#THUNDER
Gülüşüne aşık olduğum adam varlığıyla ömrüme ömür katmıştı sanki.. İyi ki gelmişti..
Gözlerimi gözlerinden bir dakika bile ayırmak istemiyordum. Ellerim onun ellerindeyken dünya sanki durmuştu. Yağmur'a aldırmadan hala birbirimize bakıyorduk. Tekrar beni öpmek için eğildiğinde " Artık içeriye girsek mi? Çok ıslandık." diye mırıldandım. " Peki" diyerek uzaklaştı ve o içten gülümsemesi görüldü.
Hızlı adımlarla ben önden o arkadan el el evin içine girdik. Çantasını komidinin yanına koyarak salona geçti. Bende ikimiz için birer havlu getiriyordum. Havluyu alıp yukarıdan aşağıya indiğimde biriyle konuştugunu fark ettim. Oldukça sinirlenmişti. Yavaşça merdivenlerden inip mutfağa girdim. Konuşmasının bitmesini beklerken bu arada ikimiz için sıcak çikolata hazırlamıştım. Of hala inanamıyorum zayn içerideydi ve biz birbirimize az önce sımsıkı sarılmıştık. Sanki hiç bir şey olmamışta onca yıldır berabermişiz gibi davranıyorduk. Bu birbirimizi sevdiğimizden kaynaklanıyor olacak ki kimse bu durumdan rahatsız değildi. Aksine dünyalar benim olmuştu. Aslında onun mutluluğu benim mutluluğumdu. Yıllarca onsuz yaşamamı tek nedeni onun mutlu olduğunu bilmemdi.
Düşüncelere dalmışken zayn'in geldiğini fark ettim.
" İyi misin? Yüzün asık görünüyor."
" Kız arkadaşımla tartıştım. Beni sürekli değiştirmeye çalışıyor. Ben olduğum halden çok memlunum. Birde 10 günlük tatilimi onunla geçirmeyeceğimi söyleyince bana çok kızdı. İkide birde ilişkimizi gözden geçirelim diyip duruyor. Artık bir ilişkimizin olmadığını ve sorunda olmadığını söyleyip telefonu kapattım."
Hala ona kız arkadaşım bile demesi beni benden alıyordu. hem ona kızıyor hemde üzülüyordum.
" Peki neden burdasın? Onun yanında olman gerekmiyor mu?"
Yavaşça yanıma yaklaştı ve elini belime doladı.
" Benim yerim burası."
Hafifçe gülümsediğimde eğilip dudaklarımı yavaşça öptü. Tişörtümün içine yavaşça kayan elini göğüslerime ulaşmadan durdurdum. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp. " Zayn bence durmalısın. Herşey çok fazla hızlı gelişiyor."
Peki anlamında başını sallayarak ellerini yukarıya kaldırdı ve bir kaç adım geriye giderek benden uzaklaştı.
Sıcak çikolatalarımızı alıp içerideki kanepenin üzerine oturduk o geride ben ise onun önünde oturuyordum. Çizgi film seyrediyorduk. 4 Yaşımıza geri dönmüş gibiydik. Zaman onunla birlikteyken harika geçiyordu. Elimde ki boş bardağı alıp masanın üzerine bıraktıktan sonra beni kendine doğru çekerek sarıldı. Göğsüne yatıp derin bir nefes aldım. Bu benim seneler sonra yaşadığım en huzurlu andı. Kanepenin üzerinde yatar vaziyetteydik. Göğsünde sabahlasam kıpırdamazdım bile. Elleri saçlarımın arasında geziniyordu. Birden yüzümü ona doğru çevirdim.
" Biz ne yapıyoruz zayn? "
" Anı yaşıyoruz jess. "
" Sence bu yaptığımız doğru mu? "
" Seninle yaptığım hiç bir şeyden pişman değilim. Seninde pişman olmanı istemem. Ben her şeyi seni istediğim için yapıyorum. Problem bir kız arkadaşımın olmasıysa, yarım saattir hayatımda oda yok ve ben artık özgür bir adamım. Kalbim sahibine geri döndü prenses."
" Gülümsediğimde yanaklarımı okşadı. göğsüne tekrar yatıp gözlerimi kapattım.
Bir süre beraber o şekilde uyumuşuz. Cama vuran yağmurun sesiyle uyanmıştım. Zayn'i uyandırmadan yavaşça kucağından kalktım ve yan koltukta ki battaniyeyi alıp üzerine örttüm. Mutfağa geçip ikimiz için güzel yemekler hazırlayacaktım. Biraz spagetti, soslu köfte mercimek çorbası ve puding bizim en sevdiğimiz menüydü. spagettileri haşlamak için tencereye suyu doldurdum ve ocağın altını açtım. Yavaş yavaş herşeyi yapıyordum. Yemekler bitmek üzereydi. Çorba kaynarken sofrayı hazırlasam iyi olacaktı. Mutfak masası duvardan yere kadar olan camlı mutfağın ön kısmındaydı. balkon gibi çıkıntılı olan yerde duruyordu. Çimenlerle aynı hizada gibi gözüksede aralarında bir adımlık mesafe vardı. Yağmurun yağdığı havuzun üzeri büyük çınar ağacından düşen yapraklarla kaplanmıştı. Mavi ve fuşya tonlarındaki masa örtümü güzelce yayıp sofrayı hazırladım. Zayn hala bebekler gibi uyuyordu. Hafifçe yanına yaklaşarak burnunu öptüm.
