Merhabalar, keyifli okumalar!🌈 Bölüm Şarkıları;
Özgür Kurum -Gözlerimi Kapatsam.
Emir Can İğrek -Beyaz.•••
Uçurum 2.Bölüm"Mezarlık."
Telefonuma gelen bildirim sesiyle kan çanağı olmuş gözlerimi zorlukla araladım.Yatağa uzanmadan hemen önce komodinin üzerine fırlattığım telefonumu elime aldım.Saat yedi buçuktu,demek ki sadece dört saat uyuyabilmiştim.Hemen sonra WhatsApp'a girip Bensu'nun mesajına tıkladım.
Bensu: Günaydın,iyi misin kuzum? (07.29)
Bensu: Bugün okula gelecek misin? (07.30)
Bugün abimin ölüm yıldönümünün ertesi günüydü,14 Şubat.Dün mezarını ziyarete gitmemiştim çünkü herkes dün gittiğinden dolayı kalabalık oluyordu.Kalabalığı sevmediğimden ve insanların yanında ağlamaktan nefret ettiğim için bugün gidecektim.
Ada: Günaydın.Bugün mezarlığa gideceğim. (07.32)
Bensu: Tamam,gelmek istiyorum ama izin vermeyeceğini biliyorum.Dikkat et kendine. (07.33)
Bensu lisenin bana kattığı sayılı şeylerden en güzeliydi.Onunla dört senedir kopmayan bir arkadaşlığımız vardı.Annem kapıyı tıklayıp abimin odasından içeriye kafasını uzatınca,düşüncelerim de bununla birlikte yok oldu."Bugün gideceksin değil mi kızım ziyarete?" diye sordu kısılmış bir sesle.
Gözleri ağladığını kolayca ortaya koyuyordu.Yanına gidip elimi elmacık kemiklerinin üzerine koyup yavaşça okşadım,"Ağlamasana daha fazla," diye isyan ettim yalvarır gibi çıkan sesimle. "Sen sanki ağlamadın," dedi güler gibi çıkartmaya çalıştığı sesiyle.Kafamı iki yana sallayıp yanından geçtim.Merdivenlerden aşağı inip lavaboya girdim.Etrafta babamı görmemiştim,büyük ihtimalle işe gitmişti.
Kafamı kaldırıp aynadaki çökmüş yansımama baktım.Gözlerimin altında mor halkalar oluşmuş,gözlerim kan çanağına dönmüştü.Dün uçurumun kenarında içtiğim şey yüzünden kafamın içinde bıçak varmış da her hareket ettiğimde daha derine saplanıyormuş gibi hissediyordum.
Birden uçurumun kenarındaki adam aklıma geldi.Ondan aklımda kalan tek şey karanlık gecede parlayan mavi gözleriydi.Umarım bir daha orada kimseyle karşılaşmaz ve rahatça içimi dökerdim.Hızlıca yüzümü soğuk suyla yıkadım ardından da dişlerimi fırçalayıp lavabodan çıktım.Üzerimi değiştirmeden evden çıkarken annemin sesiyle arkamı döndüm,"Bir şeyler atıştırsana kızım,Selma Hanım'a hazırlatayım hemen,"dedi.Onun da bir şeyler yemediğini bildiğimden,"Sen ye,ben bir şeyler yerim dışarıda."dedim ve evden çıktım.Merdivenden hızlıca inip güvenlik kulübesinin yanındaki siyah demir kapıyı açtım.Yolun karşısına geçip bir taksi çevirdim.
Mezarlığın yolunu tarif ederken ikisine de yumruk atılmış gibi duran gözlerimi saklamak adına camdan dışarıya bakıyordum.Mezarlığa vardığımızda taksiciye ücreti ödeyip arabadan indim.Mezarlığın eskimiş beyaz kapısını kendime doğru çektim ve kapı sessizliğin içine bomba gibi düşüp gıcırdayarak açıldı.Abimin mezarının olduğu tarafa doğru dalgınca yürürken orada bir hareketlilik hissettim,sanki biri vardı.Daha dikkatli baktığımda hiçbir şey olmadığını gördüm. Uykusuzluktan, açlıktan ve dünden kalma tenimin altında hâlâ varlığını az da olsa hissettiğim alkolden dolayı halüsinasyon görmüş olmalıydım.Abimin mezarına ulaştığımda soğuk mermere elimi yerleştirdim,gözlerim de bununla birlikte hızla doldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
General Fiction"Dipsiz bir kuyudan aşağı düşüyormuş gibi hissediyorum," diye itiraf ettim.Ağladığım için sesim pürüzlü çıkmıştı. Birkaç saniye daha bana baktıktan sonra kafasını karşıya çevirdi ve gecenin siyahlığıyla örtülen denize baktı. "Kuyudan çıkman için san...