İyi okumalar.
----Kaçmaktan vazgeçmiştim. Sonsuza kadar okula gitmemezlik yapamazdım.
Onun yüzünü görmek,benim için zordu.Kalbimin,benden nefret ettiğini bildiğim kişi için atması ise daha zordu.
Ama yapacak bir şey de yoktu.
Ne onun nefretini azaltabilirdim ne de kalbimi durdurabilirdim.
O yüzden en iyisi hiçbir şey olmamış gibi devam etmekti.
Böyle dediğime bakmayın.Gün boyunca sıramdan kalkmamış,gözümün ona takılmasına engel olmak için sıraya kafamı gömmüştüm.
Ama hepsi bir yere kadardı.Ceren'in ısrarlarına dayanamayıp kantine inmiştim.O da oradaydı.
Onu gördüğüm an kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı.
Boğazım kurumuş,elim ayağım tutmaz olmuştu.O ise Arkadaşlarıyla birlikte oturuyor,öylece dalmış onları dinliyor gibi durmuyordu.Ceren beni zorla bir masaya oturtup bir şeyler almak için kantin sırasına girmişti.
Masalarımız karşılıklıydı. Birbirimizi net olarak görebilirdik.Üzerimde hissettiğim bakışların sahibinin kim olduğunu biliyordum.Bakmamam gerekiyordu ama dayanamayıp gözlerimi yerden kaldırdım.
Beni izliyordu. Gözlerimiz her zaman ki gibi takılı kalmıştı birbirine.Bakışlarında
suçluluk,kırgınlık,çaresizlik ne ararsan vardı.Onu öyle görmek,canımı acıtsa da kanmayacaktım.Benden nefret ediyor olmasının açıklaması yoktu,olsaydı bile ne kadar mantıklı olurdu orasını bilmiyordum.Masalarında bir hareketlenme olup herkes kalktığında,o Cereni göstererek bir şeyler söyledi onlara.
Arkadaşları kantinden çıktığında da acelesi varmış gibi kalkıp benim oturduğum masaya adımladı.
Benimle konuşmasını istemiyordum çünkü konuşursa dediği şeyi unuturdum.Unutursam da kalbimdekileri ortaya dökerim diye korkuyordum."Emre konuşmamız lazım."
"İstemiyorum."
Kalbim ortaya dökülüp,saçılmak için uğraşırken konuşmak istemiyordum."İsteyip istememen umurumda değil,konuşacağız."
Bunu diyene kadar yüzüne bakmamıştım.Son cümlesiyle kafamı kaldırıp her şeyin suçlusu olan güzel gözlerine baktım.
Ama o bana bakmıyordu.
Gözleri bir şey arar gibi etraftaydı, daha çok kapıda."Oğlum, benimle görülmemek için kendini yırtıyorsun lan siktir git."
Bu kadar mı nefret doluydu bana.İki eliyle yüzünü kapatıp yüzünü ovalayarak indirdi.
"Bak sana yalvarıyorum. Halimi görmüyor musun?"
"Ne varmış halinde? Ben bir şey göremiyorum."
Gözünde şimşeklerin çaktığına tanık oldum.Bir kelime daha söylersem,üstüme atlayacakmış gibi duruyordu.
"Ne varmış halimde öyle mi? Ne varmış."
Söylediğim şeyi böyle tekrar tekrar söyleyerek kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı beni.
Elinin,kolumda olması hoşuma gitmemeliydi ama gidiyordu.
Belki bir daha da dokunmayacaktı bana.
Sürüklemeye başladığında da bırakmamıştı kolumu.
Kendimi ondan kurtarmaya çalışırken Cerene baktım.Şaşkın gözleriyle bizi izliyordu.Gelip durdurmaya da çalışmamıştı." Bırak beni!"
Kolumu o kadar sıkı tutmuştu ki güçlü olduğumu bilmeme rağmen kurtaramıyordum.
Bana cevap vermek yerine beni ilk kattaki tuvalete getirmeyi tercih etmişti.İçeride iki kişi vardı."Çıkın."dedi.
"Kalsınlar." dediğimde
"Sen karışma" diye öyle bir gürledi ki yer sallanacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akılsız [ texting ]
Short Story"Sana ulaşmak için her yolu denedim. Ben senin için benden vazgeçtim." // 29.01.2018