~4~

8 0 0
                                    

Uyandığımda hastanedeydim. Her yanım acıyordu. Nedenini hatırlamaya çalıştım. İlayda en son onla kavga etmiştik. Tabii ya üstüme kahve dökmüştü. Hareketlendim. O sırada içeri doktor girdi.

"Osedya hanım daha iyi misiniz? Eğer kendinizi yeterince güçlü hissediyorsanız olanları polise açıklamanız gerekli"

Polis mi polis de nereden çıkmıştı. Hadi ama İlayda'dan şikayetçi olmayacaktım.

"Daha iyiyim fakat polisten önce refakatçimle görüşmek istiyorum. Mümkün mü acaba?"

"Değil fakat iyi olduğunuzu görmek için fazla ısrarcılar. Sanırım bir istisna yapabilirim."

Doktora teşekkür ettim. Doktor odadan çıkınca içeri Selim girdi. Hadi ama onu burada ne işi vardı.

" Ben İlayda'yı bekliyordum seni  değil."

"Şey sevgilisi onu kahvaltı yapmaya götürdü. Aslında ben de gidecektim ama seni bırakmak istemedim."

Mırıldandım: "keşke gitseydin."

" efendim ?"

" yok bir şey"

"git istersen polise ifade vermem gerekiyormuş."

Selim odadan çıktıktan kısa bir süre sonra içeri iki polis memuru girdi. Onlara kuzenimin yanlışlıkla üzerime kahve döktüğünü şiksyetçi olmayacağımı söyledim. İmza falan attırdılar. Ne gerekse.. polis çıkınca içeri İlayda daldı.

"Çok özür dilerim Os. Seni yakmak istememiştim. Lütfen affet. Lütfen !"

"Hey tamam İloş problem yok. Affettim büyük ihtimalle sen de benzeri bir şey yapsan ben de böyle bir tepki verirdim."

"işte Os senin en çok bu yönünü seviyorum. Affedicisin."

"Ben en çok seksi kalçalarımı sevdiğini sanıyordum İloş"

Kahkaha attı. O sırada kapı tıklatıldı ve içeri Selim ile Cem içeri girdi.

" Aşkım benim gitmem gerekti. Kafeden aradılar. Tekrar geçmiş olsun osedya."

Ve cem girdiği gibi çıktı. Selim yanımdaki boş koltuklardan birine oturdu.

"Selim sen partine hazırlansana. Akşama kadar yetişemezsin."

"Parti iptal. Sen olmadan kutlamanın bir anlamı yok hem aklım da sende kalır. Annemi aradım ve iptal ettirdim."

İlayda gıcık tutmuş gibi ses çıkardı.

"Ee nasıl tanıştınız?"

Aynı anda cevap vermiştik. Ben barda derken o okulda demişti.

"Nasıl yani okulda mı barda mı?"

"aynı okulda okuyoruz. Osedya'yı ya da benim tanıdığım ismiyle Esra'yı bizim okula geldiğinden beri beğeniyorum ama ..."

"Ama kuzeninin kötü kız imajı sayesinde ona yaklaşmaya korktu anlayacağın. Ama en sonunda barda tanışabildik. Gerçi o da bir faciaydı."

"Nasıl yani?"

"Senin bu kuzenin (kendimi gösterdim) burayı da İstanbul gibi sanıp yalnız dolaşırken iki kişi tarafından tecavüze uğruyordu ve şurada gördüğün seksi çocuk (selimi gösterdim) onu o adamlardan korudu."

"iyi de bu çok saçma os. Sen sarhoşken bile çok rahat birilerini öldürecek kadar dövebilirsin."

Haklıydı. Döverdim. Ama bilmiyorum o anda yapamamıştım. Belki iki kişi olmaları idi problem belki de formumu kaybetmiştim.

"biliyorum."

" ee selim senin burada ne işin var?"

" Yağız'ın böbrekleri yine problem çıkardı ona gelmiştim. Çıkacakken seni gördüm. Şey sanırım gitmem lazım. Yalnız kalmanız gerek sanırsam."

İlayda Yağız'ın burada olduğunu duyunca hareketlendi.

"Yok, aslında ben çıkayım. Sizin konuşacaklarınız vardır."

Sözü biter bitmez odadan ayrıldı. Selim'e döndüm.

"Doğum günü kutlaman için çok özür dilerim Selim. Bunu telafi etmeye çabalarım. Ama nasıl yaparım hiçbir fikrim yok."

"Sorun değil Osedya. Bir insanın sağlığı daha önemli ayrıca annem sevgilim hastanedeyken ne yaparsam yapayım kutlama yapmaz."

"Sevgilin?"

"Annem seni öyle biliyor. Sahi arkadaş sayılır mıyız ki biz?"

"Sanırım arkadaş sayılırız. Okul arkadaşıyız. Ee son 24 saatim çoğunda yanımdaydın. Hem o kadar da züppe durmuyorsun. İstersen arkadaş olabiliriz. Ben Esra ." sözüm bitince gülümsedim.

"Tanıştığıma memnun oldum Esra. Ben de Selim."

Sana ihtiyacım varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin