Merhabalar! Keyifli okumalar. ❤
Bölüm şarkıları ;
•Bahadır Sağlam-Kır Papatyası.
•Haluk Levent-Elfida.•••
Uçurum 1.Bölüm"SIĞINAK"
Hayatın gerçeklerinden kaçmak için geldiğim bu yerde aslında hayatımdaki en korkunç şeyle yüzleştiğimi fark etmiştim.Kaçtığına koşmak denilen şey bu olmalıydı.Benim kaçtığım yer uçurumdu.Koştuğum yer de öyle.
Uçurumdan kaçmamın nedeni abimin burada ölmesiydi.Kimse bunun bir intihar mı yoksa cinayet mi olduğunu bilmiyordu ama intihar olduğu kanaati daha güçlüydü.
2 yıl önce arabası uçurumun kenarında bulunmuştu.2 hafta boyunca süren arama sonucunda ölü bedeni bir kayalığın üzerinde bulunmuştu.Otopsi raporuna göre vücudunda herhangi bir darp izi yoktu.Bu da intihar olduğunu kanıtlamaya yetiyordu aslında.Buraya en yakın kamera kaydına göre herhangi bir takip edilme durumu yoktu çünkü yollar oldukça boştu o sıralar.Abimin arabasından sonra o yoldan geçen arabayla aralarında yaklaşık 15 dakika vardı.
Ölü bedeni babam tarafından teşhis edilmişti.Onu son kez görmek istesem de bu olmamıştı.Zaten annem o sırada fenalaştığı için bir iğneyle uyutulmuştu.
13 Şubat 2016.
Uğursuz yıl.
Uğursuz gün.
Bugün onun ölüm yıldönümüydü.
Bana göre abim intihar etmiş olsa bile bunun sorumlusu babamdı.Şirket o sıralar iflasın eşiğindeydi ve babamla abim her gün kavga ediyordu.Abim eve gelmiyor,şirkette kalıyordu.Eve geldiği nadir zamanlarda ise uykusuzluktan ve yorgunluktan göz altları mosmordu.Babamın yanına o sıralar yaklaşılmıyordu.Şirket çalışanlarını bir bir işten çıkartıyordu.Babam bir gün eve geldiğinde kimseyle konuşmuyordu.O akşam kimse abime ulaşamıyordu.Şirket günler sonra iflastan bir şekilde kurtulmuştu ama abim ölümden kurtulamamıştı.
Şu an uçurumun kenarında arabanın içinde bekliyordum çünkü uçurumun kenarında oturan bir adam vardı.Adamın gitmesini bekliyordum çünkü birinin yanında acımı yaşayamaz,ağlayamazdım.Adam kapüşonunu kafasına geçirmişti ve kıpırdamadan oturuyordu.Adamın gitmesini beklerken karanlık arabanın içerisinde tekrar düşüncelere daldım.
17 yaşında olmama rağmen abim sayesinde araba kullanmayı az çok biliyordum.O öldükten sonra kendimi geliştirmiştim ve ehliyetim olmasa da arada bir tenha yolları seçerek buraya geliyordum.
Derin bir nefes alarak yan koltuktaki siyah poşete baktım.İçkiyi boşuna almamıştım!Ve harekete geçme içgüdüsünün,aldığım soluktan farkı kalmadı.Poşeti elime alarak arabadan dışarı çıktım ve kapıyı çarparak kapattım.Nihayet adam kafasını çevirerek arkaya baktı ve göz göze geldik.Temkinli adımlarla uçuruma yaklaştım ve adamdan uzak bir yere oturdum.Poşetteki içkiyi açarak büyük bir yudum aldım.Soğuk bira içimin yangınına iyi gelmişti.
Yan tarafta bir hareketlilik hissettim, adam sigara yakmıştı.Sigarasına baktığımı farkedince kafasını bana çevirdi.Gözlerime bakınca kanlanmış gözlerimi kimsenin görmesi istemediğim için kafamı karşıya çevirip denizi izlemeye devam ettim.İçkiden peş peşe yudumlar aldığımda bittiğini fark ettim.
Onu bizden çalan denizi izliyordum.Acı çok fazlaydı;görünmez parmaklar gözbebeklerime jiletlerle küçük kesikler atıyordu.Gözlerim hızla dolduğunda kafamı hemen gökyüzüne çevirip gözyaşlarından kurtulmaya çalıştım ama nafileydi.Bir damla yaş hıçkırarak ağlamamın önünü açtığında ağlamamı durdurmaya yetecek gücü kendimde bulamadım. Küçüklüğümden beri insanların yanında ağlamaktan nefret ederdim oysa.
Yanımda oturan adamın yavaşça bana yaklaştığını hissettim.Soğuk taşın üzerindeki elimin üstüne bir peçete koydu.Şaşkın gözlerle ona baktım.Gözlerinin mavi tonu karşımızdaki denize taş çıkartırdı.Göz göze geldiğimiz kısa sürede bana içinde hiçbir anlam barındırmayan boş gözlerle baktı.
"Sağ olun peçete için." dedim kısık ve pürüzlü bir sesle.Daha fazla orada durmak istemediğimi anlayınca içkiyi orada bırakarak ayağa kalktım.
Başım dönüyordu ama bunu kafaya takacak bir halde değildim. Arabaya doğru sarsak adımlarla yürürken adam kolumu tuttu."Bu hâlde gidebilecek misiniz yoksa taksi çağırayım mı?"diye sordu.Ses tonunun abime ne kadar benzediğini düşününce sarhoş olmaya başladığımı anladım, çünkü zihnimin içindeki yaratıklar yine saçmalıyordu."Teşekkürler ama araba sürebilecek kadar ayık bir kafadayım." dedim.Ağır çekimde hareket ediyormuşçasına arabanın kilidini açıp bindim.Eve gidene kadar etrafı gözyaşlarım yüzünden buğulu görmüştüm.Şansım yaver gitmişti çünkü yollar boştu.
Eve vardığımda herkes uyuyordu.Sessiz olmaya özen göstererek merdivenlerden yukarı çıktım.Ağabeyim ve benim odam yan yanaydı.Kendimi berbat hissettiğim günlerde olduğu gibi bu gece de onun odasında uyuyacaktım.Kapıyı yavaşça aralayıp içeri girdim ve pijamalarımı bile giyinmeden yatağına uzandım. Uyuyamayacağımı bilerek yastıklardan birine sarıldım ve gözlerimi yumdum.Uçurumun kenarındaki adamın bir daha oraya gelmeyeceğini umuyordum.İçimi dökmek için gittiğim yerde buna engel oluyordu.
••
Selamlar.Oylar okunma sayısına göre ciddi oranda düşük.Oy vermeyi unutmayın lütfen.Sizleri seviyorum.Görüşürüz!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
General Fiction"Dipsiz bir kuyudan aşağı düşüyormuş gibi hissediyorum," diye itiraf ettim.Ağladığım için sesim pürüzlü çıkmıştı. Birkaç saniye daha bana baktıktan sonra kafasını karşıya çevirdi ve gecenin siyahlığıyla örtülen denize baktı. "Kuyudan çıkman için san...