Bölüm 4

55 9 12
                                    


Görselde Anesa IŞIK rolünde Nilay DENİZ var.

Bu bölüm _kitap_kurdu_ece  için gelsin.Sabırla ve beni biraz da delirterek bölüm yazmamı bekledi. Oku bakalım Kitapkurdu 💙

Ece

"İkizcim. Artık kitabımı verir misin, lütfen? Saatlerdir sende. Bıkmadın mı ya?" Artık sabrım taşmaya başlıyordu. Şimdi patlayıp hızlı ve sesli konuşma başlarım ama hem evdekiler ie yazık, hem de sağolsun ikizimin benden aşağı kalır yanı yok, maalesef...

" Biraz bekler misin, lütfen Ece? Az kaldı. " Kapının eşiğinde, ellerim belimde, ayağımla ritim tutmaya başladıktan sadece on saniye sonra bir an Ecem'in abi hareketi ile irkildim. "Bitti! Al bakalım koca bebek. Ne vik vik ediyorsun."

Şuan şoklar içerisindeyim. Kitabı eline alalı sadece dört saat olmuştu. İnşallah benim rekorumu kırmamıştır. Ben ona şaşkın şaşkın bakarken kaşını kaldırıp konuştu. " Önüne bakıyorsun? Tek Kitapkurdu olan sen değilsin Ece'ciğim. "

İkizim diye demiyorum ama çok ortak yönümüz olduğu doğrudur. Dış görünüş açısından bu pek ihtimal dahilinde değil ama huy, hobi, fobi vb. şeylerde ortak noktamız oldukça çoktur, köküne bereket.

" Sen çok sevdin, bakıyorum da bu kitabı? " Kitabı bitirmenin rahatlığı ile yatağın fırlatmak suretiyle yatarken "Tabii ki..." diyordu. Ama sonrasında bir anda fırladı ve yatakta bağdaş kurup oturdu. " Acaba ikinci kitap ne zaman çıkacak? Kitapta ki iki kız var ya. Onlara bayılıyorum ya."

Bahsettiği kitapta bir sürü kız vardı. Hangisinden bahsettiğini anlamak için uğraşırken, bu çabamı anlamış olacak ki, hemen açıklamaya geçti canım ikizim. " Ya hani bize benzeyenler var ya. Ya o kadar bize benziyorlar ki, bir ara acaba yazar bizim arkadaşımız mı diye düşünmeden edemedim. Çok iyi ya..."

Hem konuşuyor, hem seviniyor, hem de heyecanlanıyordu. Bu kız kesinlikle benim ikizim. Yoksa abla bir açıklaması olamaz bu hiperaktifliğin... Bir an aklıma bir fikir gelmişti ve bunu Ecem ile paylaşmak istedim." Acaba bizde mi böyle bir kitap yazsak, hı, ne dersin?"

Bir an öyle bir baktı ki kendimi sorgulayacaktım. "Ece! Kendine gel. Bu AKSOYLU'LAR. Taklitlerinden sakının. Lütfen yani İkizcim. Git bir nefes al kendine gel. Mantıklı düşünemiyorsun. Hadi canım hadi."

Şimdi ne denirdi buna. Polemiğe giremeyeceğimden kitabımı alıp kendi odama geçtim. Kapıdan çıkarken de ona trip atmayı ihmal etmedim. Tamam haklıydı ama çok hızlı konuşuyor be mübarek. Sanırım bahane vermesi gerekn son insanım. Ama olsun...

İDİL

" Abi! Daha kaç saat bekleyeceğiz seni acaba? Hayır söyle, ona göre yemek yiyip çıkacağım." Kim bilir bu kaçıncı seslenişimdi. Tam bir buçuk saat oldu. Yukarıdan oda kapısının açılma sesi duyduktan sonra merdiven başında abimi elinde tarak ve fön makinası ile görünce, göz devirmeden edemedim. " Siz kapıya çıkın. Beş dakika daha!"

Abim hep böyleydi. Bir yere çıkacağımız zaman ona bir saat önceden haber verilmesine rağmen bizi en az yarım saat daha bekletirdi. Ne yapıyor bunca zaman anlamıyorum ki. Hayır, birde kadınlar evden çıkmak bilmez derler. Keşke "Bu Hasan IŞIK için geçerliliğini yitirmiştir." diye parantez açsalarmış.

"Bu kaçıncı "Beş dakika daha!" diyişi canım. Alıştıra alıştıra söyle. Ya kalpten gideceğim. Ya da gidip boğacağım." Hem anlama gülüyor hem de düşünüyor gibi yapıyordum. "Sanırım bununla beraber on yedi oldu."

KİLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin