4. BÖLÜM
"Açmıyacakmısın?"
" Senle dolu olan bu anımı mahvetmek istemiyorum."
Gözlerime derin derin bakarak fısıldadı.
" Zaman keşke şuan dursa ve ben senin kollarında kalsam."
Hafifçe bir tebessüm ettiğimde elinin tersiyle yanağımı okşadı. Uzun uzun gözlerime bakmasını özlediğimi fark ettim. Elleri büyümüştü ama bakışları hala aynıydı. Doğru olmayan bir şey yapıyordum. Onun bir sevgilisi vardı ve yıllar sonra biz tekrar bir araya gelemezdik.
Hafifçe ondan uzaklaştım.
" Artık gitsem iyi olacak."
" Biraz daha kal lütfen."
" Hayır zayn. Gitmem ikimiz içinde en iyisi. O kızıda merakta bırakma. Bana yaşattıklarını onada yaşatma."
Arkamı dönüp gittiğimde öylece orda bıraktığım yerde duruyordu. Yol kenarına çıktım ve gelen taksiye durması için işaret ettim. Arabaya binerken son bir kez ona doğru baktığımda hala arkamdan baktığını fark ettim.
...
Eve gelmiştim. Ilık bir duş alıp yatağıma yattım. Yarın erkenden kalkıp kendime bir iş arayacaktım.
...
Sabah kalkıp herkese günaydın dedim. marlin ve babam sofra başında oturuyorlardı. Marlin harika bir kahvaltı hazırlamıştı. Pazar sabahlarını hep severdim. Annem öldüğünden beri pazar günleri geç kalkardım. Onlarda erken kalkıp onlara kahvaltıda eşilk ettiğim için çok şaşırmışlardı. Kıvır kıvır olan saçlarımı sırtıma atarak babamı yanağından öptüm ve yerime oturdum. Marlin ve babam birbirlerine şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Babam elinde ki gazeteyi bırakıp bana döndü. İştahlı iştahlı ağzıma attığım her lokmaya bakıyordu. Sevinciyle şaşkınlığı bir araya karışmıştı.
Uzun bir pazar kahvaltısı yaparsam kendime bir iş bulamayacaktım. ağzıma son lokmaları tıkıştırıp yerimden kalktım. Marlin ve babama hoşçakal diyerek evden çıktım. Onları hiç bu kadar mutlu görmemiştim.
...
Elimde iş ilanlarının olduğu bir kağıtla caddelerde dolanıyordum. Girdiğim her yer 19 yaşında olduğumu söyleyince biz sizi ararız. sözünü beraberinde getiriyorlardı. Başvurduğum tek bir yerden bile günler geçmesine rağmen haber gelmemişti. Yine bir gün iş aradıktan sonra açıkıp bir kafeye oturmuştum. Yemeğimi yerken telefonum çaldı. Arayan gemmaydı.
" Müsaitsen buluşalım mı?"
" Müsait'im canım yemek yiyordum gelsene adresi sana mesaj atarım."
" Peki geliyorum."
15 Dakka sonra attığım adrese gelmişti. Bende yemeğimi bitirmiştim. Soğuk bir şeyler içerken aynı zamanda sohbet ediyorduk. O gece niall'in çok sarhoş olduğu için geceyi, ne yaptığını bile hatırlamadığını söylüyordu.
"Biz sabah ona söyleyince çok utandı. Senden özür dilemek istedi. Vaktin varsa biraz sete uğrayalım mı ne dersin?"
Çok yorgun olduğumu söyleyince ısrar etmedi.
Gemma'nın telefonu çalınca kalkmak zorunda kaldı. Annesi arayıp akşam için eve dönerken bir şeyler almasını söylemişti. Yemeğe alacaktı çocukları. Gemma telefonu kapattıktan sonra bunları bana söyleyip ısrarla benimde gelmemi istiyordu. Onu kırmayıp akşam 8'de orada olacağımı söyledim.
...
Ne giyecektim ben şimdi.. Hepsinden önce hiç bir şey olmamış gibi oraya nasıl gidecektim. Benim orada ne işim vardı ki? O jess diye söylenip dururken marlin'in odamın kapısından içeriye girdiğini fark ettim. Sürekli bana bir şeyler söylemek istermiş gibi yaklaşmasını anlayamıyordum. Her saniye gözleri üzerimdeyken rahat değildim.
