Hiçbir şey değişmemiş gibiydi ama her şey bir o kadar da değişmişti. Herkes büyümüştü, ama hala o sokak serserileriydiler. Onları o kadar özlemişim ki, kelimeler yetmiyor. Yolda ilerlerken birden önüme biri çıktı. kulağıma eğilip konuşmaya başladı.
- Esra, aman tanrım gerçekten sensin!
- Mert? Nasılsın, seni gerçekten özlemişim.
Mert buraların en belalı tiplerindendi. Yani son bıraktığımda öyleydi. Sercan ile beraber ortalığı kasıp kavuruyorlardı.
- Sen yokken çok şey değişti buralarda. Hadi içeri girip konuşalım.
Sözleri bitince boynuma bir öpücük koydu. Belime koyduğu eliyle beni yönlendirdi.Selim'in bizi takip ettiğini hissedebiliyordum. Etrafa öyle bir negatif enerji yayıyorduki. Sanırım burada olmak onu geriyordu. Ama yaydığı enerji onu daha buraya ait yapıyordu.
-Mert işin bitince bu taraflara da gönderirsin değil mi?
Mert o tarafa doğru kötü bir bakış attı. O sırada Selim'in sesini duydum. Ne yaptığını sanıyor bu çocuk?
-Esra işin bitince konuşmalıyız.
Bana laf atan çocuk bir bana bir Selim'e bir de Mert'e baktı.
-Esra? Özür dilerim. Onun Esra olduğunu bilmiyordum.
İkinci kere adımı söylediğinde Mert'in yumruğu yüzündeydi. Ne olduğunu anlamadım. Ama soğuk kanlılığımı koruyarak Selim'in koluna girerek onu korumaya aldım. Ne de olsa buralara, bu insanlara hiç alışık değil? Haksız mıyım?
-Esra, ne oluyor burada?
O sırada Mert'in çocuğa yumruk attığını görenler etrafımızı çevirmişti.
-Bu kadar olay yaratmaya gerek yok Mert. Harcadığımız zamana değmez.
-Haklısın Esra.
Tam Mert ile konuşmaya geri döneceğim sırada arkamdan gelen sesle dona kaldım.
-Bu bizim küçük prensesimiz Esra değil mi? Prensi kaybedince uşaklarına mı yamandın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana ihtiyacım var
Genç KurguEsra sosyete hayatı ile İstanbul'un sokaklarındaki hayatı arasında denge kurmaya çalışan bir kızdır. 18. yaşına basmasıyla hayatı beklemediği bir şekil alır.