda devamını istediğini belli eder bir şekilde telefonu bırakıp eliyle yataktan destek alarak aynı şekilde durdu.
Boynunun her tarafına küçük öpücükler bıraktığımda bir anda kafasını çevirerek dudaklarımızı birleştirdi.Usul usul birbirimizi öperken vücudunu üzerime bırakarak yüzümü iki elinin arasına aldı.Benim de onu taklit edip ellerimi yüzüne çıkarmamla öpüşmemiz derin bir hal almıştı.Daha fazlasını istiyordum.Korkularımı yenmiştim. Beni bu kadar güzel seven adamın olmak istememin korkutucu bir yanı yoktu.
Elimi sırtında kaydırarak tişörtünün eteklerine götürdüğümde yanağımdaki elini elimin üstüne koyup beni engelledi.
Benimle olmak istemiyor muydu?Eğer hazır olmadığımı düşünüyorsa yanılıyordu.Bu zamana kadar hiç kimseyi bu kadar çok istememiştim ben.Bu zamana kadar takıldığım hiçbir insanda, ki bunlar iki üç kişiyle sınırlıydı,Sinanın engellemeleri sayesinde kimseyle sevgili olma adımı atmamıştım.Ama iyi olmuştu yoksa şuan sevdiğim adamla aynı yatakta yatmıyor olabilirdim.
Ve çıktığım kişilerle bırakın öpüşmeye el ele tutuşmaya bile tahammülüm yoktu.Sinan benim için bir ilkti.Kendimi farketmemi sağlayan adamdı o.Öpüşmemiz hala devam ederken dilimi devreye soktuğumda ise kafasını çekip beni engelledi.Bildiğin sevişmeye istekli gibi görünmüştüm. Zaten öyleydim de ama o da olsaydı fena olmazdı.
"İstemiyor musun?" dedim nefeslerimi düzene sokmaya çalışarak.
"Her şeyden çok istiyorum ama-"
"Ama ne?"
Cidden, amalık bir durum mu vardı?
Yataktan kalkıp dolabının başına geçti.Sırtı şuan bana dönüktü.
"Acelemiz var. Daha senin evine uğrayacağız."
Bunu söylerken aynı zamanda dolabından kıyafetler çıkarıyordu."Aslında bedenlerimiz aynı gibi.
Bence sana hiç uğramayalım. Ne dersin?"Tüm vücudunu bana döndürdüğünde ağzım açık ona bakıyordum.Bu adam sakin bir kişiliğe sahipti ne ara bu kadar hızlı konuşmaya, hızlı hareket etmeye başladı.Hem biz nereye yetişecektik? Niye benim evime uğrayacaktık ve niye bedenlerimizi karşılaştırıyordu? Beynim yanmıştı amına koyayım.
O kadar sorunun arasından ağzımdan sadece bir "Nereye gidiyoruz?" sorusu döküldü.
Bana tekrar arkasını dönüp küçük bir el çantası çıkarıp seçtiği kıyafetleri içine yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akılsız [ texting ]
Short Story"Sana ulaşmak için her yolu denedim. Ben senin için benden vazgeçtim." // 29.01.2018