2.BÖLÜM
Ne yapacağımı bilmiyordum. Gözlerimiz birleştiğinde yutkundum ve hafifçe gülümsedim. Yürümek için ilerlediğimde bileğimden tutup beni kendine doğru çekti. Belimden beni kavramıştı. Birbirimize çok yakındık. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Birbirimize daha çok yakınlaşmadan ayrılsak iyi olacaktı. ellerimle göğsünden onu iterek kendimden uzaklaştırdım. Ona sert bir bakış attıktan sonra arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
" Jess."
Durmuştum. Ne istiyordu benden? ne yapmaya çalışıyordu. İçerde sevgilisi onu beklerken ben burda onunla eğlenemezdim. Sinirli biz şekilde ona doğru döndüm ve yaklaştım. gözlerine sinirli bir şekilde bakıyordum. Ellerim terlemişti. Kalbim ise yerinden çıkmak için tüm yolları deniyordu.
" Zayn ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum."
Yüzüme sessizce bir kaç dakika baktıktan sonra yutkundu ve başını yere eğdi. Başını tekrar yukarıya kaldırdığında gözlerimiz buluştu. ağzından çıkacak kelimeleri merak ediyordum.
" Beni tanımadın değil mi? "
Söylediği cümle karşısında öylece ona bakakalmıştım. Neler olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Aptal aptal suratına öylece bakarken iki elimide avuçları arasına aldı. Gözlerime öyle derin bakıyordu ki sanki hep öyle bakarmış gibiydi.
Boğuk bir sesle mırıldandı. "Burdan gidelim mi?"
Şaşkın bir ifadeyle kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. sözlerine devam ediyordu.
" Biraz konuşalım jess. Seni üzdüğümün farkındayım ama ne olursun böyle yapma bunu bende istemezdim. Bak ünlü olmak sandığım kadar güzel bir şey değilmiş. Keşke eskisi gibi bisikletlerimizle sahile kadar yarış yapsak. Sonrada oturup güneşin batışını izlesek. Gözlerime hala derin derin baksan. Dizlerine yatsam. Saçlarımı okşasan." Yanıma biraz daha yaklaşıp yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına attıktan sonra yanağımı okşadı. anlamsızca ona bakarak geriye bir adım attım. " Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Bileğimden tutarak belimi kavradı. beni kendisine doğru çekip dudaklarıma ıslak ve sıkı bir öpücük kondurdu. Ondan kurtulmamla suratına yediği tokat bir olmuştu.
" Bunu sakın bir daha yapma! "
Hızlı adımlarla harry ve gemmanın masasına doğru ilerledim. Harry geldiğimi görünce gülümsedi. yapmacık davranmayı sevmem gayet ciddiydim. Bir şeyler olduğunu anladığı her halinden belliydi. Bir sorun mu var dermiş gibi yüzüme bakıyordu. Elindeki viski bardağını alıp kafama diktim. Suratım limon suyu içmiş kadar buruşmuştu. Şapşal bir şekilde bana bakarak gülüyordu. Sinirli bir bakış attıktan sonra yüzünde ki gülümsemesi silindi. Yavaşça gemmanın yanına doğru yaklaştım. " Kalkalım mı artık?" Olur anlamında başını sallayıp arkada duran montunu aldı. Bu sırada zayn'in geldiğini fark ettim. Hiç birşey olmamış gibi davranmaktan nefrat ediyordum!
Harry " Biz kaçıyoruz çocuklar." dedikten sonra zayn araya girip, " Bizde gelelim." dediğinde bakışlarımı ona doğru çevirdim. Perrie zayn'i kolundan tutup sızlanır bir sekilde dizlerinin üzerinde zıplayarak. " Ya aşkım biraz daha kalalım. Bak burası çok güzel. Hem eğlenmeyede yeni başlamıştık ama..."
Zayn perrie'nin kolunu sıkı bir şekilde tutarak kendine doğru çekti ve onu öptü.
" Evde devam ederiz aşkım."
Gözlerimin içine bakarak bunu yapması neden canımı acıtmıştı bilmiyorum. Mekandan çıkarken sessizdik. Kimse konuşmuyordu. Zayn gelen arabsının kapısını açarak önce perrie'yi öne oturttuğu. Çok fazla sarhoş olduğu için ayakta zor duruyordu. Louis ve eleanour da onlara eşlik ettiler. Arka koltukta eleanour'un omzunda yatan perie'nin üzerine üstündeki ceketi çıkarıp örttü. Şoför koltuğuna geçmeden önce bana doğru bakarak kapıyı açtı. İçeri girmeden önce " Görüşürüz. " Diyip harry'e el sallamıştı.